Karakuş: Eşbaşkanlık güvende hissettiriyor

  • kadın
  • 09:30 27 Temmuz 2024
  • |
İSTANBUL - Colemêrg ve Wan’ı ziyaret eden kadınlar arasında yer alan feminist Ezgi Karakuş, eşbaşkanlık sisteminin kadına güven verdiğini belirterek, "Kadınlar belediyeleri kendi alanları gibi hissedip ziyaret ediyor. Anadilinde konuşabiliyor, hizmet alıyor" dedi. 
 
Kobanê Davası’nda tahliye olan siyasetçiler Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ve Ayla Akat Ata’yı 8-9 Haziran tarihlerinde Kurdistan’da ziyaret eden bir grup feminist kadın, 6-7 Temmuz tarihlerinde ise Colemêrg ve Wan’a ziyaret gerçekleştirdi. Yaptıkları ziyaretlerde hem belediye eşbaşkanları hem de meclis üyesi kadınlarla bir araya gelen feministler, ataerkil sisteme karşı Kürt kadın hareketi ile ortak mücadeleyi gündemine aldı.
 
Kurdistan’a gerçekleştirilen ziyaretlerde yer alan Ezgi Karakuş, hem yaptıkları ziyaretlerdeki izlenimlerine hem de ortak mücadele zeminin nasıl kurulacağına dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Kurdistan’a iki ayrı ziyaret gerçekleştirdiniz. Bu ziyaret fikri nasıl oluştu? 
 
 Yerel yönetimlerin kadınların hayatında önemli bir yeri var. Kayyumların erkek şiddetini nasıl güçlendirdiğini gözlemledik. Dolayısıyla kayyum, kadınların çok temel bir meselesidir diyebiliyoruz. 
 
Seçimlerin ardından il ve ilçe eşbaşkanlarını ziyaret etme fikri vardı aklımızda. Kadın meclis üyeleri, il ve ilçe eşbaşkanları ile hapishaneden çıkan yol arkadaşlarımızla bir araya gelmeyi amaçlarken kayyum atandı. Bizde kayyıma ‘hayır’ demek için de bir araya geldik. İlk önce Diyarbakır ve Batman’a ziyaret gerçekleştirdik. Buralarda eşbaşkanlar ve kadın meclisi üyeleri, kentlerde çalışma yürüten kadınlarla buluştuk. Oralarda hem kayyumdan kurtarılmış belediyelerin deneyimlerini dinledik hem de seçimden sonraki iki aylık süreçte nasıl bir yol haritası izlendiğini, bundan sonraki çalıma ve projelerini konuştuk. Hapishaneden çıkan yol arkadaşlarımızla da keza hem bir hasret giderdik hem de bundan sonra nasıl bir mücadele hattı belirleyeceğimize dair konuştuk. Ardından da Hakkari’ye kayyum atanması sebebiyle bir ziyaret gerçekleştirmek istedik. Meşru eşbaşkan Viyan Tekçe ve kadınlarla bir araya geldik. Son olarak da 14 merkezi mora boyayan Van’ı ziyaret etti. Tabi ki bu ziyaretlerin tek amacı vardı. Birlikte bir mücadele zemini zaten var. Bu zemini daha nasıl güçlendirebiliriz, nasıl bir hat örebilir ve birlikte söz kurabiliriz üzerinden bir araya geldik. Bundan sonraki süreçlerde de bunu tabi ki güçlendirmeye, bu hattı oluşturmaya dair çalışmalarımız devam edecek.
 
Hem tekrardan kayyım atanan Colemêrg’i hem de seçimlerde kayyımlardan kurtarılan belediyeleri ziyaret ettiniz. Kayyım siyasetinin kadınlara yansımasına dair gözlemleriniz neler oldu?
 
Yerel yönetimlerin kadınların hayatında çok önemli bir yeri var. Yerel yönetimlerde kadınların söz sahibi olmaması, yönetimde yer almaması ve üstüne kayyımlar kadınların hayatını çok temelden kısıtlıyor. Temelde kamusal alanda var olmaları, erkek şiddetine maruz kaldığı zaman başvurabileceği mekanizmanın olup olmadığı, istihdama nasıl katılacağı, herhangi bir şekilde dayanışma kurabileceği ağların-sosyalleşme zeminlerinin olup olmaması kadınların hayatlarına etkileyen durumlar. Kayyum siyasetinin kadınların hayatına nasıl etkileri olduğunu gördük. Örneğin; Van’da atanan kayyum aynı gün kadın sığınağını kapatıp, kadınları sokağa attı. Danışma merkezleri kapatıldı ya da bunlar Kuran kursuna, makbul kadınlık anlayışını dikte eden birtakım aile merkezli alanlara dönüştürüldü. Kadınlar için oluşturulmuş birçok yaşam evi kıraathanelere çevrildi ve kadınların yine kamusal alandan yavaş yavaş yok olduğunu, silinmeye çalışıldığını gözlemledik. Bu süreçte erkek şiddetini nasıl güçlendirdiğini gözlemlemiş olduk. Dolayısıyla kayyum, kadınların çok temel bir meselesidir diyebiliyoruz. 
 
Ziyaretlerden sonra yayımladığınız raporunuzda Colemêrg’i “işgal edilmiş bir kent” olarak tanımladınız. Orada nasıl bir “işgal” vardı?
 
Hakkari, sınır bölgesinde bir il olması sebebiyle önemli bir yere sahip. Kadınların sokakta olmadıklarını söyleyebiliriz. Sokakta dolaşan kadın grubu olarak sürekli taciz edildik. Aslında bu işgal hali; sokak ve kafelerin tamamen erkeklerle dolu olması ve bu erkeklerin çoğunlukla sivil polis ve askerlerden oluşuyor olmasıdır. Sokakta yürürken bile birçok erkeğin orada oturarak sizi göz hapsine alması; herhangi bir politik çalışma, faaliyet yürütürken sürekli gözetim altında tutulmanız, takip edilmeniz… 
 
Mahalle arasında bile arama noktaları vardı. DEM Parti’nin il binasına girerken hemen yanında bulunan kafede 100’ü aşkın erkek oturuyor. Sabah saat 08.00’den gece yarısına kadar açık olan bir kafe ve sürekli bu şekilde dolu. Bu erkekler ise sivil polis ve askerlerden oluşuyor. Oraya gittiğimiz zaman dalga geçercesine bize selam verdiler. İlk başta anlayamamıştık bunu. Aslında o parti binasına giren herkesi bu şekilde taciz edip, sürekli bir psikolojik şiddet ve taciz söz konusu. Diğer belediyelerden farklı olarak belediye binası kayyum tarafından işgal edilmiş. Belediye binasının önünde barikat, polis var; halk oraya giremiyor. Aslında halka hizmet etmek için var olan bir mekandan çıkıp, bir polis merkezine dönüşmüş durumda. Şehrin kalanında halkın sosyalleşmesi ya da kamusal alanda var olması için gerekli hiçbir mekanizma, alan olmadığı gibi olanların tamamı da yine kolluk tarafından işgal edilmiş vaziyette. Şehirlerarası yola gittiğimiz zaman 15 dakikada bir durduruluyoruz. Sürekli kontrol noktasından geçiyor, sürekli kimliklerimiz kontrol ediliyor. İşgal derken bundan bahsediyoruz aslında. Bunun sürekli sistematik bir şekilde olması buradaki halkın, özellikle kadınların hayatlarında çok önemli bir etkiye sahip elbette. Kayyumun olduğu yerlerde artan kadın intiharları ve çocuk istismarları da gündemimize geliyor. 
 
Raporunuzda ayrıca Colemêrg’den Wan’a giderken tüm baskıyı hissettiğinizi belirttiniz. Nasıl bir baskı yaşadınız ve oradaki baskıyı nasıl tanımlıyorsunuz?
 
Zaten farkı çok net hissedebildik. Hakkari’de daha yoğun, sistematik bir baskıyı çok net hissettik. Van’da bunun böyle olmadığını da hissettik. Hakkari’nin üzerine bir grilik çökmüştü denilebilir. Hakkari’den Van’a giderken 7 arama noktasından durdurulmamız ki çok uzun bir mesafeden bahsetmiyoruz. Bu arama noktalarında rahatsız edilme ve gözetlenme hali var. Her arama noktasında ‘Aslında 15 dakika önce durdurulduk, neden şu anda var’ dediğimizde hepsi bambaşka bir şey söylüyor. Bu ‘Senin her adımını biliyorum ve bunun takibindeyim’ mesajı verme halidir.
 
İktidar farklı biçimlerde ve alanlarda saldırıyor olsa da gücünü aldığı yer patriyarka. Kadınları aile, ev içine hapsetmeye çalışan ve oraya sıkıştıran bir politika yürütülüyor. Bu da yereller aracılığıyla devam ettiriliyor. 
 
Kayyımları, kadınların hayatını çalma girişimi olarak tanımladınız. Son yıllarda AKP iktidarının kadınların hayatına ve kazanımlarına dönük politikaları artmış bir vaziyette. Bu ikisi arasında nasıl bir bağ kuruyorsunuz?
 
En temelde farklı biçimlerde ve alanlarda saldırıyor olsa da gücünü aldığı yer patriyarka. Mevcut siyasal iktidar son dönemde kadınların kazanımlarına her anlamda saldırmış durumda. Kadınları aile, ev içine hapsetmeye çalışan ve oraya sıkıştıran bir politika yürütülüyor. Bunu da aslında yereller aracılığıyla devam ettiriyor. Türkiye’nin her yerinde uzun süredir bunun çeşitli mekanizmalarını da kuruyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, LGBTİ+’lara yönelik saldırılar, kadınların fiili olarak kürtaj hakkına erişememesi, yasal hak olan şeyin fiili olarak yasaklanıyor olması, nafaka hakkına yönelik zaman zaman öne çıkan saldırılar, 6284’ün tartışmaya açılması, aslında kadınların tüm kazanımlarına yönelik saldırılar varken bir yandan da kadınları aile içine hapsetme hali de uzun süredir söz konusu. Bunun kayyum atanan illerde de nasıl uygulandığını da tekrardan görmüş olduk.
 
Kayyum atanan illerde kadın yaşam merkezlerinin aileyi öven, aile olmanın ne kadar önemli olduğunu söyleyen merkezlere dönüştürülmüş olması; kadınların başvurabileceği mekanizmalardaki çalışanların varsa erkek olması, erkek psikologla kadınların muhatap edilmesi; Kuran kurslarının açılması; makbul kadın olmanın öğretilmesi ve evlenme-evin içinden çıkmama halinin teşvik edilmesi… Bunların kayyum belediyeleriyle dikte ediliyor olduğunu gördük.
 
Raporunuzda, kadına dönük özel savaş politikalarına de yer verdiniz. Kurdistan’daki asker, polis ve korucular nasıl bir misyona sahip?
 
Bu kayyumlarla artmakla birlikte hep vardı. Oradaki misyon çok açık ve net; bunu İpek Er, Musa Orhan olayından da biliyoruz. Şunu gördük; kayyum belediyesi tarafından yapılan bir festivalde iki uzman çavuşun çocuklara yönelik bir cinsel istismarı söz konusuydu ve kayyum belediyesi, valilik bunun hızlıca üstünü kapatmaya özellikle uzman çavuş olduklarının üzerini kapatmaya çalıştılar. Genç kadınlara, çocuklara yönelik uyuşturucunun arttırılması, cinsel istismarın artması ve bunların kolluk eliyle yapıldığının örneklerini biliyoruz. Bunun orada sistematik olarak devam ettiğinin de farkındayız.
 
Kadınların kamusal alandan uzaklaştırılması, dayanışma alabileceği, kurabileceği alanların azaltılması, baktığımızda dört koldan bir politika yürütülüyor. Bunun bir kısmı asimilasyon politikalarıyla özellikle kadınlar, genç kadınlar ve çocuklar üzerinden yürütülüyor. Dolayısıyla bunu da ön plana çıkartmak, özellikle son dönemlerde artan kadın intiharlarını konuşmamız gerekiyor. 
 
Ziyaretlerde DEM Partili belediye kadın eşbaşkanlarıyla da görüştünüz. Eşbaşkanlık modeli ile yönetilen belediyelere dair en çok ilginizi çeken ne oldu?
 
Özellikle Van’da kadın istihdamı, erkek şiddetiyle mücadele, kooperatif ve kadın akademilerinden söz edildi. Gittiğimiz çoğu yerde kadınlar, en temel ihtiyaçlarının yanında sosyalleşebilecekleri alanlar talep etmişler. Dolayısıyla kadınların sosyalleşebilecekleri alanların arttırılması, dinlenme evleri var planlarda. Hatta hayata geçirmişler. Köylerden kadınlar ilçe merkezlerine sabah erken saatte bir araç ve akşamüstü bir araç var. Merkeze alışverişe gelen kadınların dinlenebilecekleri mekan düşünülmüş. Bazı belediyelerde de fermuar sistemi hala tam olarak uygulanabilmiş değil. 
 
Saldırılar karşısında refleksiz bir hatta ilerliyordu mücadele. Gündemlerimizi oluşturma ve o anlamda bir politik hattı belirleme konusunda biraz zayıf kaldık. Ortak mücadele hattını yeniden kurmak istiyoruz. 
 
En ilgimi çeken şey; kadınların o belediyede kadınlar olduğu için kendi alanları gibi hissedip ziyaret etmesiydi, belediyeler alındığından bu yana en çok kadınlar tarafından ziyaret edilmiş. Anadilinde konuşabiliyor, hizmet alıyor bu çok önemli bir ayrımdı. Kadınların o alanı kendisine ait görmesi, gitmesi ve taleplerini dile getirmesi ya da gidip sadece çay içmesi, ‘burası benim de yerim’ demesi çok önemliydi. Bir diğeri tam da kadın bakış açısıyla düşünme hali; çünkü biz bu şehirlerde yaşıyoruz ancak yönetimde var olmadığımızdan erkekler tarafından dizayn edilmiş bir şehirde yaşıyoruz. Dolayısıyla kadınların yönetimde olması; jinkart, kreşlerin sadece çalışanlar için değil çalışmayanlar için de düşünülmüş olması güzeldi. 
 
Ziyaretlerden sonra Kürt kadın hareketi ile ortak mücadele zeminini güçlendirme konusu gündeme geldi. Bu ihtiyaç neden yeniden doğdu? 
 
Bu mücadele zemini hep vardı. Geçmişte Barış İçin Kadın Girişimi vardı. Dolayısıyla o mücadele hattımız ve zeminimiz hep vardı. Özellikle son dönemde Kürt kadın hareketinden arkadaşlara yönelik saldırı, hapishane faktörü, birçok alanda saldırı olması fiziksel bir araya gelişlerin azalmasına neden oldu. Tekrar bir ortak mücadeleyi kurmak, bu sözü birlikte yükseltmek çok önemli bizim içinde. Aslında ziyaretler de bunun ilk adımı oldu, bundan sonra da bu adımları atmaya devam edeceğiz.
 
Raporunuzda, son 8 yılda bir politikanın olmamasından bahsediliyordu. Özeleştirel bir yaklaşım mı bu? Neden politiksizleştiğinizi düşünüyorsunuz?
 
Sürekli haklara bir saldırı hali söz konusu. Bugün baktığımızda bir yandan soyadı hakkına saldırılıyor, bir yandan hayvanlar katledilmeye çalışılıyor bir yandan göçmenlere saldırılıyor, bir yandan da Hakkari Belediyesi’ne kayyım atanıyor. Yani dört koldan haklara yönelik bir saldırı söz konusu ve bu saldırılar sonucunda bir süredir refleksiz bir hatta ilerliyordu mücadele. O anlamda bir özeleştiriydi. Çünkü kendi gündemlerimizi oluşturma ve o anlamda bir politik hattı belirleme konusunda biraz zayıf kaldık. Birçok arkadaşımızın hapishanede olmasının da etkisi oldu ancak buna yönelik bir değerlendirmeydi aslında o. 
 
Yine feminist kadınlar açısından “muhafazakarlaşma” hali olduğunu ve bunun karşısında bağları güçlendirmeye ihtiyaç olduğunu vurguladınız. Muhafazakarlaşmaktan kastınız neydi?
 
Türkiye’nin son dönemki politikaları muhafazakar ve sağa kayan bir politika. Bu mevcut politikadan da hepimiz bir şekilde etkileniyoruz. Bundan bağımsız değiliz. Çünkü her günümüzü, her tartışmamızı böyle bir yerden sürdürüyoruz. LGBTİ+’lara yönelik özellikle saldırıların artması ve buna dair sessiz kalınma hali ya da ‘aile’ politikalarının güçlendirilmesi ve oradan söz kurduğumuz zaman gözlemlediğimiz birtakım muhafazakarlaşma hallerine dair bir özeleştiriydi. Dolayısıyla hepimizin aslında bir sağa kayma, birazcık daha muhafazakarlaşma hali var. Bunu da konuşmamız ve buna dair de birlikte bir politika geliştirmemiz önemli.
 
Başka ziyaretleriniz olacak mı?  Hem ziyaret hem de dayanışma programları adına tartıştığınız başlıklar ya da bir planlama var mı?
 
Geniş katılımlı bir araya gelişlerden ve dayanışma kurmaktan öte birlikte bir mücadele hattı kurmak istiyoruz. Bu hattı beraber belirlemek için toplantılar alacağız. Ancak yakın zamanda bir ziyaret planlamamız yok şimdilik.
 
Ortak mücadeleye dair ne demek istersiniz, mesajınız nedir?
 
Aslında şunu belirtmek gerekiyor; özellikle kayyum yönetiminin erkek şiddetini palazlandırdığını, erkeklerin tam da kadınların seçeneksiz bırakılma halinden nemalandığını, herhangi bir mekanizmaya erişemeyeceğini bilme halinden güç aldığını ve bunun sonucunda da kadın cinayetlerinin, erkek şiddetinin arttığını belirtmek gerekiyor. Patriyarkanın bu etkisini, güç alma halini, aile politikalarının her yerde uygulanmaya çalışılmasına dair ses çıkarmamız gerekiyor. Kayyumun olduğu illerde yürütülen asimilasyon politikalarına, buradaki kadın intiharlarına tam da az önce bahsettiğimiz korucu-kolluk baskısına, istismarına dair bir ortak mücadele hattı belirlememiz gerekiyor. Hep birlikte ses çıkarmak, ortak mücadeleyi güçlendirmek ve bir araya gelişlerimizi arttırmak gerekiyor.
 
MA / Yeşim Tükel

Diğer başlıklar

07/09/2024
23:50 Polis, rahatsızlık verdiği bina sakinlerine silah çekerek tehdit etti
22:56 KDP Emel Mathlouthi’in Kuzey ve Doğu Suriye’ye geçmesine izin vermedi
21:45 Şêrawa’daki saldırıda bir yurttaş katledildi
21:04 Şenyaşar’ın Meclis’teki direnişi 17’nci gününde
20:10 30 yıllık tutsak Çeçan Topçu tahliye edildi
20:01 Reşit Kibar için Hopa ve Borçka'da eylem
19:56 JİTEM amblemiyle tehdit eden uzman çavuş açığa alındı
18:33 Kadınlar, özel savaş politikalarına karşı örgütlülüğü tartıştı
18:25 ‘6-7 Eylül, gavur düşmanlığı ve korku üzerinden inşa edildi’
18:13 Tarım sempozyumu: Rojava sistemi sömürgeciliğe karşı umut verici bir modeldir
18:04 Narin Güran için yürüyüş: Türkiye kayıp çocuk vakalarında ilk sırada
17:39 Silahlı saldırıya uğrayan genç hayatını kaybetti
16:33 Erdoğan'dan teğmenlere: O kılıcı kime çekiyorsunuz?
16:26 DEM Parti katledilen Reşit Kibar'ın ailesini ziyaret etti
16:25 İran’da 23 kadın katledildi
15:27 Muğla ve İzmir'de orman yangını
15:22 ‘Sömürü, sömürge bağlamında Kurdistan’da tarım politikaları’ tartışıldı
15:10 Kadınlar Hatay'dan seslendi: Narin'e ne oldu?
15:05 'Barış gelmeden güvenli iş mümkün değil'
14:37 ‘Abdukadir Kuday derhal tahliye edilmeli’
14:35 Kop Tüneli inşaatında göçük: 1 işçi öldü
14:24 Hasta tutsaklar Rüzgar ve Yıldız için çağrı
14:02 Toros ve JİTEM amblemiyle tehdit
14:01 102 haftadır eylemdeler: KHK’ler iade edilsin
13:54 Boçka’da gözaltına alınan Koyuncu tutuklandı
13:46 'Öcalan'ın felsefesi bütün halklar için umut oldu'
13:28 Kayıp yakınları Sincar, Çelik ve Aygöl için adalet talep etti
13:21 CHP Genel Başkanı Özel'den erken seçim çağrısı
13:14 Cumartesi Anneleri Kenan Bilgin’in akıbetini sordu
13:11 8 yaşındaki Narin Güran 18 gündür bulunamadı
12:34 Rezan Gençlik Merkezi açıldı
12:26 Temelli: Kapatilazmin sömürü hinterlandı artık Kurdistan’dır
11:07 Cizîr’de kavga: 1 ölü, 4 yaralı
10:39 Irak'ta Türkiye'nin saldırılarına tepki büyüyor
10:22 'Jin, Jiyan, Azadî' konulu Egrîce klibi yayınlandı
10:10 Bazarcix'ta 5 büyüklüğünde deprem
09:55 Tarım Sempozyumu: Alternatif politika ve mücadeleyle kazanacağız
09:37 Açlık grevindeki hasta tutsak: Taleplerim karşılanana kadar eylemi sürdüreceğim
09:24 ‘Tecridin kırılmasıyla Türkiye nefes alacak’
09:23 Artvin'de 3 kişi gözaltına alındı
09:21 DBP örgütlenme seferberliği başlatıyor
09:20 Ege'de 3 ilde orman yangını
09:08 Keene: Türkiye kaynaklarını Kürtlere karşı savaşta harcıyor
09:07 Kürt kazanımlarına karşı 'güvenlik' anlaşması: KDP büyük rol oynuyor
09:06 GÖÇİZDER kararına tepki: Hukuki değil siyasi
09:05 Veli-Der eğitimdeki sorunlara karşı ortak mücadeleye çağırdı
09:04 8 ayda 22 kişi katledildi: Tek bir açıklama yok
09:03 Fiyatı iki katına çıktı: Tezek bile alamıyoruz
09:03 Tarım ve hayvancılık için çanlar çalıyor: Böyle giderse köylerde üretim duracak
09:02 'Şîler'in ölümü Jin jiyan azadî direnişine zemin hazırladı'
09:01 Ağır hasta tutsak Ataş hücreye alındı
09:00 07 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
08:50 Fransız senatörden tecrit tepkisi: Uluslararası düzeyde mücadele edilmeli
06/09/2024
23:36 Bir sigara grubuna zam
22:45 'Çîrokên Muzikal' büyük beğeni topladı
22:21 BM sınırda bekletilen çocuklar için Türkiye'den savunma istedi
21:42 Tahir Güven'in öldürülmesi davasında karar
20:11 Elektrik kaçağı davasında 'tutukluluğa devam' kararı
20:03 Şakran Cezaevi'ndeki ihlaller protesto edildi
19:30 Yolcu uçağı bomba ihbarı üzerine Erzirom'a zorunlu iniş yaptı
18:56 Lokumcu davasında tüm sanık polislere beraat
18:52 İzmir ve Muğla'da orman yangınları
18:14 Kürtçe kursları tamamlayan çocuklara belge
17:59 'Mevzuata uygun' orman kıyımı yargıya taşınıyor
17:52 Emekli astsubay evli olduğu kadını katletti
17:36 Güran 17 gündür kayıp: Yeni DNA örneklerine rastlandı
16:57 CHP'li Özel: Kayyım uygulamalarını sonuna kadar kınıyorum
16:23 Eğitim Sen: Yüzbinlerce çocuk anadilde eğitimden mahrum bırakılıyor
16:14 Meclis'teki 'adalet' direnişi 16'ncı gününde
16:00 Eğitimciler kırtasiye zamlarını bakanlık önünde protesto etti
15:58 DEM Parti 'Tarımda ve gıdada geleceği kurmak' sempozyumu düzenleyecek
15:34 Aracın çarptığı çocuk ağır yaralandı
15:12 Gazeteci Kanbal hakkında soruşturma açıldı
15:04 Borçkalılar, orman ihalelerinin iptali için dilekçe verdi
14:49 Lokumcu davasında keşif ve delil incelemesi taleplerine ret
14:37 Fındık bahçelerinde madene bakanlık karar verecek
14:36 Şam'ın denetimindeki bölgelerde 178 kişi öldürüldü
14:20 JİTEM infazlarının tanığı Malgaz yaşamını yitirdi
14:17 Amed ve Wan Barosu: Hukuk kadınları koruyabilecek durumda değil
14:14 Kadınlar Narin Güran için biraya gelecek
13:54 Kışanak'ın 'Kürt Siyasetinin Mor Rengi' kitabına yasak
13:15 Samsun ve Bafra cezaevi ihlali raporu: Şiddet, tedavi ve tahliye engeli
13:02 'Para verilmesi gerekir' denilerek ölüme terk edildi!
13:00 ‘Çîrokên Muzîkal’ Wan’da sahnelenecek
12:48 Kürt Dil Platformu: Kürtçe resmi dil olana kadar mücadele edeceğiz
12:22 Ailelerden İmralı başvurusu
12:04 Efrîn’de 4 kişi kaçırıldı
11:40 Kibar'ı katleden Ustabaş'ın atölyesi ateşe verildi
11:31 DEM Parti: Türkiye’de her dört çocuktan biri okula aç gidiyor
11:26 DEM Parti: Pogromla yüzleşin, failleri ortaya çıkarın
11:24 Rapor: A Termik Santral 2 bin 268 erken ölüme yol açacak
11:02 Ağustos ayı şiddet çetelesi: 31 kadın ve 5 çocuk katledildi
10:45 ‘Irak’ın sessizliği nedeniyle saldırılar sürüyor’
10:34 DFG ve MKG Özgür Basın Günü’nü kutladı: Onurlu mücadeleyi sürdüreceğiz
09:48 6-7 Eylül Pogromu’nun tanığı: Devlet eliyle yapıldı
09:42 'Savaş ve çözüm' panelinin hazırlıkları sürüyor: Sorunları birlikte çözelim
09:27 YNK: Bölgesel yönetimin sessizliği saldırılara meşruiyet kazandırıyor
09:17 AİHM, Bakanlar Komitesi ve CPT'den tecrit mektubuna yanıt
09:14 Keskin: CHP mağdur seçicilik yapıyor
09:13 Kuzey ve Doğu Suriye’de çok dilli eğitim başladı
09:12 Dêrgul Beldesi 4 aydır susuz
09:10 Cankurtaran’da mücadele sürecek: Artık tüm Karadeniz’in derdi
09:08 6 yıldır idam edilen oğlunun mezarını arıyor: Ruhu bedenimde yaşıyor
09:06 AKP'li vekilin şirketine 11 yılda 7 milyar TL ihale
09:04 Kürtçe öğretmeni Acar: Anadilde eğitimde ısrarcıyız
09:03 Temelli'den 'stagflasyon' uyarısı: Demokrasi olmadan ekonomi düzelmez
09:03 Bazik Ovası'nda ürünler tarlada kaldı
09:02 Cemile Çağırga'yı katledenler 9 yıldır yargılanmadı
09:00 06 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
05/09/2024
23:48 Özgür Özel’den Şenyaşar’a dayanışma telefonu
22:16 Bafê köyünde Zêw geleneği
22:05 Geliyê Dirî’yan bölgesinde askeri operasyon
21:21 Çocuklar, ‘Sokakta Spor Projesi’yle eğlendi
20:50 JTI sigara grubuna zam
19:53 30 yılın ardından tahliye edilen Kanıt’a meşaleli karşılama
19:29 Kadınlar atölyede buluştu: Hiçbir güç irademizi yenemez
18:38 Şarbajêr’de katledilenlerin kimliği açıklandı
18:28 Nisêbîn'de halk toplantısı: İhtiyacımız olan birliktir
17:36 Tecride Karşı Adalet Girişimi: Çözüm için yeni bir fırsat yaratılmalı
17:19 Wan’da çocuk şenliği
17:12 Soran Omer: Irak hükümetinden saldırıları durdurmasını istedik
16:54 Müvekkil ziyareti sırasında kötü muamele gören avukattan suç duyurusu
16:46 ÖHD'den Özgür Basın'a dayanışma ziyareti
16:31 ROJİN: Gazetecilerin katledilmesi gerçeğin katledilmesidir
16:23 İstanbul trafiği okul başlama saatlerini değiştirdi
16:20 Çiwarta Kaymakamı: Şarbajêr’de katledilen 3 kişi de aynı aileden
16:09 Güzel ve Kartal'ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:43 CHP’li vekilden Şenyaşar’a destek ziyareti
15:37 SES hastanenin sorunları ve çözüm önerilerini sıraladı
15:29 Gazeteciler Akın ve Sarısözen’in davası ertelendi
15:17 Şarbajêr’de SİHA saldırısı: 3 kişi katledildi
15:12 Hezex'te çıkan kavgada bir çocuk yaşamını yitirdi
15:12 Fransa’nın yeni Başbakanı Barnier oldu
15:08 Kürt seçmen raporu: DEM Parti performansı başarılı
15:02 SİHA saldırısında katledilen 3 kişi defnedildi: Sessizlik suçtur
14:48 Tutuklamalara tepki: Gençliğin sesini kısamazsınız
14:44 Filmekimi 4 Ekim’de başlıyor
14:29 Akdeniz’de mültecileri taşıyan tekne battı
14:26 ÖHD’den hasta tutsak Kuday için çağrı: Serbest bırakın
13:57 AYM ‘hayvanların katliamı’ yasasını görüşüyor
13:47 Çocuğa cinsel şiddet davasında kati rapor istendi
13:17 ‘Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Hafıza Müzesi olmalı’
13:14 OVP açıklandı: Büyüme ve enflasyon tahminleri revize edildi
12:56 İstanbul'da 4 kişilik ailenin yaşam maliyeti: 68 bin 933 TL
12:44 Omerya'da helikopter hareketliliği
12:39 Tarım işçilerini taşıyan araç kaza yaptı: 1 çocuk öldü
11:48 Asrın Hukuk Bürosu’ndan İmralı başvurusu
11:21 Avukat Arta'ya ceza istemi
11:19 Hasta tutsak Kuday için AYM ve bakanlığa başvuru
10:56 Narin’i arama çalışmaları sürüyor: Kayıp 12 dakika araştırılıyor