‘Doktorlar TUS yerine yabancı dil kurslarına kayıt oluyor’

img
İSTANBUL - Doktorların yurtdışına gitmek için TUS yerine yabancı dil kurslarına kayıt yaptırdığını söyleyen SES İşyeri Temsilcisi Muhsin Uysal, hastanelerin ticarethaneye dönüştüğünü belirtti.
 
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanlığı seçilmesiyle, “İyi Hal Belgesi” alarak ülke dışına çıkan sağlık emekçilerinin sayısı arttı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) verilerine göre, 2021'de 190 olan sağlık emekçilerine yönelik şiddet vakalarının sayısı, 2022'de 249'a yükseldi. Şiddet olaylarının 210'una hasta ve hasta yakınları neden oldu, 206 şiddet vakası hastanelerde meydana geldi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) verilerine göre, 2021'de kamu sektöründeki görevinden ayrılıp yurt dışında çalışabilmek için "İyi Hal Belgesi" talep eden doktor sayısı bin 405 iken, bu sayı 2022'nin ilk 11 ayında 2 bin 417'ye yükseldi. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi İşyeri Temsilcisi Muhsin Uysal, iktidarın yarattığı ekonomik ve siyasi atmosferden dolayı doktorların ülkeyi terk ettiğini söyledi.
 
TÜRKİKİYE’DEKİ DOKTOR GÖÇÜ
 
Doktorların artık Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı’na (TUS) girmediklerini, yurtdışına gitmek için yabancı dil kurslarına kayıt olduğunu belirten Uysal, yurtdışına giden doktor sayısının arttığına dikat çekti. Yurtdışında doktorların mahalleler kurduğunu aktaran Uysal, “Geçen gün Almanya’nın Hannover kentinde doktorların yurtdışında düzenlediği piknik etkinliğine sayısı yüzleri bulan bir katılım vardı. Tabi bu sadece Almanya’nın bir kenti için geçerli. Diğer Avrupa ülkelerine vurduğunuzda sayısı binleri buluyor. Siyasi iktidarın bu tabloyu çok iyi görmesi gerekiyor. İktidarın uyguladığı ‘Çin modeli’ ekonominin de sağlığa zararlı olduğunu kabul etmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. 
 
SAĞLIK EMEÇİLERİNE ŞİDDET
 
Sağlıkta şiddetin temel sebeplerin başında randevu alma krizinin geldiğini belirten Uysal, sıra alamayan yurttaşların öfkesinin doktorlara yansıdığını kaydetti. Uysal, “Hastanelerde yoksulluk sınırı altında çalışan, görev tanımları dışında çalıştırılan, liyakatsiz yöneticilerden bezmiş, çalışma koşulları ve özlük hakları iyileşmeyen, kariyer yapamayan emekçiler fedakarlıklarla hizmet sunmaya devam etmektedir. Fakat halkın kaliteli, hızlı ve ücretsiz sağlık hizmeti alma hakkı mevcut sistem sebebiyle aksadığında ya da sağlanamadığında, maalesef öfke ve şiddete bizler mağdur kalıyoruz. Sokak röportajlarında ‘Biz artık doktor dövebiliyoruz’  cümlesi her şeyi özetliyor” dedi.
 
HASTANELERDE RANDEVU KRİZİ 
 
İktidarın sağlık sistemindeki politikalarından dolayı sağlık emekçilerinin şiddete uğradığını dile getiren Uysal, bu şiddete karşı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 2 yıl önce “beyaz reform” yapacağını, ancak bunun sonuçsuz kaldığını söyledi. Uysal, hastanelere konulan X-Ray cihazlarının aktif bir şekilde kullanılmadığını, sadece görüntüden ibaret olduğunun altını çizdi. İktidarın sağlıkta yaşanan sorunların köküne inmediğini vurgulayan Uysal, “İktidar hastanelerin önünde uzun kuyruklar olmamasıyla övünüyor. Fakat şuan hastanelerden kimse randevu alamıyor. Bu durumu bizzat ben yaşadım. Kendi yakınıma bir randevu almaya çalıştım, almadım. Sosyal medya hesabımda bu durumu tepki göstererek paylaşım yaptım. Bana Sağlık Bakanlığı’ndan dönüş yaptılar. Şu saate randevu alabilirsiniz. Yurttaşlar sosyal medyadan mı randevu alacaklar! Sorunun çözümü bu değil. Bu sorunun çözümü sağlıkta istihdamı yeterli seviyeye getirmekten geçiyor. Sağlık emekçileri hepsi huzurlu çalışmıyorlar” diye konuştu. 
 
‘ŞİDDETE KARŞI HUKUK YETERSİZ’
 
Sağlık emekçinin yaşadığı şiddete karşı hukukun yetersiz kaldığını ve verilen cezaların caydırıcı olmadığını ifade eden Uysal, “Bu hukuk süreci çok yavaş işliyor. Açılan dava ile ilgili dönüş bir iki sene sonra oluyor. Şiddeti gerçekleştiren kişinin de tutuklanması çok küçük bir ihtimal kapsamına giriyor. Daha sonra bu kişi gelip başka meslektaşlarımızı ya darp ediyor ya da tehdit ediyor. Dolayısıyla bir sağlık emekçisi artık şiddet gördüğünde beyaz koda vermek istemiyor. Süreç çok yavaş işlediği için bir sonuç alınamıyor” diye belirtti.
 
‘HASTANELER TİCARETHANEYE DÖNÜŞTÜ’
 
Sağlık açısından Türkiye’yi iyi günler beklemediği uyarısında bulunan Uysal, hastanelerin ticarethaneye döndüğünü ve sağlık emekçilerinin değersizleştiğini söyledi. Sağlık emekçilerinin taleplerini dile getiren Uysal, “Rant ve kâr amaçlı değil, toplum için sağlık, sağlık hizmetlerinin demokratikleşmesi, bireysel ve tedavi merkezli değil, toplum ve bölge tabanlı koruyucu sağlık, taşeron, sözleşmeli, 4/B,4/C,4/D, 3+1 değil, tek ve kadrolu çalışma, performans değil, emekliliğimize yansıyacak temel ücret ve ücretlerimizde artış, devasa şehir hastaneleri değil, topluma yayılmış, ulaşılabilir hastanelerin olması” şeklinde sıraladı.