AMED- İktidarın mevcut ekonomi politikalarından kaynaklı Ramazan Bayramı’nda ne şeker ne de kıyafet alamadıklarını belirten Amedliler, “Kimse bir şey alamıyor, halimiz perişan, fakire bayram yok. Önümüzdeki bayramı Tayyip’siz geçireceğiz” dedi.
Yurttaşlar ekonomik krizin içinde Ramazan Bayramı'nı karşılıyor. Bayramların tadı tuzu kalmadığını ve hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını dile getiren Amedliler, 14 Mayıs seçimlerine dikkati çekerek, AKP’li son bayram olmasını diledi. Kentin sokaklarına kuruluna seyyar tezgahları gezen yurttaşlar hayat pahalılığından eli boş dönerken, esnaflar satış yapamadıklarını dile getirdi.
‘BAYRAMIMIZ YOK’
Dağkapı Meydanında kurulan tezgahlarda mikrofonumuza konuşan Adil Noyan, “İçimizde bayram heyecanı var ama dışımızda yok. Sistemin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. İnsanların değirmen gibi nasıl yutulduğunu da biliyoruz. İnsanların konuşamadığını da çok iyi biliyoruz. Sonumuzun ne olacağı belli değil. Sonumuz hayrola. Şeker fiyatlarından haberimiz yok. Bayramdan haberimiz de yok, nasıl kutlanacağını da bilmiyoruz. Çünkü her birimiz bir taraftayız, ne olacağımız belli değil” dedi.
‘ARTIK KİMSE ONLARI İSTEMİYOR’
Seçimlere değinen Noyan, “Seçimde kendimize (Yeşil Sol Parti) oy vermeliyiz, kimse artık onları istemiyor. Milleti susturmakla küfür etmekle olmuyor. Bir insan cumhurbaşkanıysa ağzından küfür çıkması doğru değil. Bütün halkların onun çocuğu olması gerekir. O’ndan önce kazma vardı ellerinde köklerini kazmaya çalışıyorlardı, şimdi bu adam da küfür ediyor. Olacak şey değil. Artık O’nu istemiyorum, hayatımda bu sisteme oyumu da vermemişim, vermiyorum, bundan sonra da vermem. Artık nereye giderse gitsin” diye konuştu.
‘HALİMİZ PERİŞAN’
Hayvancılıkla geçimini sağlayan 7 çocuklu Abdulvahap Güler de “Hayvancılık yapıyoruz ama bu gidişle onu da bırakacağız. Parası olana günlük gülistanlık, bizim gibi garibanlara nasıl geçtiği belli değil. Bütün çocuklarıma kıyafet alamadım, bazılarına aldım bazılarına alamadım. Onlar kendi halinden memnun, bizim gibi insanlar sürünüyor. Eskiden 200 liraya evin her alışverişini yapabilirdin ama şimdi o 200 liraya bir kilo şeker alamıyorsun, bir elbise alamıyorsun. Ne diyeyim? Bizim güzel bir günümüz yok, güzel günleri bekliyoruz. Mesela bugün geliyorum erik 20 lira, öbür gün geliyorum 25 lira olmuş. Keşke dün alsaydım diyoruz. Bu perişanlıktır” diye belirtti.
‘TAYYİP’SİZ BİR GÜNE UYANMAK İSTİYORUZ’
İktidarın söylemlerine tepki gösteren Güler, “Diyarbakır’a geliyor, bir yalan atıyor, insanın diliyle, ırkıyla, kimliğiyle oynuyor. ‘Şu Zazadır, şu budur’ Sen kimsin? İnsanların kimlikleriyle uğraşıyorsun? Önemli olan insanlıktır. İnsanların hepsini parayla almış, oy çalmak için yapıyor. Değişim şarttır, ben her gün aynı elbiseyi giymek zorunda değilsem iktidarın da değişmesi şarttır. Her gün aynısını görmek zorunda mıyım? Değişim en güzel şeydir. A olmasa B olur, B olmasa C olur. Keşke bir gün Tayyip’siz kalksaydım. Ya nedir, 20 yıldır yakamıza yapıştı, bir değişim olsun. Başka biri gelsin. Binlerce diplomalı insanlarımız var, hepsi içeri alınmış. Ortada cahil insanlar bırakılmış. Bir evde 3-4 kişiye maaş bağlamışlar, beni düşünün. İktidarlar gelip geçidir. İktidarlar kimler geldi kimler geçti, Süleymanları, Tansu Çiller’i gördük. En güzel insanları içeriye tıkamışlar, cahil insanlar da dışarda. Yok ben ‘Tayyip’in neyi olayım’, Tayyip sizi cennete mi götürecek?” ifadelerinde bulundu.
FAKİRE BAYRAM YOK
Seyyar satıcı Eşraf Çağlar da şunları dile getirdi: “Bayram zenginlerin bayramıdır, fakirin bayramı yok ki. Fakir zaten fakirdir, bayramda gelse rahatça geçinemiyor ki. Rahatça bayram alışverişi yapamadım, çocuğum benden bir şey istiyor, rahatça bir şey alamıyorum. Eski bayramlarda alabiliyorduk şu anda evimize götüreceğimiz bir tavayı düşünüyoruz. Onun dışında bayram aklımız da yok. 4 çocuğum var, bayram elbisesi alamadım.
İKİTİDARIN YÜZÜNE BAKMAK İSTEMİYORUZ
Kim gelse çalıyor, fakir gelse çalmıyor. Değişim her zaman gerekiyor. Adam diyor ki ‘elhamdülillaha Müslümanım’ ama Müslümanlıkla bir alakamız yok. Bayramı bile yaşamıyoruz. İnsan bu iktidarın yüzüne bakmak istemiyor. Gitsin, değişsin. Kim adaletli ise o gelsin.”
DEPREMZEDELER HALA DIŞARDA
Depremde evi hasar gören ve şu an da kalacak yer sıkıntısı yaşayan Halime Pehlivan, “Dairem depremden etkilendi, 4 daire çöktü, komşularım etkilendi. Deprem süresince camilerde, parklarda kaldım. Şimdi de her gece birinde kalıyorum. Yarın bayram ama ne bir şey alabiliyoruz ne başka bir şey. Her şey çok pahalı olmuş. Bir şeker bile alamıyoruz. Bir parça dahi alamıyoruz ki üstümüze giyelim. Giyecek ayakkabı bile alamıyoruz. Her şey kıyamet olmuş. Durumumuz hiç iyi değil, değişim şarttır. Diyarbakır’ın bütün sokakları yoksul, depremin üzerinden kaç ay geçti hala da biz sokaklardayız. Paramız yok” dedi.
ESNAF DA KAN AĞLIYOR
Seyyar satıcılıkla geçimini sağlayan Ahmet Yatık, şunları ifade etti: “Eski bayramlarda zaten çok hareketli değildi ama bu bayram tamamıyla yok. İş yapamıyoruz. Her bayram buradayım. Bu bayram geçen bayramlara göre çok berbat. İş yapmadığımızdan dolayı da ekonomik sıkıntılar oluşuyor. Ne olacak bilmiyoruz? İnanın sadece kendim için söylemiyorum, çok tanıdığım esnaflar da var, esnaf kan ağlıyorlar. Alışveriş yok, iş yok.
BİR DAHAKİ BAYRAM O’NSUZ OLSUN
Yeter artık, fazla bile oldu, 20 yıldır tek bir insanın yönetmesi artık çok aştı. Yenileri gelsin. İnşallah önümüzdeki bayramı O’nsuz (Erdoğan) geçireceğiz. Daha da iyisi, demokratları gelmesini bekliyoruz.”
‘KİMSE BİR ŞEY ALAMIYOR’
Marmaris’te inşaat işçisi olan ve bayram için Amed’e gelen Turgay Olgaç ise şunları dile getirdi: “Hiçbir şeyin tadı eskisi gibi değil. Bayramda istediğimizi alamadık. Bir tane ayakkabı olmuş 500 lira. Ben bir işçiyim, emekçiyim, günlük 400 lira. Kendim için tek söylemiyorum, kimse bir şey alamıyor. Orijinal ayakkabı bin lira, çakma giyilmiyor. Artık bu sistem değişsin.”
‘İMALAT ZARARINA ÇALIŞIYOR’
Ramazan Bayramı’nın vazgeçilmezi olan tatlılar da son süreçlerde eskisi gibi tüketilemiyor. Tatlıcılar da ekonomik krizden etkilendiklerini ve eskisi gibi satış yapamadıklarını söylüyor. Tatlıcı Cihat Karhan, “Eski bayramlar ve şimdiki arasında çok çok fark var. Maliyetler çok yüksek olduğu için diğer bayramlara göre bu bayramda alım gücü daha da azaldı. Diğer bayramlarda gelip bir tepsi tatlı alıyorlardı. Şimdi alabileceği ancak bir kilo ya da iki kilo. Ekonomi malum. Gerçekleri konuşmak lazım. Maliyet çok yüksek olduğu için bu fiyat gerçekten bizi kurtarmıyor ama bayram ağızı bu tatlının fiyatını yükseltmek çıkarcılık olur. Güzel olmaz. Diyarbakır halkımız ve dışardan gelen misafirlerimiz tadına baksın diye zararına satıyoruz. Geçen sene ile bu sene arasında 100-120 lira oynuyor. Şu an cevizli kadayıf 180, fıstıklıyı da 260’a veriyoruz. Normalde fiyat bu değil daha üstünde olması lazım. Ama bayram ve geçirdiğimiz deprem nedeniyle ekonomik olarak da çok kötü olduğu için şu an zararına veriyoruz. İmalat zararına çalışıyor, ustalar olsun, mekan olsun. Faturalar bizi zorluyor” diye konuştu.
‘ESKİ BAYRAMLARA VE BARIŞA AÇIZ’
Seçimlerde iktidarın değişmesi gerektiğini vurgulayan Karhan, sözlerini şöyle tamamladı: “Kesinlikle bir değişim olması gerekiyor. Bir vali ya da bir büyükşehir belediyesi için söyleyelim, bir yerde çok kalındığı zaman laçkalaşıyor. Laçkalaştığı zaman ya kendi yandaşlarını ya akrabasını ya da kendi cebini doldurmaktan başka bir şey yapılmıyor. İnsanlara hizmet edilmez. Sürekli değişimden yanayız. Adaletli ve hak hukuk yemeden gelsin. Eski bayramları istiyoruz, halk olarak eski bayramlara, sevgiye, kardeşliğe, dostluğa, barışa, özgürlüğe açız, ona susamışız.”
MA / Eylem Akdağ