‘Yenidoğan Çetesi, sağlıkta dönüşümün sonucudur’

img

HABER MERKEZİ - “Yenidoğan çetesi”nin sağlıkta dönüşüm politikalarının sonucu olduğuna işaret eden sağlık emekçileri, Sağlık Bakanı’na istifa çağrısı yapıldı. 

 
Sağlık emekçileri, birçok kentte bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olan ve haksız kazanç elde eden “Yenidoğan Çetesi”ne dair açıklama yaptı. 
 
ESKİŞEHİR
 
Eskişehir Bilecik Tabip Odası (EBTO), İstanbul'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olan ve haksız kazanç elde eden “Yenidoğan Çetesi” ve "Sağlıkta Dönüşüm Politikaları'na" ilişkin Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. 
 
Açıklamada konuşan EBTO Başkanı Nazan Aksaray, toplumsal çürümeye dikkat çekti. Aksaray, "Mevcut iktidar, sağlığı bir hak olmaktan çıkarmış, alınır-satılır meta haline çevirmiş, vahşi piyasa koşullarına teslim etmiş, bunun adına da sağlıkta dönüşüm demiştir" dedi. 
 
Aksaray, ayrıca Türkiye'deki yeni doğan yoğun bakım yataklarının 4 bin 738’inin kamu hastanelerinde,  bin 617’sinin üniversite hastanelerinde, 7 bin 248’inin ise özel sektörde olduğu bilgisini paylaşarak, "Yatakların yarıdan fazlası ticari kuruluşlardadır. İstanbul’da durum çok daha vahimdir. Ülkemizde 1000 yenidoğan için yoğun bakım yatağı 4.6 iken, İstanbul’da bu oran kamu hastanelerinde Türkiye ortalamasının altında, 3.8, özel sektörde ise çok üstünde 13.3’tür. Bu veriler iktidarın sağlığı ticarete açtığının somut kanıtıdır" dedi. Aksaray ayrıca bu günlerin taşlarını döşeyenlerin bu sistemi kuranlar olduğuna da vurgu yaptı. 
 
Sağlık Bakanı'nın “Bir CİMER şikayeti ile bir çeteyi çökerttik” sözlerini hatırlatan Aksaray, "Kendisini hemen, şimdi istifaya davet ediyoruz" çağrısında bulunarak, "Bu kirli, paracı, piyasacı düzenle hep birlikte mücadele edelim" dedi. 
 
ADANA
 
Adana Emek ve Demokrasi Güçleri, sağlık sistemindeki sorunlara dair İl Sağlık Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. Açıklamaya çok sayıda kişi ve sağlık emekçisi katıldı. Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz, “Yenidoğan Çetesi olayı, sağlıkta piyasacı dönüşümün vahim sonuçlarından birisidir. Buzdağının görünür hale gelen kısmıdır. Her an benzer haberleri duyabiliriz. Çözüm ise kamucu, eşit, ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli bir sağlık sistemindedir” dedi. “Yenidoğan çetesinin” yaptığının insanlıkla bağdaşmayacağının altını çizen Polatöz, “Halkın eşit, ulaşabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için; koruyucu hekimliğin ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık emekçilerinin iyi koşullarda güvenli ve güvenceli çalışabildiği, verilen hizmetin sayısının değil, niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sisteminin hayata geçirilmesidir” diye konuştu. 
 
SES Adana Şubesi Eşbaşkanı Erol Eren, "‘Sağlıkta dönüşüm ölüm demektir’ diye yıllardır söylüyoruz. Kamu hastanelerini bile isteye iş yapamaz hale getirerek sermayenin önünü açtınız. Yönünüzü sermaye tekellerine değil halka, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine döneceksiniz! Sağlık emekçileri ve halkı karşı karşıya getirip bu skandaldan sıyrılmalarına izin vermeyeceğiz" dedi.
 
ÊLIH 
 
SES Êlih Şubesi ile Êlih Tabip Odası “Sağlıkta ticaret ölüm demektir” sloganıyla Yılmaz Güney Parkı’nda açıklama yaptı. Açıklamaya Êlih Emek ve Demokrasi Platformu ile sağlık çalışanları katıldı. Êlih Tabip Odası Başkanı Ali İhsan Gündoğdu, çetenin bürokratlarla ilişkilerine değinerek, “Bu olayın münferit olmadığı gerek kamu ve gerekse özel hastanelerde benzer yolsuzlukların olduğu konuşuluyor. Bu olayda sorumluluğu bulunan kişilerin/kurumların yapılacak yargılama sonucunda hak ettikleri cezalar üst sınırdan verilmelidir. Fedakârca çalışan sağlık çalışanlarının tamamını töhmet altında bırakacak değerlendirmelerden uzak durulmalıdır. En yetkili kişilerin ağzından sağlık çalışanları sahiplenilmelidir. Bu gibi olayların yaşanmaması için uygulanmakta olan ve sağlığı piyasa dinamiklerine terk eden, özelleştirmeyi amaçlayan ve kar amacı güden politikalar terk edilmelidir" dedi. 
 
İSTANBUL 
 
Kaldıraç üyeleri de “Yenidoğan Çetesi” olarak adlandırılan yapının faaliyetleri tepki göstermek için İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi. “Saray rejimi çürütür, katleder” dövizleri taşınan eylemde, “Bebeklerin katili saray rejimi”, “Sağlık haktır satılamaz”, “Bu pisliği ancak devrim temizler” sloganları atıldı. Açıklamada, basın metnini Kaldıraç üyesi Boran Edepali okudu.
“Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile sağlığın ticarileştiğine işaret eden Edepali, “Yıllardır, emekçilerin vergilerinden oluşan bütçeden sağlığa ayrılan pay, SGK ya da Genel Sağlık Sigortası (GSS) ile emekçi ve yoksul halktan alınan primler; işte bu çark içinde kravatlı ya da kravatsız, elit ya da mafya görünümlü sermayeye yağmalatılıyor” dedi. 
 
Edepali, sözlerini şöyle sürdürdü: “2018 yılında bu ülkede yılda 10 bin çocuk kaybolmuştur. Ve yine aynı yıl içinde, dünya çapında kırmızı bültenle aranan İsrailli bir organ kaçakçısı, bir şirket kurarak faaliyetlerini bu ülkede sürdürmeye başlamıştır. İşte size bu düzenin pek tabii hukuka uygun sağlık hizmeti!  Kapitalizm denen bu insanlık dışı sermaye egemenliği fazladan ömür süren bir ucubedir. Bu çürümüş düzen, insanı çürüterek ayakta durmaktadır. Bu çürümüş düzene karşı mücadele etmeden yaşamak ise mümkün değildir.” 
 
İZMİR 
 
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Türkân Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Sağlıkta özelleştirmenin son kurbanı bebekler, kamu sağlık sistemi hemen şimdi” pankartı açılan açıklamaya birçok siyasi parti temsilcisi ve sivil toplum kuruluşu katıldı. 
 
Açıklamayı yapan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel, denetim görevini elinde tutan kamu yöneticilerinin ihmali yönünden soruşturulması gerektiğini belirten Yüksel, “Bu olayda ciddi bir denetim eksikliğine dair güçlü emareler vardır. Yıllardır sürdürülen bu suç düzeninin esas failleri kadar suçun ortaya geç çıkmasından sorumlu olanlar da adalet önünde hesap vermelidir. Yaşananlar, yıllardır kamuoyunu ve yetkilileri uyardığımız bir gerçeği, Sağlıkta Dönüşüm Programı doğrultusunda uygulanan politikaların halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçları olduğu gerçeğini inkar edilemeyecek şekilde ortaya koymuştur. Sağlık hizmetini sıradanlaştıran, niteliğe değil niceliğe önem veren, hastaneleri ticarethane ve hastaları müşteri haline getiren, sağlığı piyasa kurallarına teslim eden Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizi çökertmiştir" diye konuştu.
 
MUĞLA 
 
Muğla'da ise Bodrum Emek ve Demokrasi Güçleri de Yenidoğan Çetesinde ismi geçen Reyap Hastanesi inşaatının şantiyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. "Eşit ücretsiz nitelikli sağlık" "Sağlık bakanı istifa", "Sağlıkta pazarlık ölüm demektir", "Parasız dağlık parasız eğitim" ve "Sağlık haktır satılamaz" sloganları atılan açıklamaya çok sayıda yurttaş katıldı. 
 
Açıklamada Doktor Kerim Cangır, "Yaşananlar bize gösteriyor ki bu hastaneler, gereken her türlü denetimden muaf bir biçimde çalışmış. Açığa çıkan skandalda adı geçen on hastanenin ruhsatları bu sebeple iptal edildi. Bu hastanelerden biri de Bodrum’da şubesi açılacak olan Reyap Hastanesi’dir. Bizler bu şantiyenin derhal mühürlenmesini istiyoruz. Ama bu yeterli değil. Yürütme ve denetim görevini elinde tutan Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin görevlerini ihmal ettikleri, yıllardır sürdüğü anlaşılan bu tezgâhın geç ortaya çıkmasından sorumlu oldukları ortada ve tıpkı olayın sorumluları gibi adalet önünde hesap vermeleri gerekir. Dönemin il sağlık müdürü olan sağlık bakanı da dahil olmak üzere, en küçük birimden bakanlığa kadar, denetimden sorumlu olan herkes görevden alınarak adli ve idari soruşturmaya dahil edilmelidir" ifadelerini kullandı.