1 Mayıs’ta katledilen kadınlar anıldı

  • kadın
  • 20:33 28 Nisan 2023
  • |
img

İSTANBUL- 1 Mayıs 1977'de katledilen kadınları anmak için Taksim’de bir araya gelen kadınlar, “Biz varız, 77 1 Mayıs'ında da olduğu gibi emeğimizin değersizleştirilmesine, yok sayılmasına karşı isyandayız” dedi. 

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyon(DİSK) Kadın Komisyonu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyon (KESK) Kadın Meclisi,  Türkiye Mühendisler  ve Mimar  Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İKK Kadın Komisyonu, Türk Tabipler Birliği (TTB) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlık Kolu,  Türkiye Bilişim Derneği (TDB) Kadın Komisyonu öncülüğünde “1 Mayıs 1977’den 2023’e katledilen  kadınların hesabını vereceksiniz” şiarıyla Taksim Kazancı Yokuşu’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi(HDP) İstanbul milletvekili Züleyha Gülüm’ün de aralarında bulunduğu çok sayıda kadın katıldı. Basın metnini kitle adına Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİMSEN) 3 No’lu Şube  kadın sekreteri  Seher Göğerçin  okudu.

"1 Mayıs 1977'de katledilen kadınlar burada" pankartını açan kadınlar,  "Geceleri de sokaklarda, meydanları da terk etmiyoruz", "Susmuyoruz, korkmuyoruz itaat etmiyoruz", "Yaşasın örgütlü mücadelemiz", "Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir", "Yaşasın 1 Mayıs", "Biji yek Gulan," Kadın yaşam Özgürlük", "Jin Jiyan Azadi" sloganları attı.

‘MÜCADELEMİZ GÜNDE GÜNE BÜYÜDÜ’

1 Mayıs 1977’de Kazancı Yokuşu’nda öldürülen kadınların başlattığı mücadelenin günden güne büyüdüğünü ifade eden Göğerçin, kapitalist sistemin cinsiyetçi politikalarının karşı mücadelelerinin devam ettiğin söyledi. Kadın oldukları için, toplumsal cinsiyet eşitliğinin yer bulamadığı çalışma koşullarına tabi oldukları için mobbinge, ayrımcılığa dikkat çeken Göğerçin, “İstihdamda kadına açılan ilk yer, bugün iktidarın kadın istihdamına ilişkin rakamları şişirmek için kadına önerdiği, cinsiyetçi iş bölümünü yeniden üreten işler olmuştu. İktidar, işveren ve sermaye sınıfının zihniyeti değişmedi. Kadınların örgütlenerek, örgütlü mücadeleye sahip çıkarak, bazı kazanımlar elde etti. Bu onların sadece hizmet sektöründe, cinsiyetçi iş bölümünü sürdürebilecekleri işlerde değil, farklı istihdam alanlarında da görünür olmalarını sağladı” diye konuştu.

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ

 Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve tüm ayrımcılık biçimlerini ortadan kaldırılması gerektiğini ifade eden Göğerçin, emeğe cinsiyet atayarak, kadın emeğini değersiz kılındığının altını çizdi. Kadınların kimi zaman yönetimlerin, çoğu zaman da kadınla aynı statüde olan ve aynı işi yapan erkeklerin kontrol ve denetimine bırakıldığını dile getiren Göğerçin, erkek egemen dünyanın yazılı olmayan kurallarına rağmen kadıların var olmayı sürdürdüğüne değindi.

‘KADIN EMEĞİNE GÜVENCE İSTİYORUZ’

“Varız, bize yasaklamaya çalıştığınız her yerdeyiz” diyen Göğerçin, “77 1 Mayıs'ında da olduğu gibi emeğimizin değersizleştirilmesine, yok sayılmasına isyan ediyoruz.  İnsana yaraşır iş, eşdeğer işe eşit ücret, ayrımcılıktan ve şiddetten arındırılmış çalışma ortamlarında çalışabilmek istiyoruz. Evde, atölyelerde, fabrikalarda, kamu kurumlarında, tarlalarda emeğimizin karşılığını almayı istiyoruz. Bu meydanda söz söylemiş tüm kadınların sesine ses veriyor, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kalkmasına engel olan ne varsa karşısındayız diyoruz. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanundan vazgeçmiyor, uluslararası mekanizmaların çalışmasını istiyoruz. Kadının, LGBTİ+’ların kimlikleriyle istihdamda yer olabilmesine yönelik politikalar istiyoruz. Kadın emeğine güvence istiyoruz, İstediğimiz koşullar yerine getirilene kadar sözümüzü örgütleyecek, geçmişi bugüne taşımayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Açıklamanın ardından kadınlar, 1 Mayıs 1977 yılında 34 kişinin katledildiği yere karanfil bıraktı.