İSTANBUL - Türkiye’de yaşanan sorunların temelinde demokrasi sorunu olduğunu belirten Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinden EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, “Üreten, yaratan ve çalışan bizsek, yöneten de biz olacağız" dedi.
Ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunların arttığı bir yıl geride kaldı. Antidemokratik ve milliyetçi politikalar iktisadı krizi daha da derinleştirdi. Açıklanan yeni asgari ücret de yüksek enflasyon altında ezilen emekçileri memnun etmedi. Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinden Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, yeni yıla devredilen sorunlara dair değerlendirmelerde bulundu.
ERDOĞAN'A: İÇİRİDEKİ SINIRLARLA UĞRAŞ
Ülkenin demokrasi ve iktisadi açıdan durumunun kötüye gittiğini belirten Öztürk, kriz nedeniyle toplumun büyük bir açlıkla karşı karşıya kalma riskinin bulunduğunu ifade etti. Öztürk, "Açlık sınırı, açıklanan asgari ücreti 2 hafta içerisinde muhtemelen geçecek. Asgari ücret zammından sonra ürünlere büyük bir zam yağmuru yapıldığını biliyoruz. Bu zam yağmuru da yapılan iyileştirmeleri alıp götürüyor, eritiyor” dedi.
Türkiye'de insanların yüzde 50'sinin asgari ücret ile geçimlerini sağlamaya çalıştığını ifade eden Öztürk, halkın büyük bir çoğunluğunun ise açlık sınırı altında yaşadığını söyledi. Öztürk, "AKP iktidarının, blakis Erdoğan’ın sürekli belirttiği bir olay var: 'Biz sınır ötesinde operasyon yapıyoruz. Biz sınırı geçeceğiz, Yunanistan’a şöyle bir müdahalede bulunacağız.’ Sınırları geçmek bu kadar kolaysa gel, bütün bu işçi sınıfının yaşadığı açlık sınırını geç. Senin sınırın bu olsun. İlgilendiğin sınır memleketin içindeki sınır olsun. ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ diyor ya, gel de bir gece bu açlık sınırını geç. Daha ‘yoksulluk sınırını geç’ diyen yok. Kendi ülkendeki yurttaşlarının açlık sınırıyla uğraşmayıp, sürekli ülkenin coğrafyasının sınırlarını aşmaktan bahsetmek çok yanlış” şeklinde konuştu.
YOKSULLUĞUN GELDİĞİ BOYUT
"Bu ülkede ekmek bulmak bile bir sorun" diyen Öztürk, "Şu anda ağırlıklı olarak bayat ekmek satılıyormuş. İnsanlar belli bir saati bekliyorlar ve gidip bayat ekmek alıyorlar. Bayat simit alıyorlar. İnsanlar ‘Artık et almıyoruz, kemik alıyoruz’ diyor. Bıçak kemiğe dayanmış ve e insanlar isyan ederek bunu söylüyorlar. Yoksulluk çoğaldı" diye konuştu.
Açlığın yanında yüksek faturalardan dert yanıldığına dikkati çeken Öztürk, şunları söyledi: "İnsanlar ‘Biz doğal gazımızı, kombimizi açamıyoruz’ diyor. Enerji politikası ülkeyi bu duruma getirmiş durumda. Biz enerji alanında da kamulaştırmalardan yanayız. Hani diyorlar ya hep: ‘Biz aynı gemideyiz.’ Aynı gemide olmak bu mu? Siz saraylarınızda o pahalı yiyecek, içeceklerinizle öyle yaşayın. İnsanlar ısınmaya çalışırken ölsünler. Aşağı yukarı 450 milyar dolar bir borç var. Bu 450 milyar doları kim aldı da kullandı? Eğer bizim halkımızın lehine olduysa bayat ekmek neden alınıyor? Eğer bayat ekmeği alıyorsa bu 450 milyar dolar bizim toplum için kullanılmadı."
Emek ve Özgürlük İttifakı'nın söz konusu sorunları çözmeye aday olduğunu vurgulayan Öztürk, "Elbette kendimizi bir alternatif olarak görüyoruz. Üreten, yaratan ve çalışan bizsek, yöneten de biz olacağız. Emek ve Özgürlük İttifakı her anlamda ülkeyi güneşli günlere götürmenin bir numaralı alternatifidir” dedi.
DEMOKRASİ SORUNU
Yaşanan tüm sorunların kaynağında demokrasi sorunu olduğunun altını çizen Öztürk, HDP'ye açılan kapatma davası, HDP'nin Hazine yardımından yoksun bırakılmak istenmesi, Federe Kürdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'na açılan dava ve kayyım uygulamalarının kaynağını demokrasi sorunundan aldığını ifade etti. Öztürk, "Umudumuzu kesecek hiçbir durum yok. Türkiye toplumunun en zor koşullarda bile demokrasiyi, işçi sınıfını, kadınları savunan kesimleri direnmiştir" diye belirtti.
Bileşeni oldukları Emek ve Özgürlük İttifakı'nın birçok farklı kesimi bir araya getirdiğini söyleyen Öztürk, bu durumun demokrasinin gelişimi noktasında önemli olduğuna işaret etti. Öztürk, "Önümüzde Kürt meselesi var. Adil ve demokratik bir şekilde çözüme kavuşturulması gerekiyor. Çünkü bu bizim kanayan yaramız” dedi.