HABER MERKEZİ- Hatay’da konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, depremden etkilenen Suriye’ye insani yardım gitmesi için kapıların açık olduğunu belirterek, gerekli yardımların yapıldığını savundu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, deprem bölgesi Hatay'da gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Birleşmiş Milletler’in (BM) Suriye'deki insani yardımları için sınır kapılarının açık olduğunu yineleyerek "Bu kapılar eskiden beri açık, dolayısıyla bu kapılardan Türkiye'ye gelecek olanlar tamamen Türkiye'nin kontrolünde gerçekleşiyor" dedi.
Suriyelilerin Türkiye'ye gelişi ve sınır kapılarının açıldığına yönelik soruyu da yanıtlayan Çavuşoğlu, "Deprem, Suriye'yi de etkiledi, orada da ölen insanlar var. Uluslararası toplum bize yardım gönderiyor ve uluslararası toplum aynı zamanda Suriye'de depremden etkilenen insanlara da yardım gönderiyor. Biz, Türkiye olarak bir taraftan kendi yaralarımızı sararken, Suriye'ye gidecek yardımları da desteklemek, onların geçişini sağlamak bizim insani görevimiz" diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Suriye'ye Türkiye üzerinden yardım göndermek isteyen ülkeler olduğunda bundan memnuniyet duyduğunu, bazı ülkelerin de yardımlarını doğrudan Suriye'ye gönderdiğini ve o uçaklara Türk hava sahasının açıldığını aktardı.
Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim söylediğimiz gayet açık, net; Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin Hatay Cilvegözü Babülhava Sınır Kapısı geçişinin BM'nin insani yardımlar konusunda kullanması için bir kararı var. Bu geçiş, sınır geçişi, yani kapının öbür tarafında bu deprem sebebiyle maalesef yollar tahrip edilmiş, yıkılmış. Sonuçta buradaki zor durumda olan insanlara da yardım gitmesi için biz gerekli desteği veriyoruz, daha önce olduğu gibi, deprem zamanında da. Diğer taraftan, özellikle bu sınırdaki yollar tahrip edilince, Kilis'te bizim açık olan iki tane sınır kapımız var. Özellikle terörden temizlediğimiz bölgelere ulaşmak için kullanılan iki kapı. Biz BM'ye ve uluslararası topluma bu iki kapıyı da bu anlamda açabileceğimizi, kullanabileceklerini de söyledik. BM bunu mesela değerlendiriyor, BM Güvenlik Konseyi kararında yer almamasına rağmen."