HABER MERKEZİ - Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan’ın TBMM’ye gönderdiği mesaj okundu. Eşbaşkanlar, “Kayyım talandır, kayyım gasptır, kayyım halkın iradesini yok saymadır diye haykırmalı ve bu kumpası bozmalıyız” ifadelerine yer verdi.
Yerlerine kayyım atanan Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan’ın mesajı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Colemêrg Milletvekili Vezir Coşkun Parlak tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde okundu.
Eşbaşkanların mesajı şöyle: “Türkiye halkları olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Bir taraftan ülkeyi onurlu bir barışa evirme çabaları devam ederken, bir yandan halkın barış ve özgürlük umudunu zayıflatmaya yönelik girişimler sürüyor. Kayyım politikalarıyla halkın iradesini yok sayan pespaye girişimlerle de barış talepleri bir bütünen görmezden geliniyor.
Kentimiz Van, 31 Mart 2024 seçimlerinde muazzam bir irade beyanında bulunarak, başta Büyükşehir belediyesi olmak üzere tüm ilçe belediyelerinde halkın iradesinin tecelli ettiği bir merkez haline geldi. Bu belki de tarihte bir ilktir. Haritayı mora boyayarak, 8 yıllık kayyım rejimine son veren Van halkı, ayrıca seçim sonrası da seçtikleri temsilcilerine sahip çıkarak, iradelerinin gasp edilmesine müsaade etmemiştir. Mazbata krizini yine bu halkın feraseti ve direngenliği çözmüştür. İradesine sahip çıkan Van halkı tüm ülkenin yüz akı olmuştur.
Geldiğimiz aşamada yine ve yeniden halkın iradesini yok sayan girişimler devam ediyor. Hakkari ile başlayan, en son Siirt ile devam eden kentlerimize yönelik kayyım atamaları ve irade gaspı, yaygınlaştırılarak sürdürülüyor. Bugün bu kirli oyunun son adresi Van olmuştur. Daha önce iradesine sahip çıkarak, kentini kirli ellere teslim etmeyen Van halkının gözbebeği gibi koruduğu belediyesine, hayata geçirilen yeni kumpaslarla çöktüler. Van halkı günlerce ‘Neslihan Şedal onurumuzdur, Abdullah Zeydan onurumuzdur’ diyerek, belediyelerine sahip çıktı. Buradan bir kez daha halkımızın bu görkemli direnişini selamlıyoruz. Ancak, benzeri az görülmüş bir saldırganlıkla ve polis marifetiyle belediye binamız basıldı, onlarca arkadaşımız işkence edilerek gözaltına alındı. Van halkının büyük bir emekle, oylarıyla seçtikleri biz belediye Eşbaşkanlarının yerine kayyım atandı ve belediyemize el konuldu.
DAVA KUMPASTIR
Kayyıma giden süreci aslında tüm kamuoyu yakından takip etmiştir. Eşbaşkan Abdullah Zeydan, kumpas olduğu çok açık bir davayla yargılandı. Yargılama sürecinde hukuksuzluklar olduğu ortaya çıkmış, verilen ceza üst mahkeme tarafından bozulmuştu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de bu süreçte adil yargılamanın ihlali gerekçesiyle Türkiye’yi mahkum etmiştir. Yeniden yargılama görülürken, davanın ne menem bir kumpas olduğu daha da net görülmeye başlandı. Özellikle olay yeri keşif raporu aslında yürütülen yargılamanın tamamen boş iddialar barındırdığını kanıtlamış oldu. Yine asker olan tanık ifadeleri bizim iddiamız ve bilirkişi raporuyla birebir örtüşüyordu. Yani aslında ortada yargılanacak bir fiil olmadığı net bir şekilde görülmüştü. Buna rağmen yargılandığımız mahkeme, bizi 3 yıl 9 ay cezaya çarptırarak, bize kurulmak istenen kumpasın en belirgin ortağı oldu. Nihayetinde belediyemize kayyım atanarak da bu söylemlerimiz tamamen doğrulanmış oldu.
10 AYLIK ÇALIŞMALAR AKTARILDI
Hepinizin malumudur; kentimiz Van, birçok sorunla boğuşmakta ve bu sorunların temel kaynağı da geride bıraktığımız 8 yılda kenti iliklerine kadar sömüren kayyım rejimiydi. Halkın seçtikleri yerine devletin bir memurunu atayarak ve kentin tüm kaynaklarını bir avuç rantçıya peşkeş çeken bu düzen, kentlerimizin gün geçtikçe daha da kötü bir hale gelmesine neden oldu. 31 Mart’ta Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlığına seçilen bizler, görevlerini layıkıyla yerine getirme çabası içerisinde olduk. Belediyenin yeni yönetimi olarak, 10 ay gibi kısa bir sürede kayyımın yıllarca biriktirdiği ve dağ gibi büyüyen sorunlarına neşter vurarak, muazzam bir belediyecilik örneği sergilemeye çalıştık. Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü, şeffaf ve katılımcı yerel yönetimler perspektifiyle çalışmalara başlayan Büyükşehir Belediyesi yönetimimiz, 8 yıllık kayyım yönetiminden sonra yeni bir sinerji yaratarak, kentimizi yeniden hizmetle buluşturdu. Büyükşehir Belediyesi, sorumluluk alanında bulunan 13 ilçede yürüttüğü çalışmalarla göz doldurdu. Birçok alanda üstün bir çabayla önemli başarılara imza atan yönetimimiz, ‘çok dilli belediyecilik’ ile 10 ayda halkın özlem duyduğu hizmetleri hayata geçirdi.
HİZMETLER ANLATILDI
Altyapıdan üstyapıya, yol yapımından, su ve kanalizasyon hizmetlerine, kültürel ve sosyal alanda yapılan çalışmalardan, kadın, çocuk ve öğrencilere, dezavantajlı gruplardan Van Gölü’nün temizliğine kadar yapılan hizmetler, halkın da takdirini kazanmıştır. Kayyımlar tarafından tamamen ortadan kaldırılan kadın kurumlarını bir bir yeniden kurup, beraberinde kadın kütüphaneleri ve yaşam merkezleri gibi muazzam alanlar oluşturmamız, bir deprem kenti olan Van’da önce Afet İşleri Dairesi Başkanlığı’nı kurup ardından Afet Koordinasyon Merkezi’ni (AKOM) hayata geçirmemiz, 250 kilometre civarında yol yapımı, Başkale gibi yıllardır suya hasret ilçemizi suya kavuşturmamız, 3 bin 20 öğrenciye verdiğimiz eğitim desteği, 2 bin civarında aileye düzenli sağladığımız sosyal destek, günlük 5 bin aileye ulaştırdığımız sıcak yemek, Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Dairesi Başkanlığını kurmamız ve burada daha sayamadığımız onlarca hizmetle kıt imkanlarla belediyecilik nasıl yapılırı en iyi şekilde ortaya koyduk. Merkezi hükümet elimizi kolumuzu bağlamaya çalıştıkça daha çok hizmet ürettik ve bunu kendimizin ve kentimizin öz kaynaklarıyla yaptık. Esasında bu da çalıp çırpmadığında, kaynaklar halk için harcandığında ne kadar güzel hizmetler yapılabileceğinin kanıtıydı. Böylelikle bu 10 aylık süreçte kentimizin nasıl nefes aldığına hepimiz birlikte tanık olduk.
HERKESİ İRADE BEYANINA ÇAĞIRIYORUZ
Ancak şimdi de bu iyi gidişatı bozmaya dönük çabaların da tanığıyız. Belediyemize, daha doğrusu bir bütün olarak kentimize, Van halkının iradesine kayyım atanarak, yeniden geçmişteki o hırsızlık üzerine kurulu, yolsuzluk ve usulsüzlük üzerine kurulu düzeni bu kente dayatmaktadırlar. Ancak Bizler buna izin vermeyeceğiz. Bunun için daha güçlü bir şekilde kayyım talandır, kayyım gasptır, kayyım halkın iradesini yok saymadır diye haykırmalı ve bu kumpası bozmalıyız. Bunu başarabilirsek, halkın iradesine, öz kaynaklarına çökmek isteyenleri tarihin çöplüğüne gömeceğimizi bilmenizi istiyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha herkesi selamlıyor, “kentimizi de, kendimizi de biz yöneteceğiz” şiarıyla herkesi bir kez daha irade beyanına çağırıyoruz.”