RIHA - Tarım üzerinde kirli politikaların yürütüldüğünü, ancak buna karşı üretmek için direndiklerini belirten Hewaglı çiftçiler, "Bu topraklar üzerinde yaşayan insanları kendilerine muhtaç etmek ve bunu kabul etmeyenleri göçertmek istiyorlar" dedi.
Seçimlerin ardından döviz kurundaki artışla gelen zamlar, ürettiklerini satamayan çiftçilerin yaşadıkları ekonomik krizi derinleştirdi. Artan girdi maliyetlerinden olan mazotun, gübrenin, tohumun fiyatlarındaki artışa bir de yaşanan iklim değişikliği, tarım arazilerinin tarım dışı kullanılması çiftçileri üretemez duruma getirdi. Riha’nın Hewag (Bozova) ilçesine bağlı Cewsaq (Kargılı) Mahallesi’nde bu şartlara rağmen üretim yapmayı sürdüren çiftçiler, tarımın bitme noktasında olduğunu söylediler.
250 BİN TL GİDER
Mahallede 15 yıldır çiftçilik yapan Vedat Yıldırım (30), 2006’da Atatürk Barajı kapsamında gelen su ile tarım üretimine başladığını anlattı. Son yıllarda şartların giderek kötüleştiğini vurgulayan Yıldırım, “Çiftçiler arasında bir birlik yok. O yüzden çiftçilerin de birbirlerinden haberleri yok. Burada kota sorunu var, çiftçilerin birbirlerinden haberi olmadığı için de bu kota sorunu ürünün elde kalmasına sebep oluyor” diye ifade etti. Bu yıl 40 dönüm karpuz ektiğini söyleyen Yıldırım, yaptığı harcamaları kalem kalem anlattı: “Sadece fideler için 140 bin TL ödeme yaptım. 20 bin TL işçilik ücreti verdim. 70 bin TL gübre parası verdim. 5 bin TL şu ana kadar harcadığım mazot parası. 15 bin TL zirai ilaç aldım. Ancak karpuzlara hastalık bulaştı. Onun da önüne geçemiyoruz. Karpuz ekenlerin temel sorunu oldu bu.”
MASRAFLAR 3 KATINA ÇIKTI
Yaşadıkları sıkıntılar sebebiyle her sene bir önceki seneye göre ürün çeşitliliğini azalttıklarını kaydeden Yıldırım, geçen sene ektiği pamuğu zarar ettiği için bu sene ekemediğini dile getirdi. Yıldırım, “Eskiden pamuk, biber ekiyorduk. Her geçen sene birinden kısmak zorunda kaldık. Bu sene karpuz ektik ama böyle giderse onu da seneye ekemeyeceğiz. Geçen yıllarda bir tarla için harcadığımız para 40-50 bin TL arası iken, bu yıl 100-150 bin TL masraf çıkıyor. Giderlerimizi aldığımız yerler paralarını peşin istiyorlar. Ancak ektiğimiz şey bizi doyurmuyor. Tüm yük çiftçinin omuzlarında kalmış durumda” dedi.
ÜRETİMDE DİRENİŞ
İktidarın tarım üretimini engelleyen bir politika yürüttüğünü belirten Yıldırım, “Giderek çiftçiliği terk etmeye zorlanıyoruz. Eskiden buradan ektiklerimizle yaşamımızı idame edebiliyorduk, ancak şimdi önümüzü göremiyoruz. Gençler tarım yapamıyor. Çiftçiliğe ilk başladığım yıllar 30’a yakın akranım da benle çiftçilik yapıyordu. Bugün 2-3 kişi kaldık. Çiftçilikte umut kalmadı” diye konuştu. Yıldırım, Riha’nın en önemli geçim kaynaklarından birinin de fıstık olduğunu ancak maddi sıkıntılar bir yana son yıllarda yaşanan iklim değişikliğinin etkisiyle fıstık üretiminin de azaldığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Sıkıntı çekiyoruz doğrudur. Bazen biz de bu kadar maddi sıkıntı içerisinde, ‘Acaba gitsem mi?’ diye düşünüyoruz. Ancak burada çiftçilikte ısrar ederek, aslında bir direniş sergiliyoruz. Bir mücadele veriyoruz. Topraklarımızı terk etmememiz gerekiyor. Devletin desteği dışında çiftçiler olarak bizim bir alternatif oluşturmamız gerekiyor. Çiftçiler olarak birlik olup bir kooperatif kurmamız şart.”
‘ÇİFTÇİLER BİR OLMALI’
Yıllardır çiftçilik yapan Mustafa Durmaz, mısır, biber, buğday, karpuz ektiklerini kaydetti. Masraflarının giderlerini karşılaması halinde dahi hallerine şükredeceklerini söyleyen Durmaz, “Buğdayın taban fiyatı belli. Bu para ile sadece mazot ve gübre giderlerini bile karşılayamayız” dedi. 2015’den bu yana her yıl zarar ettiklerini belirten Durmaz, “Yaşadığımız süreç sebebiyle gençlerin çoğu çiftçilikten soğudu. Bizim her yere borcumuz var. Önümüz gece karanlığı gibi. Çiftçilerin durumunun iyileştirilmesi için politikaların düzeltilmesi gerekiyor. Bunun için de çiftçilerin, köylülerin bir olması gerekiyor ki bu politikaları düzeltelim” diye belirtti.
‘KİRLİ TARIM POLİTİKASI’
Son yıllarda çiftçinin problemlerini çözmeye dönük bir tarım politikası olmadığını ifade eden Tahsin Durmaz ise, çiftçilerin her geçen sene daha fazla zarar ettiklerini belirtti. Tarım politikalarının siyasi politikalardan bağımsız gelişmediğine dikkat çeken Durmaz, bu durumu “Burada tarım üzerinden kirli bir politika yürütülüyor. Bu topraklar üzerinde yaşayan insanları kendilerine muhtaç etmek ve bunu kabul etmeyenlerin ise burayı terk etmesini sağlayacak bir politika bu” diye tanımladı. Durmaz, “Her şeyden önce adaletin sağlanması lazım. Yürütülen bu tarım politikaları siyasetten bağımsız görmüyoruz” dedi. “Seçimlerin ardından bakanların sadece adı değişti, zihniyet aynı” diyen Durmaz, yürütülen tarım politikalarına karşı yurttaşların alternatif bir yol bulması gerektiğini altını çizdi.
MA / Ceylan Şahinli