İSTANBUL - İnsan hakları savunucusu Fatma Bostan Ünsal, yeni bir toplumsal sözleşmenin anayasa değişikliyle olabileceğine işaret ederek, tüm kesimlerin haklarının güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.
İnsan hakları savunucusu ve akademisyen Fatma Bostan Ünsal, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" ile PKK'nin kongre kararları sonrası yaşanan süreci değerlendirdi. Türkiye’nin yeni bir eşikte olduğunu söyleyen Fatma Bostan Ünsal, sürecin anlaşılması için topluma iyi anlatılması gerektiğini kaydetti.
Sürecin tüm toplumu ilgilendirdiğine dikkati çeken Fatma Bostan Ünsal, "Ortak bir dili konuşalım ve ortak bir yaşam inşa edelim. Kutuplaştırıcı ortamdan her kesimin zarar görüyor. Binlerce canımızı kaybettik. Ekonomik olarak da kaybettik. Hiç kimsenin birbirini dışlamadığı bir müzakere alanının oluşması gerekiyor" diye konuştu.
Fatma Bostan Ünsal, yeni bir toplumsal sözleşme ve adil bir yaşamın inşası için çaba göstereceklerine işaret etti. Fatma Bostan Ünsal, "Bütün toplumsal kesimlerin sorularını ve perspektiflerini dikkate alan bir dil gerekiyor. Ama maalesef bu konuda yeterli hassasiyetin gösterilmediğini düşünüyoruz. Sağduyulu, birbirini itham etmeyen ve düşmanlaştırmayan zeminlerin üretilmesi gerekiyor ki toplumsal destek gelebilsin ve biz sorunumuzu çözelim" diye kaydetti.
‘HAKLAR TANINMALI’
Yeni bir toplumsal sözleşme için anayasada değişiklik olması gerektiğinin altını çizen Fatma Bostan Ünsal, "Anayasalar aslında insanların yaşamlarından çok uzak değil. Her anayasada en önemli bölüm insan haklarıdır. Tek yaşayamıyoruz, toplum halinde yaşıyoruz. Toplum halinde yaşamamızın asgari şartı, insan haklarının garanti altında olduğu bir toplumdur. Anayasalar da zaten evvel emirde bunu sağlar, diğer alanlar talidir. O yüzden de bizim toplumsal sözleşme dediğimiz şey; insan haklarının tanındığı, herkesin hakkının tanınmasıdır" şeklinde konuştu.
'YÜZLEŞME' VURGUSU
Bir arada yaşamanın en önemli koşulunun farklı kesimlerin de haklarının teminat altına alınması olduğunu söyleyen Fatma Bostan Ünsal, şöyle devam etti: "Yaşam hakkımız olmadığında zaten toplum hayatı olmaz. Şu anda bizim bu soruna gelmemizin esas sebebi de temel insan haklarının ihlal edilmesidir. Kürtçe konuşma yasağı, Diyarbakır Cezaevi’nde yaşam hakkı ihlalleri gibi pek çok diğer ihlaller... İhlal bizi bu soruna getirmiştir, bu sorunla yüzleşmemizi sağlamıştır. Bu sorunu halletmemiz gerekiyor; demokratik ve haklarımızın teminat altında olduğu bir ortama ancak bu şekilde ulaşabiliriz."