ANKARA - Erdoğan’ın “Tarihimizin en yüksek yerleştirme seviyesine ulaşılmıştır” açıklaması sonrası KYK yurdunda çalışma masaları kaldırıldı, rutubetli bodrum katlarına yatak konuldu.
Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne (KYK) bağlı yurtlarda, “kapasite arttırma” adı altında odalara kapasitesinin üzerinde yatak konulmaya başlandı. Pek çok yerde odalardaki çalışma masaları veya dolaplar kaldırılarak, yerine ranza veya bazalı yataklar yerleştirildi. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 14 Eylül 2022 tarihli KYK yurt yerleştirmelerine ilişkin, “Tarihimizin en yüksek yerleştirme seviyesine ulaşılmıştır” şeklindeki açıklaması sonrası, yurtlarda çalışma masalarının kaldırılması ve bodrum katlarına yatak konulması dikkat çekti.
ÖĞRENCİ NASIL YAŞASIN?
Kastamonu Üniversitesi’nde öğrenci olan ve KYK yurdunda kalan N.A., kaldığı odanın 4 kişi kapasitesi olduğunu, çalışma masalarının kaldırılarak yerine yatak konulduğunu, hatta kaldığı yurdun bodrum katına bile yatak konulduğunu söyledi. N.A., kaldığı yurttaki uygulamalara dair şu bilgileri verdi: “Odamızda dolaplar var ancak şimdi 5 kişinin dolabı yok. Yurt ücreti olarak kişi başı 325 TL yatırıyorduk, 4 kişiydik, sayımız arttı ama yine 325 TL veriyoruz. Şimdi eskiden boş olan bodrum katlar da öğrenciler için dönüştürüldü. Eksi 1 kat ve rutubetli. Orada öğrenci nasıl yaşasın?”
DERS ÇALIŞABİLECEK ALAN YOK
Herkesin kendine ait çalışma masalarının kaldırılarak, odanın ortasına bir masa ve iki sandalye konulduğunu söyleyen N.A., “Ders çalışma zorlanıyoruz. Çalışma alanımız yok. Kastamonu soğuk bir yer olduğu için bahçede de çalışma imkânımız yok. Sığınak, bodrum katlarında ders çalışıyorduk, kimi boş odalar vardı. Şimdi odalarda çalışma imkanımız yok. Koridorda ders çalışıyoruz, millet rahatsız oluyor. Etüt alanında zaten yer yok. Bazı ders çalışma alanlarımızı da kursa dönüştürmüşler. Kursa giden yok ve odalar kapalı. Öğrenci olarak ders çalışabileceğimiz hiçbir alan yok” ifadelerini kullandı.
N.A., nitelikli barınma koşullarının geçen sene yetersiz kaldığını ve bu dönem de aynı şekilde devam edeceğini belirterek, “Temiz, hijyenik ortam yok. Olmadığı için de insan odada durmak bile istemiyor. Apart daireye çıkmak istedim, geçen sene bin 100 TL’den başlayan apart daireler 3 bin TL olmuş. Buna bir çözüm getirilmesi, öğrenciler için iyi olur. İki kişilik odalar olabilir ya da çalışma alanları yaratabilirler. Koridorlarda çalışmak zorunda değiliz. Her katta bir çalışma alanımız olmalı” diye konuştu.
ÖĞRENCİLERİN BARINMA SORUNU
Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) öğrencisi ve Barınamıyoruz Hareketi’nden Ozan Deniz Ödemiş, yurtlarda kapasite arttırılmasına dair, “Ben de uzun bir süre barınma sorunu yaşadım. Barınamıyoruz hareketine de öyle katıldım. Öğrenci kitlesinin yaşadığı barınma sorunu var. Gelinen aşamada barınma sorunundan herkesin haberi olduğu için iktidar da çeşitli şekillerde sorunu öyle veya böyle çözmek zorunda kalıyor. Bu çözme şekilleri, bu soruna yönelik ürettikleri fikirler tabi ki yine öğrencinin aleyhine oluyor. Seçim süreci de yaklaşmışken, insanların belli bir bölümüne karşı bu sorunu çok iyi çözdüklerine dair yanılsama üretiyorlar, göz boyama gerçekleştirebiliyorlar" ifadelerini kullandı.
‘SORUNU ELDEN ELE GEZDİRİYORLAR’
Ödemiş, şunları ifade etti: “Geçer sene, iki kamp vardı. Bir; barınamayan, evi, yurdu olmayan ve bir süre arkadaşlarında kalan ama yarın ne yapacağını bilemeyen öğrenciler. Bir de hasbelkader bir yurdu, evi olan, o yurt ve evinde bazı sıkıntılar yaşasa da sorunu derinden hissetmeyenler. Evsiz, yurtsuz öğrenciler için KYK yurdunda anormal bir şekilde kapasite artırımları gerçekleşti. Yeni yurtlar açılmıyor. Boş binalar var, onları yurda çevirmek yerine, daha az maliyetle 4 kişilik yurt odalarını 6 kişiliğe çevirdiler. Sorunu elden ele gezdiriyorlar. Yurt odalarında şu anda yürünecek bir yer bile bulamıyorsun.”
MÜCADELE ÇAĞRISI
Öğrencileri barınma hakkına dair mücadele etmeye çağıran Ödemiş, “Sorunu çözüme kavuşturmak için mücadele etmekten başka yol yok. 6 kişilik yapılan odaların tekrardan 4 kişilik olmasını istiyorsak, öğrencilerin, sonradan gelen iki kişiyi ikna etmesi gerekiyor. ‘Burası insanca yaşayabileceğimiz bir yer değil. Bu yüzden beraber olmamız, birbirimizin ne istediğini anlamamız ve buna karşı yurtlarda bir direniş üretmemiz lazım’ diyebilmeliler” dedi.