Erkeklere göre şiddet nasıl önlenir?

HABER MERKEZİ - Kadına yönelik şiddete dair mikrofon uzattığımız erkekler, faillere dönük cezasızlık politikasının ortadan kaldırılmasıyla şiddetin son bulabileceğine işaret etti. 

Kadınlara yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet, yaşamın her alanında artarak devam ediyor. Birçok kadın maruz kaldığı şiddet sonucu hayatını kaybederken, failler ise genelde güç aldıkları sistem tarafından cezasızlık politikasıyla korunuyor. Artan şiddet sonucu kadınlar için güvenli alanlar her geçen gün daha da daralıyor. Buna rağmen kadına yönelik şiddet geniş bir kesim tarafından sadece bir kadın sorunu olarak ele alınıyor. Kadınlar, hem maruz kaldıkları şiddet hem de karşı karşıya oldukları zihniyete karşı itirazlarını yükseltmek için 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir kez daha alanlarda olacak. 
 
25 Kasım dolayısıyla kadına yönelik şiddete dair İstanbul ve Wan'da erkeklere mikrofon uzattık. Erkeklere göre artan şiddet ve katliamların en büyük nedeni cezasızlık politikası ve iktidar. 
 
‘KADIN YOKSA DÜNYA YOKTUR’
 
Şiddetin üzeri kapatılacak bir durum olmadığını söyleyen Sinan Mayrok, "Şiddet, normal görülecek bir durum değildir. Devletin verdiği cezaların caydırıcı olduğuna inanmıyorum. Faillerin sokaklarda dahi kadınlara ve gençlere saldırdığını biliyoruz. Artık basit cezalar ile failler serbest kalmasın. Büyük cezalar alsın ki bir daha kimsenin yapmaya cesareti olmasın. Artık caydırıcı hamleler geliştirilmeli. Kadın yaşamın kendisidir. Kadın yoksa dünya olmaz" diye konuştu. 
 
Kadına yönelik her türlü şiddete karşı olduğunu söyleyen İsmet Kaval, "Faillere caydırıcı cezalar verilmeli. Eğer ağır cezalar verilmezse bu tarz suçlar asla son bulmaz. Herkesin bu konuda üzerine düşeni yapması gerekiyor” dedi. 
 
'SESİMİZİ ÇIKARMAYA KORKUYORUZ' 
 
Şiddetin "siyasal bir şiddete" dönüştüğünü kaydeden Azad Kaya, "Kadir Şeker olayında asıl yargılanması gereken Kadir değil, fail olmalıydı. Artık şiddetin karşısında ses çıkarmaya korkuyoruz ve her şey bu korku ile başladı. Toplum ve bizi yöneten iktidar, bizleri öyle bir hale getirdi ki konuşamıyoruz, sesimizi çıkaramıyoruz. Kadına, çocuklara, doğaya ve hayvanlara şiddet arttı. Failler ‘iyi hal’den indirim alıyor ve birkaç ay veya yıl yatıp çıkıyor. Bizler şiddete karşı durma noktasında çok korkak ve bastırılmış bir toplumuz. Bu korkaklık ve susma noktasında haksızız. Bu şiddete başkaldırmadığımız her saniye bir kadın katlediliyor. Failler ceza alsaydı şuan bu durumda olmazdık. Caydırıcı cezalar verilseydi kadınlar daha özgür olurdu” ifadelerini kullandı.
 
Şiddetin devletten başladığını ifade eden Hakan Çevik, "Kadınların özgür ve eşitlik mücadelesine karşı her türlü şiddet devrede. Devletin kadını öldüren faili yargılaması, kadını da koruması gerekir. Artık Rojinler, Narinler hayattan koparılmasın. Özgürlük kavramı bu değil. Boşanmak isteyen kadınlar faillin ailesi, çevresi ve faillin kendisi tarafından ölümle tehdit ediliyor. Faillere caydırıcı cezalar verilseydi bugün bu kadar kadın öldürülmezdi" şeklinde konuştu. 
 
Hacı Tunç, “Kadına dönük şiddeti nefretle kınıyorum. Kadına uzanan şiddet eli kırılmalı. Ama inanıyorum ki kadınlar başaracak. Kadınlar artık faili meçhul cinayetlere, şüpheli ölümlere kurban gitmesin. Failler ceza alsın ve bir daha hiçbir kadına şiddet uygulanmasın istiyorum” diye kaydetti. 
 
'İĞRENÇ BİR BOYUTA ULAŞTI'
 
İktidar baskısının topluma yansımalarına dikkati çeken Selçuk Kundakçı,  "İktidarın topluma uyguladığı baskı, sorunlu bir toplum yaratıyor. Erkekler, baskıyı görünce sorunu kadına şiddet uygulayarak çözdüğünü sanıyor. Bu anlamda toplumun ciddi bir eğitime ihtiyacı var. Kadına yönelik şiddet, çocuklara tecavüz ülkemizde gerçekten iğrenç bir boyuta ulaşmış durumda. Bu tür olaylara ciddi yaptırımlar uygulanması şart. Gelinen aşamada yasa var, ancak uygulayan yok. İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı. Yani hem uygulamıyor hem de kadını koruyan yasaları kaldırıyor" diye konuştu. 
 
Türkiye’de kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel şiddet olmadığını belirten Bayram Güven, "Psikolojik şiddet de bunlardan birisi. Ailelerin kız çocukları üzerindeki baskısı, meslek seçme konusunda engel olmaları şiddetin farklı boyutları. Yeni bir nesil yetişiyor ve ciddi eğitimden geçmeleri şart. Aynı zamanda kadınların ekonomik özgürlüğünün sağlanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
'SİSTEM DEĞİŞMELİ'
 
Bedri Özbal, "Kadına yönelik şiddeti asla ve asla onaylamıyoruz. Her geçen gün kadına yönelik şiddet ve katliam artarak devam ediyor. Dönüp baktığımızda tüm bunları önleyecek bir tane bile yasa göremiyoruz. Artık toplumun geldiği nokta çok kritik. Türkiye gerçeğini yansıtan bir diğer olay ise Narin cinayetidir. Bu anlamda kesinlikle sistemin tamamen değişmesi gerekiyor” diye belirtti.
 
'YARGI TARAFSIZ OLMALI' 
 
Hukuk sistemin tamamen gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Mefahir Mısırlı, "Erkekler olarak gerçekten çok utanıyoruz. Türkiye’nin geldiği nokta oldukça üzücü bir durum. Kadın katliamların yaşanmaması için ilk önce adaletin olması gerekiyor. Hukukun bağımsız ve tarafsız olması ve bu anlamda işlemesi oldukça önemli. Toplumun ciddi oranda vicdanı körelmiş durumda” dedi.