İZMİR - HDP İzmir İl Örgütü'nün düzenlediği dayanışma yemeğinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, savaş politikalarının Türkiye'yi çöküşe götürdüğünü söyleyerek, bu politikaları acımasızca uygulayan iktidara 'dur' demek ve değiştirmek gerektiğini söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'ın katılımıyla Bayraklı'da bulunan bir restorantta dayanışma yemeği düzenledi. Yemeğe Sancar'ın yanı sıra HDP Milletvekilleri Serpil Kemalbay, Murat Çepni, HDP İzmir İl binasında katledilen Deniz Poyraz'ın ailesi, hasta tutuklular için Adalet Nöbeti'ni sürdüren tutuklu aileleri, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Sekreteri kentte bulunan siyasi parti ve kurumların temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Açılış konuşmalarını yapan HDP İzmir İl Eş Başkanları Berna Çelik ve Çınar Altan, katılımcılara teşekkür ederek, dayanışmaya ihtiyaç duyulan bir süreçten geçildiğini belirtti. Düzene karşı hakikat mücadelesi verildiğini söyleyen başkanlar, "Bu dayanışma yemeğinin değerlerimizi büyütmeye vesile olmasını temenni ediyoruz. Bizler bu dayanışmayı sıkılı bir yumruk gibi dosta da düşmana da gösterebileceğimiz bir örgütlülüğe dönüştüreceğiz" dedi.
BİRLİK ÇAĞRISI
Ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise, savaş politikalarının Türkiye’yi çökerttiğini halkları kutuplaşmaya, yoksulluğa sürüklediğini kaydetti. Zaxo’da yapılan katliamı bir kere daha kınadığını söyleyen Sancar, “Bu katliamda hakikatin ortaya çıkarılması ve sorumlularının da hesap vermesi için mücadeleyi büyüteceğiz. Bu katliam aklımıza Roboski’yi getiriyor. Bugünün muktedirleri faillere koruyucu kalkanı oldular diye sanılmasın ki bu dosyayı kapattılar. Bu yaralar iyileştirilmedikçe, sarılmadıkça bu ülkede toplumsal barışı kuramayız. Bunun içinde savaş politilarından vazgeçmiş bir yeni başlangıca ihtiyacımız var. Savaşa karşı en geniş birlikteliği oluşturmaya ihtiyaç var. Çözüm savaşta değil barış ve demokratik siyasettedir” dedi.
‘ÇÖZÜM BİZİZ’
“Aynı acıları yeniden yaşatan bu zihniyetti değiştirmekte gerekiyor” diyen Sancar, öncelikle bu politikaları bugün en acımazsızca uygulayan iktidara ‘dur demek’ gerektiğini ifade etti. Bu nedenle çözüm çabasından ve demokratik siyaseti hakim kılma mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini dile getiren Sancar, “Çözümü bu ülkeye getirebilmek için büyümek, güçlenmek ve ortak mücadeleyi örmek gerekiyor. Öyle bir halk gücü oluşmalı ki sistem bu gücün karşısında devam etme imkanı bulamasın. ‘Çözüm biziz’ derken imhaya ve inkara karşı demokratik siyaseti savunuyoruz ve bunu getirecek güçte biziz” diye belirtti.
EKONOMİK VE EKOLOJİK KRİZ
Ekonomik kriz ve ekolojik talana da değinen Sancar, şunları söyledi: “Yoksulluk ve açlık yayılırken bir avuç sermayedarın zenginliği artıyor. Bu talan düzenine son dememiz gerekiyor. Savaşa, yandaşa, ranta, israfa ayrılan kaynakların halka aktarılacağı bir politika gerikiyor. Bugün Çeşme’den Datça’ya yayılan ve ciğerlerimizi yakan yangınlara su olma konusunda da her yerde vardık, yine de varız. Bu talanın yangınların sebebini de ortadan kaldırmakla çözüleceğini bilmek gerekir. Doğayı, dereyi, ormanı, ekolojik varlıkları korumak için mücadele eden köylüyle birlikte olarak koruyacağız.”
‘NEFRETİ BU ÜLKEDEN ATALIM’
Partililere, HDP’ye önyargısı olan kitleyle de diyalog kurulması çağrısında bulunan Sancar, “Nefreti bu ülkeden atacak çözüm budur. Nefretin en acı örneğini Deniz Poyraz’ın katledilmesinde yaşadık. Daha koyu bir nefreti, adaletsizlik ve nefretin nasıl iç içe geçebileceğini ise duruşmalarda görebiliyoruz. Deniz Poyraz yoldaşımız sadece büyük bir kayıp değil adalet mücadelemizde asla şaşmamamız gereken bir kutup yıldızıdır. Acımızı kör öfkeye dönüştürmeyiz. Acılarımıza sahip çıkarız ama aynı zamanda bunları yeniden inşa için görev kaynağı olarak görürüz. Bu ülkenin çözüm gücü olduğumuzun farkındayız. Bu gücü ötekileştirilen bütün kesimlerin onurluca yaşayacağı bir geleceği kurmak için kullanacağız” ifadelerini kullandı.
ÖRGÜTLENME ÇAĞRISI
Önümüzdeki dönem için örgütlenmeyi büyütmek gerektiğini de sözlerine ekleyen Sancar, “Hepimizin yüz kat daha fazla çalışmamız gerekiyor. İlke ve hedeflerimizi toplumun her kesimine anlatma çabası bu dönemde daha çok önemli. Kapı kapı çalışmamız gerekiyor. Her birimiz sözümüzün taşıyıcısı her çalışanımız kamuoyunun aydınlatıcı olacak. Bu çalışmayı bu inançla yürütürsek yakın zamanda demokratik dönüşümün yolunu açacağız. Buna mutlaka inanalım” diye konuştu.