ESP kongresi: Filistin’den Rojava’ya direnen halklar kazanacak

img

ANKARA - ESP’nin 4’üncü Olağan Genel Kongresi’ne, Filistin ile Kuzey ve Doğu Suriye’den gönderilen mesajlarda ortak mücadele ve dayanışma vurgusu öne çıktı. Konuşmalarda, 3’üncü Yol'a işaret edilerek, “Umut dimdik ayakta, halklar kazanacak” mesajı verildi.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), 4’üncü Olağan Genel Kongresi’ni Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası’nda gerçekleştirdi. “Gelenekten geleceğe. Atılımı yükseltelim, özgürlüğü kazanalım” şiarıyla gerçekleşen kongre salonuna, “Yaşasın kadın devrimimiz”, “Bimre koleti, bijî azadî” ile “Yaşasın özgürlük, yaşasın sosyalizm” dövizleri asıldı.
 
Kongreye, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ve  İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban’ın yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum temsilcisi katıldı. Ayrıca, işten çıkarılmalara karşı grevde olan As Plastik işçileri de kongrede yer aldı.
 
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri, kongre salonuna “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm” ve “Bijî berxwedana ciwana” sloganlarıyla giriş yaptı.
 
‘SOKAKLAR TERK EDİLMEDİ’
 
Kongre, Kürtçe ve Türkçe yapılan açılış konuşmasıyla başladı. Daha sonra divana seçilen üyelerden Nadiye Gürbüz konuştu. Gürbüz, “Bu ülkede uzun zamandır politik özgürlüklerin olmadığı bir süreçten geçiyoruz ama umudumuzun da gelişkin olduğu bir dönemdeyiz. Halklar, kadınlar, gençler, bu düzene isyan ediyor ve umudu büyütüyorlar. Sokakları hiçbir zaman terk etmiyor kadınlar. Partimiz ve birleşik mücadelemizle daha büyük bir atılım gerçekleştireceğiz” diye belirtti. 
 
Gürbüz’ün sözlerinin ardından saygı duruşunda bulunuldu ve bu esnada “Enternasyonal Marşı” okundu. Sonrasında ESP’nin tarih ve mücadelesini anlatan bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Gösterimde, “Dünyayı sosyalizm kurtarabilir” vurgusu yapılırken, sık sık, “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganları atıldı.
 
‘DİRENEN HALKLAR KAZANACAK’
 
Ardından konuşan ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, “Çağın Spartaküslerinin, Bedrettinlerin, Paramazların sesiyle geldik. Kamplaşma ve kutuplaşmayla dünyanın rayından çıkmasına zemin hazırlamaya devam ediliyor ama biz 1991’den sonra neoliberallerin, ‘sosyalizm artık yok’ diyenlerin karşısında, gür sesimizle ‘sosyalistler burada’ diyenleriz. Bunun kavgasını veriyoruz. Ezilen halklar ve işçi sınıfı isyan bayrağını yükseltti. Sadece 2019’da 40’tan fazla ülkede halk ayaklanmaları gerçekleşti. Umutsuzluk yok, karamsarlık yok. Emperyalistler kendi kurtuluşu için bölge savaşlarını bir siyaset olarak güdüyor. Mesela sömürgeci İsrail karşısında direnen Filistin halklarını buluyor. Antifa’yı buluyor” ifadelerini kullandı. Bu sırada ise salondan “Filistin’den Rojava’ya direnen halklar kazanacak” sloganı yükseldi.
 
‘UMUT DİMDİK AYAKTA’
 
Tümüklü, konuşmasının devamında da şunları belirtti: “Dünya halkları açısından bir umut filizlendi. Rojava’dan Filistin’e Ortadoğu’da halkların birliği için savaşan bir hareketiz. Bölge savaşına karşı halkların eşitlik ve birliğinin mücadelesini yürütüyoruz. Aynısı ülkemiz bakımından da geçerli. Kürt halkının müsaadesini boğmaya çalışan faşist sömürgeci bir rejim var. Bunun için mücadele eden Kürtleri, devrimcileri ve kadınları tasfiye etmeye çalışıyorlar ancak her seferin bizi buluyor karşısında. İşte buradayız. ‘Umut dimdik ayakta’ sloganlarıyla buradayız.
 
‘KAVGAYI BÜYÜTECEĞİZ’
 
Kavgayı böyle büyüteceğiz. Bu iddia sürecekse örgütlü bir şekilde sürecek. Önümüzdeki süreçte görev alacak her bir arkadaşımızın da kendisine böyle bir misyon biçmesi gerekir. Her an halk ayaklanmalarıyla karşı karşıya kalabiliriz. Bu bir hayal değil. Buna hazırlanmak ve bu eksende kendimizi yenilemek zorundayız. Tasfiyeciliği yenmek istiyorsak, kitlelere giderek, gerçeğimizi değiştirmek zorundayız. Biz kazanacağız, sosyalizm ve devrim kazanacak. Halklar kazanacak.” 
 
‘DİRENİŞ SÜRÜYOR, GÜÇLENİYOR’
 
Ardından kürsüye çıkan ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, Türkiye ve Kürdistan’da yaşamını yitiren devrimcileri ve politik tutsakları anarak konuşmasına başladı. 2015 tarihinde gerçekleşen Suruç Katliamı sonrası inşa edilen baskıcı rejim sürecini hatırlatan Gümüştaş, “Kesintisiz bir devlet terörü hepimiz üzerinde uygulandı. Kuzey Kürdistan’da halkımızın kazanımlarına karşı tasfiyeci bire saldırganlık, Başur ve Rojava’da sistematik bir işgal girişimi başladı. İşte böyle bir rejim karşısında direnerek, mücadele ederek burayız. Ancak hala AKP-MHP faşist rejiminin politik programını yerine getiremediğini; emekçilerin, işçilerin bağrından değişim ve özgürlük isteğini alamadığını görüyoruz. Bunun karşısında direnişimiz, farklı aşamalardan geçse de sürüyor ve güçleniyor. Aysel'in hafızasını alarak, Garibe'nin ahını alarak geldik buraya. Asla unutmadan hesabını sormayı bir gün bile ertelemeden ve dizlerimiz titremeden yürümeye devam edeceğiz. Tasfiyeci kuşatmanın bütün ağırlığına rağmen partimiz politik mücadeleden, sömürgeciliğe ve faşizme karşı  mücadele çizgisindeki kararlı duruşundan hiçbir zaman vazgeçmedi. Böyle bir dirence yaslanarak burayız” diye belirtti. Bu esnada ise salondan “Kahrolsun faşizm, yaşasın birleşik mücadelemiz” sloganı hep bir ağızdan atıldı. 
 
 BAKIRHAN: BAŞ MÜZAKARECİ SAYIN ÖCALAN’DIR
 
Ardından konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, tarihsel Kürt ve Türk ilişkilerinin demokratik bir zemine kavuşması gerektiğine dikkati çekerek, “Bu meselenin baş müzakerecisi Sayın Öcalan'dır” dedi. 
 
YÜKSEKDAĞ VE DEMİRTAŞ’TAN MESAJ 
 
Bakırhan’ın konuşmasının ardından HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın kongreye gönderdikleri mesajlar okundu. Yüksekdağ mesajında, "Kongre, hem ana yön ve gündemleri kavrayan keskinleşen çelişkilerin ve çok yönlü dinamiklerin ortaya çıkardığı sosyal hareketlerle buluşabilen bir politik niteliğin yatağını oluşturacak. İnancımız, umudumuz, bilincimiz ve hareketimiz bu yatağın içinde akacak. Toplumun, kitlelerin yaşamın bağrında ve akışın temposunda daha yeniye ve ileriye ulaşacağız. Bugün ortaya çıkan kolektif irade ve düzen, bütün emek, özgürlük bileşenlerine, halklarımıza güç ve moral katacağına da şüphe yok” diye belirtti. 
 
Demirtaş’ın mesajında da şunlar yer aldı: “Devrimci mücadelenin enternasyonal dayanışmanın ve ezilenlerden yana kararlı, onurlu temsilini layıkıyla yürüten ESP’nin kongresinin mücadeleyi büyüteceğine, ezilenlerin gücüne güç katacağına inanıyor, başarılı geçmesi dileğiyle kutluyorum."
 
PYD EŞBAŞKANI YUSİF: DİRENİYORUZ
 
Kongreye Tevgera Komûnîst a Şoreşger (TKŞ) Temsilcisi Fadya Sido ve PYD Eşbaşkanı Pervin Yusif de birer mesaj gönderdi. Sido mesajında, "Kongrenin sloganı olan ‘Şimdi Atılım Zamanı!’ önemlidir. Doğrudur, zaman serhildan zamanıdır, atılım zamanıdır” vurgusu yaptı. PYD Eşbaşkanı Pervin Yusif ise, "Türk işgalciliği, BAAS rejimi ve kendi zihniyetini devam ettirmek isteyenler Rojava devrimi üzerinde çok yoğun saldırılar gerçekleştiriyor. Bu devrimde bölge halkına, özelde de Kürt halkına dönük saldırılara rağmen mücadelemiz sürüyor, bizler direniyoruz. Biliyoruz ki yoldaşlarımız, demokratlar Kuzey Kürdistan'da, Türkiye'de ve tüm dünyada varlar. Onlar da mücadelelerini sürdürüyorlar” dedi.
 
FHKC’DEN KONGREYE MESAJ
 
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi de (FHKC) kongreye yazılı bir mesaj gönderdi. Mesajda şu ifadelere yer aldı: “Emperyalizme ve baskıya karşı, sosyalizm ve özgürlük arayışındaki ortak mücadelemizin bu kritik anında gerçekleşen ulusal kongreniz vesilesiyle en sıcak devrimci selamlarımızı sunuyoruz. Bizi birbirimize bağlayan ilişki sadece geçici bir dayanışma değil, emperyalizme ve kapitalizme karşı onlarca yıllık ortak mücadelemiz boyunca gelişen derin bir enternasyonalist bağdır. Filistin kurtuluş hareketimizi Türkiye'deki devrimci güçlerle birleştiren tarihsel bağlardan büyük gurur duyuyoruz; siz de bu bağların ön saflarında yer aldınız ve almaya devam ediyorsunuz. Filistin halkının Siyonist işgale karşı mücadelesine verdiğiniz kararlı destek ve ezilenlerin haklarını savunan ilkeli duruşunuz, aramızdaki kardeşlik bağlarının derinliğini yansıtmaktadır. En karanlık zamanlarda her zaman halkımızın yanında yer aldınız ve insanlığı baskı ve işgalden kurtarmak için çabalayan uluslararası hareketin ayrılmaz bir parçası oldunuz. Bu enternasyonalist ruh, adil hedeflerimiz için ortak mücadelemizi sürdürme konusunda bize güç vermektedir. Kongrenizi, sosyalist örgütlenmenin güçlendirilmesi ve Türkiye'de ezilen ve ötekileştirilen sınıfların hakları için verdiğiniz mücadelenin ilerletilmesi yolunda önemli bir adım olarak görüyoruz. Birliğimizin ve uluslararası ittifaklarımızın halklarımız için adalet ve özgürlüğe ulaşmak için elzem olduğuna inanıyoruz.
 
Sizinle olan devrimci ilişkimize değer veriyor ve Filistin'in nehirden denize kadar özgürleştirilmesini stratejik bir öncelik olarak kabul ederek Filistin meselesi konusundaki duruşunuzu derinden takdir ediyoruz. Yaşasın ezilen halkların mücadeleleri! Yaşasın uluslararası dayanışma! Nehirden denize Filistin için özgürlük! Sosyalizm gelecektir!”
 
3’ÜNCÜ YOL VURGUSU 
 
Okunan mesajların ardından HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek konuştu. Kürt halkının mücadelesi sonucu elde edilen kazanımlara atıfta bulunan Çiçek, “Güncel bütün tartışmalara baktığımızda egemenlerin kendi barış ve çözüm tarifi var ama bütün dünya deneyimleri gösterdi ki herhangi bir halkın barışı söz konusu olduğunda o barış koşullarını olgunlaştıran, tartışmaya açan şey ezilenlerin mücadelesidir. Kürt halkının mücadelesi olmasa biz Kürt meselesinin varlığından bahsedemezdik. Emek sorunu, kadın sorunu, ekolojik sorun, Kürt sorunu halkların sorununu dillendiren, vücuda getiren, egemenlerin gündemine getiren bizim mücadelemizdir. Barışın Kürtçesi tamamdır, barışın Kürtçesinin hiçbir çelişkisi yoktur ama barışın Türkçesini sağlamak hala bizim en temel mücadele ödevlerimizdir. Barışın Türkçesini inşa etmek barışın toplumsallaşmasının mücadelesini yükseltmektir. Barışın toplumsal mücadelesini yükseltmediğimiz sürece her barış egemenlerin tarifidir. Üçüncü yol mücadelesinin daha somut ve belirgin kılmanın yollarını hep birlikte aramak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, mücadelenin birlikteliğinin halklara umut olacağı inancıyla hareket ettiklerini ifade etti. Bayındır, “Dünya siyasi tarihine baktığımızda hep karşımıza iki sonuç çıkıyor. Biri, egemenlerin yani emperyalizmin kendisini güncelleme sonucu diğeri de halkların devrimi. Şimdi benzeri bir durumla karşı karşıyayız. İşgalci ulus devlet anlayışına karşı ezilen halkların direnişi söz konusu ve buradan çıkacak sonuç muhakkak halkların zaferi ve devrimi olacaktır. On yılları bulan direniş ve mücadele deneyimimiz bizi muhakkak ikinci sonuca yani halkların zaferine ve devrimine götürecektir. ESP, bu mücadele ve devrim yolculuğunda büyük bir deneyime sahiptir. Türkiye ve Kürdistan’ın ezilen halkları olarak bugün bu deneyimlerimizi DEM Parti çatısı altında ortaklaştırıyoruz. Krizlerin bu denli büyük olduğu böylesi bir süreçte özgürlük ve demokrasi talebinde bulunan bizler birlikte yürüttüğümüz mücadele ile tarihi fırsatlar yakalamış durumdayız. Demokrasi ve özgürlük talebiyle birleşik bir mücadele yürüten bizler ‘üçüncü yol’ çizgisini esas alarak mücadelemizi büyüteceğiz. Kürt özgürlük mücadelesini Türkiye halklarıyla birlikte ‘üçüncü yol’ perspektifiyle muhakkak sonuca taşıyacağız” diye belirtti. 
 
Kongre, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin konuşmalarıyla devam etti.
 
EŞ GENEL BAŞKAN ADAYLARI TANITILDI 
 
Sonrasında, eş genel başkan adayları Deniz Aktaş ve Murat Çepni tanıtıldı. İlk olarak söz alan Aktaş, Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş şahsında tüm siyasi tutsakları selamlayarak konuşmasına başladı. Aktaş, Kuzey ve Doğu Suriye ile Filistin halklarının işgal saldırılarına karşı yürüttükleri direnişe vurgu yaparak, “Rojava halkları bir devrimi devam ettirmek için büyük bir mücadele veriyor. İşçiler emek sömürüsüne karşı grevler direnişler, kadınlar cins kırımına karşı sokaktalar, gençler geleceksizliğe karşı ayakta. LGBT ye artılar varlık mücadelesi vermeye devam ediyorlar. Kürt halkı inkâr imha ve asimilasyona karşı ulusal özgürlük mücadelesi vermeye devam ediyor. Bizler çok büyük, zorlu bir mücadeleden geçtik ve geçmeye devam ediyoruz. Bugün bu isyanları birleştirmenin ve örgütlülüğü yükseltmenin zamanı olduğunu biliyoruz. Tarihsel sorumluluğumuzun farkındayız” dedi.
 
Çepni ise kongre sürecinin önemine dikkat çekerek, “burada aslında konuk yok. Hepimiz bu kongrenin yaratıcılarıyız Hepimiz bu kongrenin ortaklarıyız. İyi ki varsınız, iyi ki yan yanayız” dedi. 
 
Verilen aranın ardından basına kapalı olarak devam eden kongrede, seçimlerin ardından yeni yönetim belirlenecek.