Aynı hücrede olan iki hasta tutsak anlattı: Yoldaşlık ayakta tutuyor

img

İSTANBUL - Metris R Tipi Cezaevi'nde aynı hücrede tutulan ağır hasta tutsaklar Abdulkadir Kuday ile Ergin Aktaş, kendilerini ayakta tutan en önemli etkenin “yoldaşça bir yaşam” olduğunu kaydetti.  

Metris R Tipi Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsaklar, yaşamlarını tek başlarına idame edememelerine rağmen tahliye edilmiyor. Birbirlerinin koğuş arkadaşları olan Abdulkadir Kuday ve Ergin Aktaş da bu tutsaklardan ikisi. 
 
BİRİ FELÇİ, DİĞERİNİN İKİ ELİ YOK
 
Tutsaklardan Kuday, Kobanê eylemlerinin sürdüğü 8 Ekim 2014 tarihinde Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde gözaltına alınarak, “örgüte üye olmak” iddiasıyla tutuklandı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Kuday'a bel fıtığı teşhisi konuldu ve ameliyat edildi. Ağrıları dinmeyen Kuday’ın teşhisinin yanlış olduğu ortaya çıktı. Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'ne götürülen Kuday’ın sinir sisteminin uyarılar gönderememesine neden olan ALS hastası olduğu teşhisi konuldu. 
 
2021 yılından bu yana Metris Cezaevi’nde tutulan Kuday, 40 kilonun altına düşmüş durumda. 1 Aralık 2021 tarihinde Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi tarafından “cezaevinde yaşamını idame ettiremez” yönünde rapor verildi. Ancak 2 Aralık'ta Kuday’ın R Tipi Cezaevinde kalabileceği yönünde rapor hazırlandı. ATK'nin verdiği rapor üzerine Kuday, R Tipi Cezaevi'ne sevk edildi. Kuday, bu süreçte konuşma yetisini büyük oranda kaybettiği ve yatağa bağımlı hale geldi. Cezaevi infaz savcılığı, “toplum için tehlikeli” iddiasıyla Kuday'ın tahliyesini engelliyor. Kuday, artık solunum cihazına bağlı yatalak bir şekilde cezaevinde vaktini geçiriyor. Kuday için yapılan tahliye başvurularına ise henüz dönüş sağlanmadı. 
 
Bir diğer tutsak Aktaş ise, Agirî’nin Bazîd (Doğubayazıt) ilçesinde 2011 yılında “örgüte üye olmak” iddiasıyla tutuklandı ve 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Aktaş, 2019 yılından bu yana Metris R Tipi Cezaevi’nde tutuluyor. KOAH hastası olan ve iki eli olmayan Aktaş, ATK’nin 6 kez “cezaevinde tek başına yaşamını idame ettiremez” yönünde verdiği raporlara rağmen tahliye edilmiyor. Aktaş’ın tahliyesi, cezaevi infaz savcılığı tarafından “yeniden eylem yapma olasılığı olduğu” iddiasıyla engelleniyor.
 
Hasta tutsaklar Kuday ve Aktaş, avukatları aracılığıyla tutsaklıklarına dair bir süre önce kendilerine gönderdiğimiz soruları yanıtladı. 
 
HASTA TUTSAKLARIN BİR GÜNÜ
 
Cezaevinde yaşamanın büyük bir çaba ve enerji istediğini söyleyen Kuday, şartlar ne olursa olsun "onurlu mücadelelerinden" vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Cezaevlerinde geçirdikleri bir günü anlatan Kuday, "Biz 'rojbaş (iyi günler)' ile sabahın 8’inde güne başlıyoruz. Burada yoldaşlık çerçevesinde hep birlikte kahvaltımızı hazırlıyoruz. Daha sonra radyomuzu açıyoruz ve 1-2 tane muhalif frekans var onları dinliyoruz. Bu şekilde haberleri ve gündemleri takip ediyoruz. Temizliği de yaptıktan sonra beraber ortak kitaplar okuyoruz. Gazete koğuşumuza saat 12.00’da geliyor. Genellikle gazeteyi de öğle yemeğinden sonra okuyoruz. Daha sonra 2 saatlik bir havalandırma saatimiz geliyor ve havalandırmaya çıkıyoruz. Ergin arkadaş önce Serdal Yıldırım’ın (19 Ağustos'ta tahliye edildi) tekerlekli sandalyesini sürmeye çalışarak, onunla volta atıyor. Sonra da benle birlikte volta atıyor. Bazen benimki gecikiyor çünkü Serdal volta atmayı seviyordu. 
 
BİRİ ELSİZ BİRİ AYAKSIZ 
 
Voltadan sonra ise aramızda sohbet ediyoruz. Daha sonra koğuşumuza geçiyoruz. Eğer ağrılarımız yok ise biraz uyumaya çalışıyoruz. Uyanık olan olursa da genelde kitap okuyor. Akşam yemeğinden sonra da kitap okuyarak geçiyor vaktimiz. Ayrıca televizyonda iyi bir film ya da belgesel var ise onu izliyoruz. Siyasi tartışma programları da var. Ama genelde ırkçılar tarafından politik tartışmalar yürütüldüğü için bunları izlemiyoruz. Bazen de akşamları aramızda santraç turnuvaları düzenliyoruz. Önemli günlerde şarkı söylüyor ve şiir okuyoruz. Gece saat 24.00’da ise artık uyuyoruz. Eğer yeni bir şeyler olmazsa günlerimiz böyle geçiyor. Şunu da söyleyeyim; Serdal ile Ergin iş konusunda birbirlerini tamamlıyorlar. Bir elsiz biri ayaksız. İkisi bir araya geliyor ve kolları ile ayakları olan bir kişi oluyorlar.”
 
'DİRENİŞ KAZANACAK'
 
Odalarının çok dar olduğunu ve şartların zor olduğunu vurgulayan Kuday, tüm olumsuzluklara rağmen morallerinin yüksek olduğunu ve aşkla güne başladıklarının altını çizdi. Diğer hasta tutsakların daha çok yorulduğuna dikkati çeken Kuday, "Onların durumunu görürken, Kürt halkını daha iyi anlıyorum. Doğrusu bu mevcut durumda zulüm sınırsız. Fakat duruşumuz da onların zulmüne karşı bir cevaptır. Bu zulüm devam ettikçe direniş en yukarıdan tutun en aşağıya kadar devam edecektir ve sonunda kazanacağız” diye belirtti.
 
Ölümün her canlı için bir hakikat olduğunu ancak "Nasıl bir ölüm?" sorusunun önemli olduğuna dikkati çeken Kuday, "Yoldaşlarım, ailem, tanıdıklarım, dostlarım bilsinler ki ben zindanlarda yıllardır birçok şey öğrendim. Ben halen sedyede hastaneye gidip geliyorum. Bu bir zulüm ve halen bu zulüm devam ediyor. Geçen beni yine hastaneye götürdüler. Bir yerlerden emir gelmiş gibiydi. Beni hastaneye götürdükten sonra öyle bir işkence uyguladılar ki anlatamam. Sonrasında ise ‘Kuday tedavi olmak istemiyor’ demişler. Beni ilk hastaneye getirdiklerinde birbirlerine ‘Bu PKK’den tutuklu’ dediler. Bu söz duyulduğu anda insanlıktan çıktılar. Orada kaldığım 4 gün içinde bir damla su vermediler. Perişan halimle zindana döndüm” diye kaydetti. 
 
'HASTANEDE HAYATIMI KAYBETMEMİ İSTİYORLAR'
 
Kısa bir süre önce Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi’ne götürüldüğü aktaran Kuday, "Şimdiye kadar hep ‘hastalığının tedavisi yok’ dediler. Onun öncesinde de iyi değilim dediğim de ‘Senin bir şeyin yok’ diyorlardı. Ama şimdi zorla hastaneye götürüyorlar. Çünkü onlar benim hastanede hayatımı kaybetmemi istiyorlar. Ben de onlara dedim ki; bir doktor beni muayene etsin. Eğer hastanede kalmam gerekiyorsa bir refakatçi ile beraber kalabilirim. Ama onlar kabul etmedi. Benim durumumu Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) takip etmesini istiyorum. Bunlara güvenmiyor" çağrısı yaptı.  
 
'BARAN VE MAZLUM'UN YANINA DEFNEDİN' 
 
Kuday, "Halkımız birliğini inşa etsin. Dillerini, kültürlerini savunsunlar. Birbirlerini sevsinler, yüklerini, acılarını hafifletsinler. Her anlamda ileriye doğru adımlar atsınlar. Ayrıca bildiğiniz gibi İmralı’da bir tecrit var. İmralı tecridini kırmak için mücadele etsinler. Ailem, oğlumun şehadetinin ardından yeğenimin de şehadet haberini aldı. Ailem çok kahrımı çekti biliyorum, onlardan yana alnım açık. Ben de eğer ölürsem oğlum Seyid Rıza (Dijwar Baran) ve yeğenimin Elîşêr’in (Şiyar Mazlum) yanına defnetsinler.”
 
'İMRALI’YA BAKMAK GEREKİYOR’
 
Tutsak Aktaş ise, iktidarın savaş politikalarında ısrarcı olduğunu ve bu sürecin tutsakların koşullarını daha da zorlaştırdığını ifade etti. Tecridin derinleştirildiğini ve insan haklarının ayaklar altına alındığını söyleyen Aktaş, iktidarın hedefinin iyi anlaşılabilmesi için İmralı’daki mutlak tecride bakılması gerektiğini vurguladı. Aktaş, "İmralı’da uygulanan tecrit, insani, vicdani, ahlaki ve hukuki değerlere uymamaktadır. Burada, ‘Eğer konu Kürt ise bütün kanunları ayağımın altına alırım’ mesajı var. İktidar, tecridi özellikle zindanlarda arttırmaya devam etmektedir. Milyonlarca nüfusu olan kadim bir halk, hedefe alınmış ve statüsüz bırakılması için tüm yöntemler deneniyor. Acaba o halkın çocukları ve zindanlardaki tutsaklar bu bilinçle yaklaşsa nasıl olur? Bu sorunun üzerinde dursak zindanlardaki durumu ve içinde bulunduğumuz durum büyük oranda anlaşılacaktır” ifadelerini kullandı. 
 
‘ONURSUZ BİR ŞEKİLDE YAŞAMAMIZI İSTİYORLAR'
 
Aktaş, şunları kaydetti: "Bu hukuksuz sistem de bize ölünceye kadar ceza vermiş. Kürt Halk Önderi (Öcalan) için hazırlanan cezalar, yani tecrit gibi yöntemleri yasalaştırdılar. Faşist yöneticiler ‘Biz öyle bir ceza getireceğiz ki asmaktan daha kötü olacak’ diyordu. Elbette onlar Önderliğin yaratıcılığını hesaba katmadılar. Onların kanunu yerinde kaldı, Önderliğin paradigması dünyaya yayıldı. Bu öyle bir kanun ki sadece Önderlik başa çıkabilirdi. Sistemin tek amacı bütün saldırılarıyla tutsakları fiziki ve psikolojik olarak alt etmektir. Senden davanı bırakmanı ve onursuz bir şekilde yaşamanı istiyorlar. Bütün insani değerlerini yok edip senin etin ve kemiğinle oynamak istiyor.”
 
'YOLDAŞÇA YAŞAM AYAKTA TUTUYOR'
 
Kendilerini ayakta tutan en önemli etkenin "yoldaşça yaşam" olduğunu dile getiren Aktaş, söz konusu yaşam için büyük bedeller verildiğini belirtti. Aktaş, "Bu yaşamda faydacılık, bireyselcilik, kıskançlık, yalan ve maddiyata yer yok. Bu yaşamda inanç, fedakârlık, emek ve birbirini sevmenin sıcaklığı vardır. Bu yoldaşça yaşam şeklinde bir düşünce, dava ve ruh vardır. Böyle bir dönemde bu renkli yaşam mucizevidir. Birkaç gün önce bir tartışmamızda Kuday, ‘En büyük kalkanımız, yaşamımızdır’ dedi. Bu söz bana çok anlamlı geldi. Çünkü ruh, dava ve düşünce önemlidir. Çünkü davalarına sahip çıkanlar hep diridir. Zindanda düşman hiçbir şekilde senin bu yanlarına ulaşamaz. Bu yüzden yaşam önemli bir kalkanımızdır. Yaşam her anlamda bizi örgütlüyor. Yatağın içinde hastasındır ama yine de senin hiçbir şey yapmadan beklemene izin vermiyor. Bize bir şeyler okutturuyor, araştırtıyor, örgütlü bir bilinç uyandırtıyor ve süreci takip ettirtiyor. Bunların hepsi yaşamla bağlantılı şeylerdir" diye belirtti. 
 
Aktaş, şunları kaydetti: "Siz belki koğuştaki işleri birlikte yaptığımız için birbirimize ayak, el ve göz olduğumuzu düşünüyorsunuzdur. Örnek, birkaç gün önce Serdal arkadaş yerden bir kaşık almak için eğildi ve sırtındaki platin kırıldı. Biz bunu fark ettik ve doğal olarak 'off' dedik. Daha sonra Serdal, ‘Bu refleks acımı hafifletti’ dedi. Demek istediğim, biz birbirimizin acılarını bile hissediyor ve paylaşıyoruz. Bu şekilde yaşarsak acılarımız daha katlanılabilir oluyor. O yüzden bana göre her şey bu mucizevi yaşama bağlıdır."
 
'İNSAN TOPLUMSAL BİR VARLIKTIR’ 
 
İnsanın toplumsal bir varlık olduğunu ve dayanışmaya muhtaç olduğunu kaydeden Aktaş, "Sistem her ne kadar bu bireyselciliği dayatsa da bunu başaramayacaktır. Anlaşılacağı üzere biz ancak halkı yanımıza alırsak ve onlarla birlikte olursak zulme karşı direnip haklarımızı alabiliriz. Yine geçenlerde Kuday’ın durumu çok kötüleşti. Hemen Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatları aradık. Onlar hemen geldi. Onlara yaşananları aktardık ve hemen harekete geçip ailesine ulaştılar. Ardından bir basın açıklaması yaptılar. O gün onlara Kuday’ın durumunu aktardığım için rahat bir şekilde uyuyabildim. Yani destek insanın yaşamını kolaylaştıran ve uzatan bir şeydir. Zindandaki çoğu arkadaş yaşamımıza mektuplarla eşlik ediyor. Bu yaşamımızı da anlamlaştırıyor. Bu mektuplar aynı zamanda hastalıklarımızdan kaynaklı acılarımıza da derman oluyor” dedi. 
 
‘BİZİMLE ÖZGÜRLÜK ARASINDA BİR ADIM VAR’ 
 
Her türlü saldırıya karşı direnmenin önemli olduğunu vurgulayan Aktaş, şöyle devam etti: "Fakat bizim aynı zamanda kendi potansiyelimizi de görmemiz lazım. Ona göre zamana, koşula karşı yeni yol ve yöntemlerle kendimizi yenileyip mücadelemizi yükseltmeliyiz. Başarıya çok yakınız. Saldırıların artmasının nedeni de budur. Bizimle özgürlük arasında bir adım var. Bu adımı atmalıyız. Son olarak herkese çağrımdır; Abdulkadir Kuday’ın durumu çok kötü, toplumsal muhalefetin onun üzerinde daha çok durması gerekmektedir."
 
MA / Ömer İbrahimoğlu

Diğer başlıklar

10/10/2024
17:02 Helim Omerî ve Azad Bedran serbest bırakıldı
17:00 Yerlikaya Rojin Kabaiş’in başörtüsünün bulunduğunu duyurdu
16:31 Yeni Yaşam’a yönelik tehdit ve saldırı protesto edildi
16:20 Fernas İşçileri hakları için çıplak ayakla yürüdü
15:54 JINNEWS Muhabiri Önver ifade verdi
15:35 Gazeteci Özkaptan'a 1 yıl 6 ay ceza
15:21 Cezası onanan İHD yöneticisi Onaran cezaevine girdi
14:53 Cezası onanan Mızraklı: Diz çökmedim, size dert olsun
14:47 MEBYA-DER yöneticileri kaza yaptı
14:44 Güney Kürdistan Kadın Cephesi: Seçimde toprağını satanlara karşı duruş sergilenmeli
14:41 13 Ekim çalışmaları sürüyor: Amed'de olacağız
14:39 Beyoğlu Belediyesi önünde patlama
14:02 UNICEF: 370 milyondan fazla kız çocuğu cinsel saldırıya uğruyor
13:44 MKM sanatçısı Cengiz gözaltına alındı
13:44 Federe Kurdistan'da seçim takvimi tamamlandı
13:42 Polatlı’daki kadın cinayeti Meclis gündeminde
13:18 Katledilenler unutulmadı: Anıları mücadelemizi aydınlatıyor
12:47 Yeni Yaşam'a engel
12:41 Vali tacizi görmedi
12:41 Şirnex’li şoförler Zaxo’daki kazada öldü
12:15 Partiler uzlaştı: Kadın cinayetleri için komisyon kurulacak
12:10 Çocuğa tacizde bulunan fail tutuklandı
12:09 3 genç gözaltına alındı
12:02 Antalya Cezaevi’nde ayakta sayım ve pişmanlık dayatması
11:52 Wan’da sanat atölyesi düzenlendi
11:38 Amed Barosu'ndan Kürt sorununa çözüm raporu
11:34 İnşaat İşçilerinin direnişi kazanımla sonuçlandı
11:33 Avukatlardan Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusu
11:29 Qileban'da orman kıyımı
11:27 Kocaeli'nde halk otobüsünde bir kişi öldürüldü
11:15 Gar Katliamı'na giden süreç kimler tarafından nasıl örüldü?
11:14 Gazeteci Ertaş'a 1 yıl 3 ay ceza
10:56 TÜİK: Genç işsizlik arttı
10:54 'Özgürlük' kampanyası 1 yılını doldurdu
10:40 Hezex’te Kur'an kursunda kalan 2 çocuk 3 gündür kayıp
10:30 Îdir’dan tepki: Baskılar karşısında geri adım atmayacağız
10:18 DEM Parti'den Îdir tepkisi: Diz çöktüremeyeceksiniz
10:15 Kadınlar 'özgürlük' mitingi için çalmadık kapı bırakmıyor
10:05 Gar Katliamı 9'ncu yılında: Unutmayacağız, unutturmayacağız
10:01 Belediyeden kadınlara kanser taraması desteği
09:40 DEM Parti: Halk egemenliği Kürtler özelinde ihlal edildi
09:37 Yoğun bakımdaki tutsağın annesi: 2 gün kelepçeyle tutuldu
09:26 Polisten gazete dağıtımcısına taciz, okuyucularına tehdit
09:11 Uluslararası Delegasyon üyeleri: Kürtler kimlikleri nedeniyle cezaevinde
09:10 Tarım ve orman arazilerine 2 yeni JES
09:09 İsmi olmayan örgüt toplatma kararına gerekçe yapıldı
09:08 Büyükbeşe: Hakikat yolunda inatla yürümeye devam edeceğiz
Kesanbilici: Tecrit ancak cesaretli tutumla kırılabilir
09:07 Qileban'da yaşam maden tehdidi altında
09:06 Sarıkaya: Abdullah Öcalan küresel mücadelenin temellerini ördü
09:00 10 EKİM 2024 GÜNDEMİ
08:47 Îdir'de DEM Parti binasına polis baskını: Eşbaşkan gözaltına alındı
08:26 Yargıtay Mızraklı'ya verilen hapis cezasını onadı
08:10 Çocuklar komisyonu kararı Resmi Gazete'de
09/10/2024
23:30 Semsûrlu kadınlar: Mücadelemizi büyüteceğiz
23:25 Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'nin 6 maddesi daha kabul edildi
23:18 Düzce'de iş cinayeti
22:59 Gever’de gençlerden 9 Ekim protestosu
22:53 Silêmanîye’de ziyaretlerini tamamlayan gazetecilerden açıklama
21:29 İluh Hastanesi için sağlıkçılardan uyarı
21:04 MSB: Bir asker hayatını kaybetti
20:28 KHK eylemi 300'üncü haftasında
20:20 İstanbul’dan mitinge çağrı: Tecrit topyekun karşı çıkışla kırılabilir
19:55 Meclis’te AKP dönemindeki kadın katliamlarını saydı
19:45 Koçyiğit’ten ‘sıfır tolerans’ sözlerine tepki: Yaşayamıyoruz, nefes alamıyoruz
19:36 Gar Katliamı paneli: Hakikati ortaya çıkaralım adalet yerini bulsun
19:24 Riha’da kapı kapı ‘özgürlük mitingi’ çalışması
19:15 18 yıldır faaliyet yürüten Tarlabaşı Toplum Merkezi mühürlendi
19:04 Mêrdîn’de kadınlar polis barikatını aştı: Yaşamdan vazgeçmeyeceğiz
18:55 Olof Palme Vakfı’ndan DEM Parti’ye enternasyonel dayanışma
18:07 Katliam faili Gülel’e ikinci kez ‘iyi hal’ indirimi
17:56 Koçyiğit’ten Meclis’e çağrı: Barışın koşulları var, görev al
17:39 DBP’li Yorulmaz serbest bırakıldı
17:30 Keskin Bayındır: Komploya karşı direneceğiz
17:13 Özgürlük Mitingi’ne çağrı: Önceliğimiz barış
16:42 Otizmli çocuğa tecavüz davasında 30 yıl ceza
16:28 Riha'da 10 Ekim anması: Anılarına bağlı kalacağız
16:15 DEM Parti’den Meclis’e ‘kadına dönük şiddet’ için araştırma önergesi
16:07 Özerk Yönetim’den Serêkaniyê ve Girê Spî için açıklama
15:33 2024 Nobel Kimya Ödülü sahipleri açıklandı
15:29 ‘Katliamlara karşı sesimizi yükseltmekte kararlıyız’
15:26 Komplo protestolarında 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' vurgusu
15:15 Kadın mücadele deneyimleri tartışıldı
15:14 Hakları gasp edilen inşaat işçilerinden eylem
15:14 Mêrdîn'de sağlıkta şiddete tepki
15:00 Gözaltındaki sanatçılar yarın adliyeye sevk edilecek
14:56 Savunma Bakanlığı 'mayın' sorularını yanıtsız bıraktı
14:54 Misirc Belediye Eşbaşkanı Aktin serbest bırakıldı
14:53 Van Valisi'nden 13 gün sonra Kabaiş açıklaması
14:36 CHP'li başkana 'rüşvet verme' davası
14:35 Hesekê ve Qamişlo'da onbinlerden komplo protestosu
14:26 CHP’den DEM Parti’ye ziyaret: Ortak mücadele vurgusu
14:09 Sağlıkçılardan ‘Vergide adalet’ talebi
14:08 Ermeni Soykırımı ifadesine beraat
13:53 İmam Hatip Lisesi'nde öğrenciye cinsel taciz
13:15 Erdoğan, Bahçeli'nin açıklamalarını 'takdirle' karşıladı
13:09 Posta çalışanlarının talepleri
13:08 Avukatlardan kadın katliamları protestosu
12:34 Birçok kentte 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' grafitisi
12:29 Fabrika patlamasında yaralanan işçi yaşamını yitirdi
12:23 İzmir’de sinagoglara boyalı saldırı
12:13 CHP'den DEM Parti'ye ziyaret
12:00 CHP'nin Gar Katliamı anıtı açılışına aileler ve heykeltıraş katılmadı
11:42 Mêrdîn'de gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
11:31 DEM Parti: Demokratikleşmenin yolu tecridi kırmaktan geçiyor
11:26 Kuzey ve Doğu Suriye'de komplo protestoları
10:18 DEM Parti’den tarımın desteklenmesi için kanun teklifi
10:16 DBP'den 9 Ekim açıklaması: Bize düşen çözümü örgütlemektir
09:44 Misircê Belediye Eşbaşkanı gözaltına alındı
09:30 İstasyon Meydanı’na çağrı: Amed’den çözüm yolu sunuyoruz
09:18 Kadınlardan yetkililere: İzleme, konuşma, şiddeti önle
09:17 Giyadîn'de ekoloji tahribatına karşı eylem planı
09:16 Xerîb Hiso: Serêkaniyê ve Girê Spî işgali komplonun devamıydı
09:15 Av. Şahin: ‘Umut hakkı’ için bir saniye dahi beklenmemeli
09:14 Hasta tutsak Gemicioğlu için AYM'ye 'infaz durdurma' başvurusu
09:14 Yönetmen Öz: Kürt sineması ‘sınır ötesi sansüre’ maruz kalıyor
09:13 Êzidîler 9 Ekim Anlaşması'na geçit vermedi
09:12 Ünsal: Barış konuşulacaksa İmralı kapıları açılmalı
09:11 İki kadın sessiz bir gözle coğrafyalarını tanıtıyor
09:10 Şitilay'ın tahliyesi 4’üncü kez ertelendi
09:09 Mehmet Öcalan: Hukuksuzluk komplocuların onayıyla sürüyor
09:09 Bayındır: Ortadoğu Rojavalaşmalı
09:04 Yüzlerce bağcıdan geriye 3'ü kaldı
09:03 Barış Heyeti'nden Padel: Öcalan çatışmalardan çıkış yolu bulandır
09:00 09 EKİM 2024 GÜNDEMİ
08:05 Aileler Gar Katliamı Anıtı'nın açılışına katılmayacak
00:27 Meclis'te çocuklar için komisyon kurulması kabul edildi
00:13 'Hatırlatmak bir daha yaşanmasını önleme mücadelesidir'
08/10/2024
22:48 İsrail'den Şam'da İran Büyükelçiliği yakınına saldırı
21:57 Mêrdîn'de kadın doktora darp ve tehdit
21:48 ANHA: Türkiye saldırısında bir genç katledildi
21:31 Kadın katliamlarına öfke büyüyor
20:32 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' talebi gündemde
19:45 Ev ev, kapı kapı 'özgürlük' mitingi çalışması
19:37 İzmir ve Antalya'da 'Kobanê' eylemi
19:18 Kapalı oturum sonrası açıklama: Bilmediğimiz bir şey söylemediler
18:57 Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi’nin sonuç bildirgesi
18:45 Mêrdîn'de tecrit protestosu: Öcalan onurlu barışı sağlar
18:34 Semsûr'da İsrail saldırıları kınandı
18:06 Bahçelievler Katliamı'nda hayatını kaybedenler anıldı
17:45 TEV-ÇAND'dan gözaltı tepkisi: Hedef alınan Kürt sanatıdır
17:21 Colemêrg'de 'özgürlük' mitingi çalışmalarına start verildi
16:17 Amed’de 13 Ekim seferberliği: İstasyon Meydanı’nda buluşalım
16:08 Artvin'de aşırı yağış heyelana neden oldu
16:02 AKP-MHP geri adım attı: Çocuklar için komisyon kurulacak
15:59 DFG’nin ‘kriz haberciliği’ atölyelerinin 4’üncüsü başlıyor
15:50 Meclis kapalı oturumu başladı
15:23 İsrail Konsolosluğu önünde BM'ye çağrı: Soykırımı durdur
14:55 Mezardaki kemikler Cem Garipoğlu'na ait çıktı
14:39 Korgan’da maden aramanın yürütmesi durduruldu
14:39 Adana’da 13 Ekim hazırlıkları: Barışın anahtarı İmralı’da