ANKARA - Semra Güzel’in vekilliğinin düşürülmesinin Kürtlerin iradesinin yok sayılması olduğuna vurgu yapan HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, “Bu Semra Güzel şahsında gerçekleşen bir kumpastır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) tutuklu Milletvekili Semra Güzel’in vekilliğinin düşürülmesine dair Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nun raporu, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye devam ediyor.
Verilecek karar öncesi Semra Güzel adına HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki savunma yaptı. Tiryaki savunmasında, Semra Güzel’in mecliste verdiği önergeler, yaptığı çalışmalar, Anayasanın iç hukuku, AİHM kararları, Çözüm süreci, İHD’nin çözüm sürecindeki raporları, Kürt sorunu ve şimdiye kadar milletvekilliği düşürülen milletvekillerine dair konuştu.
‘HEPİMİZİN VİCDANINI YARALAMASI GEREKEN BİR GEREKÇEYLE…’
Meclis’te sağlık mazereti nedeniyle bir daha meclise gelmeyen ve hiçbir mazereti olmadığı halde yemin töreninden sonra bir daha meclis kürsüsünü kullanmayan milletvekillerinin olduğunu dile getiren Tiryaki, “Semra Güzel’in vekilliği, hepimizin vicdanını yaralaması gereken bir gerekçeyle, devamsızlık nedeniyle düşürülmek isteniyor” dedi.
‘AMAÇ GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKARILMASI DEĞİL’
Söz konusu fotoğrafların yayımlanmasıyla birlikte olağan bir Meclis Komisyonu çalışması olarak nitelendirilemeyecek bir süreç işletildiğini aktaran Tiryaki, şöyle devam etti: “Bundan yedi yılı aşkın bir süre önce, 2014 yılında ve “Çözüm Süreci” olarak adlandırılan bir süreçte çekildiği belirtilen, 2017 yılından beridir güvenlik birimlerinin ve Cumhuriyet Savcılıklarının elinde olan fotoğrafların basına servis edilmesi ve 8 Ocak 2022 günü akşam saat 19.47’de fotoğrafların yayımlanmasıyla, Semra Güzel hakkında aralarında AKP ve MHP’li milletvekillerinin ve hükümet üyelerinin de olduğu çok sayıda kişi tarafından bir linç kampanyası başlatıldı, Semra Güzel hedef gösterildi, lekelenmeme hakkı ihlal edildi.”
Hazırlık Komisyonu Başkanı taleplerimin ikisini de reddetti. Çünkü amaç gerçeğin araştırılması değildi. Halbuki meclise gönderilen fezlekenin ekinde yalnız basına servis edilen fotoğraflar yoktu. Semra Güzel ve Volkan Bora’nın henüz 18, 20’li yaşlarda Şanlıurfa’da balıklı Göl kenarında, Şanlıurfa sokaklarında, kahvehanelerinde çekilmiş onlarca fotoğrafı vardı. Volkan Bora, PKK’ye katıldıktan sonra bu fotoğrafları imha etmemiş, hepsini öldürüldüğünde yanında olan fotoğraf makinasında veya makinanın hard diskinde saklamıştı. Ama dediğim gibi amaç gerçeğin ortaya çıkarılması değil, önceden verilmiş bir kararı şeklen yaşama geçirmekti.”
SAVUNMA İÇİN İKİ GÜNDEN AZ SÜRE VERİLDİ
Hazırlık Komisyonunun ikinci toplantısında, komisyon üyesi olarak Güzel’in savunmasını yapmasının önünde hukuksal hiçbir engel olmadığını vurguladığını anımsatan Tiryaki, “Nitekim karar mercii olan Karma Komisyonda bir komisyon üyesinin, yine karar mercii olan TBMM’de de bir milletvekilinin savunma yapabildiğini anımsattım. Ancak bir başka milletvekilinin savunma yapması için süre verilmesini istedim. Komisyon, bütün itirazlarıma, Komisyonun çalışmaları için Anayasanın öngördüğü sürenin henüz başında olduğumuzu, yirmi günü aşkın bir süreye sahip olduğumuzu, iki günlük süre verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması anlamına geleceğini, Komisyonun çoğunluğunu oluşturan AKP’li vekillerin bir an önce karar vermek için olağanüstü çaba sarf ettiğini ifade etmeme rağmen, Semra Güzel’i savunmak üzere görev vereceği milletvekiline savunmayı hazırlaması için 2 Şubat 2022 tarihine kadar, yani iki günden az bir süre verildi” şeklinde konuştu.
ÇÖZÜM SÜRECİNDEKİ ATMOSFER
“Örgüt üyesi” diye tanımlanan insanların yüzde 99’unun Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olduğuna dikkat çeken Tiryaki, “Anneleri var, babaları var, çocukları var, kardeşleri var, kuzenleri var, dayıları var, halaları var, teyzeleri var veya Semra Güzel’de olduğu gibi sevdikleri var. Bu ülkede, kimisi destekler, kimisi desteklemez fakat doğru bulduğumuz bir dönem yaşandı ‘çözüm süreci’ dediğimiz bir süreç yaşandı. O çözüm sürecinde biz orada milletvekilliği yapan insanlarız. Batman’da, Hakkâri’de, Şırnak’ta, Mardin’de, Bitlis’te, Iğdır’da, bölgenin tamamında bir sürü insan çocuklarını görmeye gitti, kardeşlerini görmeye gitti, yakınlarını görmeye gitti ve bunların hepsini aslında güvenlik görevlileri biliyordu yani bazı illerde minibüs duraklarına sorduğunuzda nerede olduklarını söylüyorlardı. Semra Güzel de böyle bir dönemde, o olumlu dönemde, olumlu havanın, olumlu rüzgârların yaşandığı bir dönemde duygusal ilişki yaşadığı arkadaşını görmeye gidiyor, bu olay bu kadar açık ve net. Buna başka anlamlar yüklenmesi büyük bir haksızlık olacaktır” şeklinde konuştu.
İHD’nin çözüm sürecindeki verilerine değinen Tiryaki, herhangi bir insanın PKK kamplarına gitmiş olmasının tek başına soruşturma konusu olamayacağını ifade etti.
‘KÜRT SORUNU ÜLKENİN EN AĞIR VE EN TEMEL SORUNUDUR’
“Kürt sorunu bu ülkenin en ağır ve en temel sorunudur” diyen Tiryaki, bu sorunun şark ıslahat planları, ölüm, tutuklama, sürgün, kayyım ile çözülemeyeceğini belirtirken, “Bu savaşı sürdürmekten başka bir şeye hizmet etmez, etmemiştir. Güvenlikçi siyaset, sorunlarla yüzleşme yerine onları ertelemektir, görmezden gelmektir, bürokrasiye havale ederek en sonunda da yok etmeye çalışmaktır. İnsan olma ereğinden çıkmaktan başka anlama ifade etmez. Politik olarak da kanlı bir çıkmaz dışında bir denklem yaratmaz. İşte bizim barış siyasetimiz, Kürt halkının, Türkiye halklarının barış mücadelesi tam da o gençlerin hayatlarını kurtarmaya dönüktür. Bu ülkede tek bir insanın burnu dahi kanamasın, her türlü sorun diyalog ve müzakere yöntemleriyle çözülsün ısrarıdır. Bunun oldukça zor olduğunun farkındayız. Barışı inşa etmenin zor olduğunun bilincindeyiz. HDP yıllardır bunun bilinciyle bunun ciddiyetiyle siyaset yapıyor” dedi.
‘POLİTİK VE AHLAKİ BİR SORUMLULUK’
Bütün çabalarının yaşam siyasetini icra etmek olduğunu aktaran Tiryaki, bu çabanın “politik” ve “ahlaki” bir sorumluluk olduğunun altını çizdi. Tiryaki, “Biz çatışmaların son bulduğu barış umudunun topluma yayıldığı çözüm sürecinde bu sorumlulukla hareket ettik. 2013 yılı ile 2015 yılları arasında HDP cesur davranarak kalıcı bir barışın sağlanması için çalıştı, çırpındı. Üzerine düşen bütün sorumluluğu aldı. Halklara karşı taşıdığı politik ve ahlaki sorumluluğunu bütün risklere rağmen aldı. Bugün de HDP bu sürecin arkasındadır” diye konuştu.
‘TOPYEKÜN BİR HALKLA MÜCADELE’
Güzel’in yer aldığı fotoğrafların kriminalize edilemeyeceğini söyleyen Tiryaki, “Ortada bir Kürt sorunu vardır, onlarca yıldır sürüyor, iktidarın bu meseleyi kriminalize eden yaklaşımı sorunu ağırlaştırıyor, daha fazla cana mal oluyor, ölümleri beraberinde getiriyor. Silahın da çatışmaların da sorumlusu bu politikalardır! İktidar, demokratik siyaset yollarını kapatmakta, sonra da o insanlarla temas kuran herkesi terörist ilan etmektedir. Bu aslında topyekûn olarak bir halkla mücadele edildiğinin göstergesidir. Maalesef bu yaklaşım onlarca yıldır sürüyor” sözlerine yer verdi.
Çözüm Süreci’nin sonlandırılıp çatışma ve öldürme siyasetinin hızlandırılmasıyla katliamlar ve sokağa çıkma yasakları sonucu neredeyse her gün sivil insanların yaşamını yitirdiğini vurgulayan Tiryaki, “Aynı zamanda askerler, polisler, köy korucuları ve PKK’liler yaşamını yitirdi. Eğer süreç bozulmasa idi o günden bu yana yaşamını yitiren insanlar ölmeyecekti, aileleriyle, sevdikleriyle birlikte olacaktı. Bugün iktidarın Türkiye’de yarattığı gergin ve kutuplaştırıcı siyasi atmosferden kaynaklı en konforlu davranış biçimi söz söylememek veya Semra Güzel’in aleyhinde konuşmaktır. Fakat bu davranış biçimi, ülke gerçeklerine bir kez daha gözünü kapatıp, kulaklarını tıkayarak ölüm siyaseti izleyenlerin yapmak istediği hezeyana gelmek anlamına gelecektir” sözlerini kullandı.
‘DEMOKRATİK SİYASETE VURULAN BİR DARBE’
Tiryaki, şöyle devam etti: “Sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde yaşayan Kürtler Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin süreci, gözaltına alınmasına ilişkin süreci izledi bugün de vekilliğinin düşürülmesini izliyor. Toplumun büyük bir kesimi dokunulmazlıkların kaldırılmasını ve vekilliklerin düşürülmesini demokratik siyasete vurulan bir darbe olarak görüyor. Türkiye toplumu bu süreci böyle okuyor. Dokunulmazlıkların kaldırılması ve vekilliklerin düşürülmesi Kürtlerin hafızasında çok daha ciddi bir yaraya sahiptir. DEP’lilerden bugüne Kürtler bu süreci iradelerine bir saldırı olarak görüyor.
‘GÜZEL ŞAHSINDA GERÇEKLEŞEN BİR KUMPAS’
DEP davası gibi 4 Kasım Darbesi gibi, Leyla Güven’in Musa Farısoğulları’nın vekilliklerinin düşürülmesi gibi, Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi gibi bugün Semra Güzel’in vekilliğinin düşürülmesi de Kürtlerin nezdinde Kürtlerin iradesinin yok sayılmasıdır. Kürtler başta olmak üzere toplumun geniş kesimleri siyasi çıkar amaçlı, bir vekilin daha vekilliğinin düşürülmesine rıza göstermiyor. Muhalefetin de bu hakikati iyi görmesi gerekir. Bu Semra Güzel şahsında gerçekleşen bir kumpastır. Dokunulmazlığın kaldırılması için verilen her oy bu kumpası desteklemek; demokratik siyasete karşı darbeci ve baskıcı siyaseti onaylamak anlamına gelecektir.
‘DOKUNULMAZLIK ZIRHI’
Parlamentoda çoğunluğa sahip olan iktidar grupları her zaman, siyasi nüfuzlarını kullanarak veya siyasi tuzaklar kurarak özellikle muhalefete mensup milletvekillerinin yasama faaliyetine katılmasını engellemeye, bu milletvekillerini kontrol altında tutmaya ve giderek bunları siyasi alanın dışına itmeye çalışabilirler. Anayasalar ve onları tamamlayan yasalar, parlamenterleri dokunulmazlık zırhıyla donatarak bu ihtimali ortadan kaldırır. Böylece demokratik sistemin işlemesi için vazgeçilmez bir unsur olan muhalefet işlevlerini gereği gibi yerine getirebilir.”
‘DEMOKRATİK SİYASET SAHNESİNDEN MEN ETMEK İÇİN BİR ARAÇ’
Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için şimdiye kadar Meclis’e yüzlerce dosya geldiği bilgisini veren Tiryaki, “20 Mayıs 2016 tarihine kadar Parlamento tarihinde 40 milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırıldı. Dokunulmazlıklar süreci çoğu zaman Türkiye siyasetinde Kürt Siyasi Hareketi ile Türkiye devrimci ve demokrasi güçlerini demokratik siyaset sahnesinden men etmek için bir araç olarak kullanılageldi” diye ifade etti.
‘ÜLKENİN İYİLİĞİNİ İSTEMEYENLER’
“Çözümsüzlükte ısrar edenler bu ülkenin iyiliğini istemeyenlerdir” diyen Tiryaki, şöyle konuştu: “Bu mesele aslında Kürt sorunun çözümsüzlüğü meselesidir. Sadece yakın tarihe baktığımızda bu çözümsüzlük siyasetinin ülkemizden neler götürdüğünü çok rahatlıkla görebiliriz. Türkiye, demokratik diyalog ve barışçı çözüm yöntemiyle Kürt sorununu çözebilseydi savaş için harcanan bu paralar eşit ve adil bir ekonomi için harcanabilecek ve birçok toplumsal, ekonomik sorunu daha kısa zaman içinde ve daha rahat bir şekilde çözmüş olacaktı.
‘TÜRKİYE ENKAZ HALİNE DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA’
Bugün gelinen nokta itibariyle Türkiye bütün kurumlarıyla bir enkaz haline dönüşmüş durumdadır. Açlık ve yoksulluğun ezber edildiği bir toplumsal yaşama mahkum edilen Türkiye’de, AKP-MHP ittifakı ile yolsuzluk, rant, torpil politikaları savaş çığırtkanlığı tarafından bastırılmaktadır. Barışı, müzakereyi, demokratik yol ve yöntemleri tercih dışı bırakan iktidar anlayışları ile Türkiye geçmişten miras aldığı çözümsüzlük sonucu ortaya çıkan kayıpları geleceğe de bu anlayışla taşımaktadır. İkinci yüzyılda Türkiye, demokratik cumhuriyetin kurulacağı ve barış içinde yaşatılacağı bir Türkiye olacak ise en büyük anahtar Kürt Sorununun demokratik yollarla çözümünün ivedilikle gerçekleştirilmesi olacaktır.”
Güzel'in milletvekilliğinin düşürülmesi, yarın Genel Kurul'da oylanacak.