ANKARA - Yüzde 30 zam oranının emekçiyi yoksulluk sınırının üzerine çıkarmadığını belirten KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, “Hiper enflasyon ile karşı karşıyayız. İktidar yalana ve talana dayalı bir politika izliyor” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı tartışmalı verilerle belirlenen kamu emekçileri ve emeklilerin aldığı ücretlere yapılacak zam yüzde 30 olarak belirlendi. Yüzde 30 zam ile kamu emekçilerinin ücretleri yoksulluk sınırı altında kalıyor. Bununla birlikte her geçen yıl asgari ücret ile kamu emekçilerinin ücretleri arasındaki makas da daralıyor.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, bütçeden emekçilere ayrılan kısmın yetersiz olmasının nedenlerine değinerek, bu durumun bütçenin “güvenlikçi ve sermayeden yana politikalara” ayrılmasının bir sonucu olduğunu söyledi.
'EMEKÇİ YOKSULLUĞA MAHKUM EDİLİYOR'
Yüzde 30 zam oranıyla kamu emekçilerinin aldığı ücretin yoksulluk sınırının üzerine çıkmadığına dikkat çeken Bozgeyik, “21 yılda asgari ücretin 23 katı maaş alan kamu emekçileri, neredeyse ortalama asgari ücret seviyesinde ücret alır düzeyine geldi. Bu da emekçilerin yaşamış olduğu yoksulluğun daha fazla arttığını gösteriyor. Bu nedenle resmi enflasyonun bile altında bir ücret artışını kabul etmiyoruz” dedi.
'YALANA VE TALANA DAYALI POLİTİKALAR'
Türkiye’de yaklaşık 13 milyon 900 bin emekli ve 3 milyon 600 bin kamu emekçisi olduğunu aktaran Bozgeyik, “Gıdada, ulaşımdaki bağımsız araştırma şirketlerinin yapmış olduğu enflasyon araştırmalarına baktığımızda, Aralık ayı sonu itibariyle Türkiye’de enflasyon yüzde 100 artmış durumda. Biz hiper enflasyonla karşı karşıyayız. İktidar yalana ve talana dayalı bir politika izliyor. Özellikle TÜİK’in yalanlarını kendisine veri alarak, ücret artışını belirliyor. 2023 yılına girerken taleplerimiz doğrultusunda karşılanmamıştır” diye konuştu.
'AKP-MHP SERMAYEDEN YANA'
AKP-MHP iktidarının sermayeden yana politikalar tercih ettiğinin altını çizen Bozgeyik, “Özellikle 2023 bütçesine baktığımızda, kaynaklarımızın birçoğunun savaşa, güvenlikçi politikalara ayrıldığı görülüyor. Emekçilere, emeklilere, çiftçilere, kadınlara, gençlere gelince bütçe kaynak yokluğundan bahsediyor. Biz bunun bir tercihten kaynaklı olduğunu ifade ediyoruz. Eğer gerçekten emekten, demokrasiden, barıştan yana politikalar tercih edilseydi, bugün Türkiye'deki hem kamu emekçilerinin, emeklilerin yaşam standartları, yine gayrisafi milli hasıladan almış oldukları payın da giderek daha fazla yükseldiğini, yükseleceğini ifade edebilirim” diye belirtti.
'MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Bozgeyik, son olarak şunları söyledi: “2023 yılında da alanlarda olacağız. Türkiye’nin tüm illerinde iş yerleri önünde, alanlarda, oturma eylemlerimiz, basın açıklamalarımızla birlikte bu güvenlikçi politikaları, özellikle baskı politikalarını ve kamu emekçilerine reva görülen açlık sınırına yakın ücret artışına karşı mücadelemizi yürüteceğiz. Mücadeleyi sokakta yürüterek bugünlere geldik, bundan sonra da aynı tarzda, aynı yöntemle, sokaklarda tüm bu baskılara, hukuksuzluklara, işsizliğe, yoksulluğa karşı birçok güçlü eylem ve etkinlikleri yürüteceğiz. Mücadele etmekten başka bir çıkar yok.”