HABER MERKEZİ - Köy yakmaları döneminde göç etmek zorunda kalarak Mexmûr'a yerleşen yurttaşlar, Abdullah Öcalan’ın çağrısının arkasında olduklarına işaret ederek, çözüm için oluşan fırsatın kaçırılmaması gerektiğini vurguladı.
Şirnex'te 1990'lı yıllarda "güvenlik" gerekçesiyle yakılarak boşaltılan köylerden göç etmek zorunda kaldıktan sonra Irak'ın Musul vilayetine bağlı Mexmûr Kampı'na yerleşen yurttaşlar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" ve PKK'nin kongre kararlarını değerlendirdi.
'BARIŞ VE HUZUR OLSUN'
Mexmûr'da yaşayan Şirnexli gençlerden Sofî Nerwehî, uzun yıllardır Kürtlere yönelik devam eden saldırıların sonuç vermediğine işaret etti. Nerwehî, "Katliamlara ve zulme karşı direndik. Bütün saldırılara karşı direndik ve direniyoruz. Ancak Kürtler ve Türkler arasında barış ve huzur olsun istiyoruz. Kürtler de Türkler de büyük bedeller ödedi. Hem Kürdistan'da hem de Türkiye'de göçler oldu. İnsanlar yerlerinden oldu. Ben de 30 yıldır mülteciyim. 5-6 yaşındayken buraya geldim ve şuanda 36 yaşındayım. Bundan dolayı barış ve huzur olsun istiyoruz" diye konuştu.
Abdullah Öcalan'ın çağrısının "Ortadoğu için barışın tesisi" anlamına geldiğini söyleyen Nerwehî, "Bu çağrı Ortadoğu'da yaşayan bütün halklara özgürlük çağrısıdır, barış çağrısıdır. Bu yüzden kutlu bir adım. PKK de çok tarihi bir adım attı. Ancak halen devlet tarafından somut bir adım atılmadı. Bu askeri operasyonların durdurulması gerekiyor. Eğer bir barış olacaksa hepimizin elini taşın altına koymamız gerekiyor. Bütün sorumluluğu Önderliğe (Öcalan) ve PKK'ye bırakırsak olmaz. Devletin de adımlar atması gerekiyor. Bu sorunun Meclis'te çözülmesi gerekiyor" dedi.
Meclis'teki tüm partilerin sorunun çözümüne katkı sunması gerektiğini vurgulayan Nerwehî, "Türkler ve Kürtler arasında yüzyıllık barış sağlansın. Barış sağlanmalı ki Türkiye'de yeni nesil özgür, barış ve kardeşlik içinde yaşayabilsin" diye kaydetti.
'SALDIRILAR DURMALI ADIM ATILMALI'
Kadriye Mijinî, yeni süreçte adımların karşılıklı olması gerektiğini vurguladı. Kadriye Mijinî, başlatılan sürecin halklar açısından önemli olduğuna vurgu yaparak, "Artık anneler ağlamasın. Barış ve kardeşlik olsun. Cezaevlerinin kapıları açılsın, dağdaki gerilla da gelsin. Mexmûr Kampı da artık huzurlu olsun. Türk devleti artık bu yönlü adımlar atmalıdır. PKK kongresini gerçekleştirdi ve çalışmalarını sonlandırdı. Devletin de buna karşı bir adım atması lazım. Hep tek taraf adım atılırsa barış nasıl olacak? Her iki taraf da karşılıklı adımlar atsın ki barış olsun" diye kaydetti.
Adım atmanın ertelenecek bir durum olmadığını vurgulayan Kadriye Mijinî, şunları söyledi: "Bu süreç uzatılmamalı ve barış süreci hızlandırılmalı. Bu sorun çözülmelidir. Bütün dünyanın, insan haklarını savunan kurumların, Türk ve Kürt kadınlarının el ele verip bu süreci desteklemesi gerekiyor. Halen bile savaş uçakları ve dronlarla saldırılar sürüyor. Bu insanlar şimdi nasıl gelip bunlarla oturacak, bu süreç bu şekilde nasıl sağlıklı yürütülecek? Türk devleti durmuyor, adım da atmıyor. Çok acil bir şekilde devlet saldırılarını durdurmalı, adım atmalı ve cezaevlerinin kapılarını açmalıdır."
'FIRSAT KAÇIRILMAMALI'
Mihemmed Hilalî ise "Ortadoğu’daki krizi çözecek tek lider Önder Apo’dur" dedi. "Eğer barış isteniyorsa sadece Kürtlerin değil, karşı tarafın da adım atması gerekir" diyen Hilalî, şunları kaydetti: "Eğer bu tarihi süreç değerlendirilmezse kaos daha da derinleşir. Ulus devlet anlayışında ısrar edilirse Türkiye’nin sonu da Suriye gibi olur. Ancak eğer demokratik çözüm tercih edilirse hem halklar kazanır hem Türkiye. Bu yüzden herkes bu çağrıyı sahiplenmeli ve devletin adım atmasını sağlamalı. Fırsat kaçırılmamalı."
MA / Zeynep Durgut