Iğdır Cezaevi'nde şüpheli ölümler: Öldürüp, intihar süsü veriyorlar

İZMİR - Iğdır Cezaevi’nde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Sezer Alan’ın annesi Selma Karadere, oğlunun cezaevinde maruz kaldığı işkenceleri anlatarak, “İntihar etmiyorlar. Öldürülüyorlar, öldürtülüyorlar ve intihar süsü veriliyor” dedi. 
 
Hak ihlalleriyle gündemden düşmeyen “kuyu tipi” Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi, şüpheli ölümlerle de gündemde. 2022 yılından bu yana aynı cezaevinde adli tutuklular, Sezer Alan, Serkan Kaya, Ercan çakar ve Adnan Karayiğit, şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Tutukluların, aileleri ve avukatları ile yaptıkları görüşmelerde cezaevinde gardiyanlar tarafından kendilerine yapılan işkenceleri anlattıktan sonra şüpheli bir şekilde hayatını kaybetmesi ise dikkat çekiyor. 
 
Son olarak 28 Ekim'de adli suçtan hüküm giyen ve Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Adnan Karayiğit, şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. 7 yıllık tutuklu olan Karayiğit'in daha önce ailesine "Beni burada öldürecekler" dediği ortaya çıktı. 
 
 
Iğdır Cezaevi'nde 20 Şubat 2022'de oğlu Sezer Alan'ı şüpheli bir şekilde yitiren Selma Karadere, aynı cezaevinde artan şüpheli ölümlere dair konuştu.  
 
SEZER ALAN DA ÖLDÜRÜLECEĞİNİ SÖYLEMİŞTİ
 
Anne Selma Karadere, Iğdır Cezaevinde adli tutukluların bilinçli bir şekilde öldürüldüğünü söyledi. Oğlunun cezaevi gardiyanları tarafından sürekli psikolojik baskı ve hakaretlere maruz kaldığını anımsatan Karadere, oğlunun şüpheli ölümü sonrası ilgili kurumların olayı aydınlatacak herhangi bir adım atmadığını söyledi. 
 
TUTUKLU: BURASI İŞKENCE MAKİNASI
 
Oğlunun da yaşamını yitirmeden önce kendisini arayarak cezaevinde çıplak aramaya maruz kaldığını aktaran Karadere, Alan’ın kendisine “çıplak aramayı kaldıramam anne” dediğini söyledi. Karadere, çıplak aramanın suç olduğunu söyleyerek “Çıplak aramayı kaldırın. Kimsenin başkasının onuru ve gururu ile oynamaya hakkı yok. Çıplak arama benim oğlumun hayatına mal oldu. Sesimi duyurmaya çalıştım ama duyuramadım. Oğlum bana ‘anne burası bildiğin gibi bir cezaevi değil, burası işkence makinası’ diyordu. Sezer telefonda ‘eğer bana bir şey olursa hakkımı ara’ dedi. Onunla konuştuktan sonra ertesi gün ölüm haberini aldım. Gardiyanlar bizi arayıp ‘başınız sağolsun’ dedi ve telefonu yüzümüze kapattı” dedi. 
 
'KANIT YOK'
 
Yine aynı cezaevinde hayatını kaybeden Serkan Kaya’nın annesi ile yaptığı telefon görüşmesinde Kaya’nın annesine “burada bir mahkum var. Ona çok işkence yaptılar, sesler çok geldi. Adı Sezer Alan” diye anlattığını aktaran Karadere, “Bu görüşmeden sonra gardiyanlar oğlumun koğuşunu yakmışlar” diye belirtti. 
 
Karadere, oğlunun intihara meyilli bir olmadığının altını çizerek, “Ölümüne dair hiçbir kanıt yok. Avukatlar ilk başta uğraştı ama dosya kapandı. Ölümün ne şekilde olduğuna dair büyük şüphelerim var. Oğlumun ölüm sebebini öğrenmek istiyorum. Anaların gözünün yaşı akmasın” diye belirtti. 
 
'SON VERİLSİN'
 
Karadere, “Hiçbir annenin gözünün yaşının akmasına izin vermeyin. Cezaevlerindeki mahkumlara bir bakın, ‘onların ihtiyaçları nelerdir?’ diye sorun. ‘İntihar ediyorlar’ deniliyor. Hayır, intihar etmiyorlar. Öldürülüyorlar, öldürtülüyorlar ve intihar süsü veriliyor. Bizlerin bu ölümlere göz yummamamız gerekiyor. Gereken yerlere başvurmamız lazım. İntihar süsü verilmesine karşı artık bir çözüm bulunsun” şeklinde konuştu.