ANKARA - Gençlik örgütleri tarafından gerçekleştirilen Suruç Anması’na yönelik polis saldırısına ilişkin basın açıklaması düzenleyen İHD Ankara Şubesi Gençlik Komisyonu, “Polis saldırdı ve yine en sert biçimde baskı uygulanmaktan, 33’leri anmak isteyen gençlere işkence etmekten çekinmedi” diyerek protesto etti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Gençlik Komisyonu ve Ankara’da bulunan gençlik örgütleri, 20 Temmuz tarihinde Mithatpaşa Köprüsü yanında Pîrsûs Katliamı dolayısıyla yürüyüş yapan gençlere yönelik polis saldırısına ilişkin basın açıklaması düzenledi. İHD Ankara Şube binasında düzenlenen açıklamada polisin müdahalesi sırasında uyguladığı işkenceye dikkat çekildi. Açıklamanın yapıldığı salona üzerinde “Suruç için adalet herkes için adalet” yazılı pankart asılırken açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk katıldı.
‘YARALILARIMIZ DEFALARCA KEZ HAPİSHANELERE ATILDI’
Açıklamayı yapan İHD Gençlik Komisyonu üyesi Tunahan Gözlügöl, 10 yıl önce Pirsûs’ta bulunan Amara Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen DAİŞ saldırısında katledilenleri anarak, “Aradan geçen yıllarda ise yaralılarımız defalarca kez hapishanelere atıldı, işkence gördü. Ancak maalesef ki bu saldırının arkasındaki planlayan güç, azmettirici yapı ve gerçek tetikçiler hiçbir zaman ortaya çıkmadı ve yalnızca tek tutuklu sanık olan Yakup Şahin bu davada 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırıldı. Suruç katliamı hukuk düzleminde hak ettiği sonucu almazken, Suruç ailelerimizden Besra Erol oğlunun mezarı başında yaptığı açıklama sebep gösterilerek hapsedildi” dedi.
‘YAPTIĞIMIZ ANMALAR YASAKLANMAYA ÇALIŞILIYOR’
Hem 10 Ekim Ankara Gar Katliamı, hem de Suruç Katliamı için adalet demekten vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Gözlügöl, “Bu sene de her yıl olduğu gibi 20 Temmuz'da, Suruç Katliamının yıl dönümünde, şehir merkezlerinde anmalar düzenlenmek istendi. Ankara'da ise Güvenpark'ta düzenlenmek istenen anmaya, her yıl olduğu gibi, polis saldırıları gerçekleşti ve yine en sert biçimde baskı uygulamaktan, 33’leri anmak isteyen gençlere işkence etmekten çekinmedi. Aralarında İHD Gençlik Komisyonundan üyelerimizin de bulunduğu birçok arkadaşımız alanda işkencelere maruz kaldı, 41'i işkenceyle gözaltına alındı, polisin gözaltındaki türlü kötü muameleleriyle mücadele etmek zorunda kaldı. 41 gençten 23’ü ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı, 18’i ise mevcutlu gözaltında tutularak ertesi gün savcılığa ifade verdi. 4 kişi bu ifadelerin ardından salınırken 10’u tutuklama talebiyle, 4’ü adli kontrol talebiyle hakim karşısına çıkarıldı ve hakim 14 kişi adli kontrol tedbirleri uygulanmasına hükmetti. Bu unutturma ve var olan anmaları bastırma çabası ise eli kanlı IŞİD çeteleri tarafından işlenmiş olan bu gençlik katliamına yaptığımız anmaların 10 yıldır hala yasaklanmaya çalışıldığını gösteriyor” diye konuştu.
‘MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ’
İşkence suçunda zaman aşımının olamayacağına işaret eden Gözlügöl devamla şöyle konuştu: “Unutturmaya çalışmalarının, medyadan gizlemelerinin, tehditlerle ve ısrarlı takiplerle ajanlaştırma çalışmalarının sorumlularına gereken yaptırımların uygulanabilmesi için İHD Gençlik Komisyonu olarak mücadelemize devam edeceğiz. Suruç anmasında yaşanan işkencelerin takipçisi olduğumuzu, anmada ve sonrasında yaşanan her türlü hak ihlali haksız dava süreçlerinde gençlerin yanında olduğumuzu belirtiyoruz. Bu mücadelemize ortak olmak isteyen bütün arkadaşlarımızı dayanışmaya davet ediyoruz. Hak ihlallerine karşı kendimizi hep beraber güçlü bir şekilde savunmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde hiçbirimizin yalnız olmadığını hatırlatmak istiyoruz.”
‘EMNİYET İNTİKAM ALMAK İSTEDİ’
Ardından söz alan Burcugül Çubuk ise gözaltı araçlarından adliye koridorlarına kadar işkence yapıldığını belirterek, “İşkenceyi kelepçelerin çıkarılmayışıyla gördük. Devrimci gençlerin adliyede yanlarındaydık ve tamamının vücudunda, özellikle de boynunda işkence izleri vardı. Zaten kendi beyanlarında da fiziksel, psikolojik ve cinsel işkencenin olduğunu beyan ettiler. Ankara Emniyeti özellikle son yıllarda kendini cinsel tacizle anılır duruma getirmiştir. Bunun da sistematik olduğu ortada. Ayrıca Suruç Katliamının arkasından diz çöktürülmek sindirilmek istenen gençliğin ortaya çıkardığı devrimci güç birliğinin de sindirilememesinin intikamının da bu saldırılarla açığa çıktığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.