WAN - Silah bırakma törenini izlerken hüzün ve mutluluğu birlikte hissettiklerini söyleyen Wanlılar, Abdullah Öcalan’a minnettar olduklarını belirterek devleti adım atmaya çağırdı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine Süleymaniye kırsalında bulunan Şikefta Casenê’de silah bırakma töreni düzenlendi. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat'ın öncülük yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Grubu üyeleri, Öcalan'ın çağrısı üzerine silahlarını imha etti. Dünyanın gözünün kulağının üzerinde olduğu töreni izlemek için Kürtler de ekranları başına kilitlendi.
Törene ilişkin mikrofon uzattığımız Wanlılar, devletin bu hamleye karşı çok büyük ve kritik adımların atması gerektiğini ifade etti.
‘MUTLU VE HÜZÜNLÜ BİR ANDI’
Diğer “çözüm süreci”nden kaynaklı halen kaygıları olduğunu söyleyen Narin Aydın, “Bizler silah bırakma ve silah yakma törenini izledikten sonra hem çok hüzünlü hem de mutluyduk. Biz bu süreçte kendimize güveneceğiz başka kimseye güvenmiyoruz. Bizler her yerde barış istiyoruz. Umarınki sonu da güzel olur. Herkesin elini taşın altına koyması gerekli çünkü bu bizim için çok mühim bir süreçtir. Bundan sonra bu sürecin yükü özellikle biz kadınların ve genç arkadaşların omuzundadır” dedi.
TEMKİNLİ OLMA ÇAĞRISI
Sürecin başarıya ulaşmasının Kürtler ve Türkler için iyi olacağını söyleyen Hikmet Ayhan, Cumhurbaşkanı’nın tören ardından yaptığı konuşmayı da olumlu bulduğunu belirterek, “Bizler kardeşiz ama Mecliste artık bu konu konuşulmalı ve artık bu süreç için adımlar atılmalı. Sadece silah bırakmak ile bu iş olmuyor. Siyasi tutsaklar bırakılmalı. İçerde suçsuz olan binlerce kişi var. Türkiye’de adaletin sağlanması lazım. Bu süreçte çok dikkat etmeliyiz. Süreci bozacak olası durumlara karşı temkinli olmalıyız” diye konuştu.
‘ADIMLAR BEKLİYORUZ’
Artık ayrımcılık olmayacağını ve kardeşçe yaşayabileceklerini belirten Güneş Güner şunları söyledi: ‘’Ben bu sürece güveniyorum ve arkasındayım. Önder Abdullah Öcalan’ın videolu mesajından sonra artık daha iyi hissediyor ve süreci daha iyi sahipleniyorum. Umuyorum ki sürecin sonu da iyi gider. Kürtçenin ikinci anadil olmasını istiyorum. Kürdistan Bölgesinde en sık kullanılan dil ikinci resmi dil olmalıdır. Karşı taraftan da güzel adımlar bekliyoruz.”
‘ÖNDER ÖCALAN’A GÜVENİYORUZ’
PKK’nin silah bırakmasının güzel olduğunu fakat karşı tarafın da atacağı adımların bir o kadar önemli olduğunu söyleyen Zahir Haykır, ‘’Bu süreç eğer geçen seferki gibi kandırmacalar olmayacaksa çok güzel ilerleyecek. PKK silah bıraktığında üzülmüştük ama Önder Abdullah Öcalan daha iyi bilir. Cumhurbaşkanının açıklaması da güzeldi. Bu süreçte omuzumuzda olan yük tamamen onlara destek çıkmaktır. Bütün halklar bir olup bu barışı beraber inşa etmeliyiz. Sürece güveniyoruz daha fazla güvenmemiz için başta bütün siyasi tutsakların bırakılması gerekiyor” dedi.
Barışın olmasını istediklerini belirten Gülizar Yükselen, “Bu barışa vesile olan herkese teşekkür ederim bizler kardeşiz. Ama biz de hakkımızı arıyoruz, umarım hakkımız olanı alacağız. Umuyoruz ki barış içerisinde yaşayalım. Biz Kürtler hakkımız için daha çok mücadele edeceğiz ve başarıya ulaşacağız” diye belirtti.
‘ÖCALAN’A MİNETTARIZ’
Ülkede büyük bir huzursuzluk ve pahalılığın olduğunu belirten Abdulşakir Dilek, barışmak istediklerini ama öncekiler gibi kandırılmak istemediklerini dile getirdi. Dilek, “Karşılıklı adımlar atılması bu süreçte çok önemli. Bu ülkeye artık güzellikler ve huzur gelmelidir. Köyümüzü boşalttılar, bir suçumuz günahımız yokken darp ettiler, dövdüler çok fazla zulüm gördük ama buna değecek bir sonuç bekliyoruz. Siyasi tutsakların bırakılmasını istiyoruz. Huzur istiyoruz ölüm istemiyoruz. Dün PKK’nin silah bırakma töreninde çok mutlu oldum. Devletin adım atma vakti geldi ve artık tutsaklar bırakısın. Sayın Abdullah Öcalan yıllardır görevini yapıyor ve her dediğini yerine getiriyor. Bizler Önder Abdullah Öcalan’a minnettarız ve serbest bırakılsın istiyoruz. Dünyada en çok istediğim şey bu iki halkın birbiri ile barışmasıdır” diye konuştu.
YASAL ADIM VURGUSU
Burak Güzel adlı genç ise, “Kürt halkı olarak öncelikle biz ilk adımı attık da onlar bir adım atacak mı onun beklentisindeyiz. Kürtlerin haklarının geri verilmesi gerekiyor. Bu süreçte öncelik olarak kadınlar ve gençler yer almalıdır. Gençler birlikte hareket etmeli ve birbirlerine destek olmalılar. Biz haklarımızı istiyoruz ve bunun verilmesi gerekiyor. Mesela Kürtçe ders verilecek mi, eğitim sistemi olarak kimliğimiz, dinimiz, dilimiz, ırkımız onlar var olacak mı? Güvenimiz az ama umarım olur” dedi.
Bülbül Gökçenay adlı anne ise, “Biz istiyoruz ki barış gelsin insanlık olsun. Bu ülkede herkes birbiri ile geçinebilir. Kürt ve Türkler bir araya gelmeli. Öncelikle cezaevindeki insanlar serbest bırakılsın. Sürece güveniyoruz ve mutlaka başarı ile sonuçlanacak” dedi.
SÖZ DEĞİL RESMİ ADIM
Orhan Özdemir ise şunları söyledi: “Buna benzer dört süreç yaşadık. Ama bu süreç çok önemli. İnsan savaştığı bireyler ile barışır. Kürt halkının yüzyıllık talepleri var. İlk süreçte sürecin yöntemi doğru kişiler yanlıştı. Şimdiki süreçte de kişiler doğru yöntemin yanlış olduğunu düşünüyorum. İktidar üstten ve dayatmacı bir şekilde davranıyor. AKP bu süreçte totoliterleştiği için bu süreç zor olacak ama iyi olacak. Bu süreç sözle değil resmiyetle götürülmesi gerekiyor. Bu kez devletin sürece dahil olması önemlidir.”