AMED - Semt pazarlarında esnaf iş yapamamaktan, yurttaşlar ise pahalılıktan alışveriş yapamadığını dile getirdi. İki taraftan da mağdur olduğunu dile getiren halk, “Seçimi bekliyoruz, iktidarın değişmesi gerek” dedi.
Ekonomik kriz, zam ve geçim sıkıntısı en çok dar gelirli yurttaşların alışveriş merkezi olan semt pazarlarına yansıyor. Amed’in Yenişehir ilçesinde kurulan semt pazarında mikrofon uzattığımız esnaf ve halk, alım gücünün kalmadığını belirterek, iktidarla hesaplaşmak için seçim gününü beklediğini dile getirdi.
POŞET BOYU KÜÇÜLDÜ
Pazarda esnaflık yapan Şehmus Olur, tezgahındaki çeşitliliği azalttığını belirterek, “Bu kadar eşya 5 bin lira. Bütün malzemeleri olması gerekeninden düşük fiyatla satıyoruz. Her gün eşyalarımı bitiriyorum ama millet alamıyor. Eskiden kırmızı poşet vardı, büyük battal boy şimdi daha küçük poşet kullanıyoruz. Niye? Çünkü millete para yok, gelen yarım kilo alıyor. Sadece bizim ev hiçbir şey yapmıyoruz, bir doğal gaz bin lira geliyor, diğer masraflarla 2 bini geçiyor. Hiçbir şey yapamıyoruz. Giderimiz çok, tezgahı açmam 450 lira para. Bunun poşeti var 100 lira, pikap parası 150 lira, yemek de 100 lira. Kalan 200’e Allah bin bereket versin. Şu an sadece 6 kasa domates getirdim. Eskiden bu tezgahımı dolu getirirdim. Nedenini herkes biliyor, o yüzden biz domates satalım. Seçimler yaklaşıyor, inşallah değişir. Değişirse fiyatlar da değişir” dedi.
NE HALDE NE PAZARDA…
“Ne halden alınıyor, ne pazarda satılıyor” diyerek pazarın durumunu özetleyen bir başka esnaf Selahattin Ertekin de, “Malı atığımız gibi topluyoruz, topladığımız gibi geri götürüyoruz. Hiçbir şey yok, boş boş çalışıyoruz. Eskiden biber 3 lira, şimdi halde 12 lira, 15 liraya veriyoruz, gitmiyor. Çeri bugün halde 20, pazarda da 20 lira. Karnabahar da halde 8, pazarda 8 lira. Karın tokluğuna çalışıyoruz. Halde eskiden borcum 8 bin liraydı, şimdi 15 bin liraya çıktı. Allah’ın izniyle bir dahaki aya 30 bini bulacak” diye konuştu.
‘HER TÜRLÜ BORÇTAYIZ’
Yıllardır pazarcılık yaptığını dile getiren Rıdvan Köse, çalışma hayatının en kötü zamanını yaşadığını söyledi. Köse, “1986’dan beri bu işi yapıyorum. Şu an bir milyonda kazansam yine borçluyum. Borç yüzünden hale gidemiyorum. 2006’da her şey çok güzeldi. 2010’dan sonra her şey kötüye gitti. Herkes borçlandı. Eskiden hamallıkla geçim yapabiliyorken, şimdi ahırlıkla bile geçimi yapamıyoruz, bu kadar da olmaz!” diye belirtti.
‘KÜRTLERİ GÖRMEYEN KAYBEDER’
Artan yoksulluğa ve yaklaşan seçimlere dikkati çeken Köse, devamında şunları söyledi: “Ben fakirlikten gelme çocuğum, zenginler düşünsün. Bize bir şey olmaz, biz zaten yırtık ayakkabıyla büyüdük. Zenginler bu zamanı düşünsün. Biz sabrederiz. Seçim yeri, yolu, güzergahı belli ama Kürtleri hiçe sayarlarsa zor olur. Kazanan ve kaybedenler için çok kötü olur. Eski sisteme dönsek daha güzel olur. Biz değişmesini istiyoruz. Hepimiz kardeşiz ve bu şekilde yaşamımız lazım. Urfa’yı geçince farklılar, buraya gelince farklılar. Yeni doğan bebekler bile artık kimin ne olduğunu biliyor. Ekonomiyi isteseler düzeltebilirler. Herkes eşit şekilde Meclis’te söz hakkına sahip olsun.”
ELİ BOŞ DÖNÜYORLAR
Eskiden pazarcı olan fakat artan maliyet nedeniyle işini bırakan yurttaşlardan Aziz Tekin de, “Eskiden ben de pazarcıydım ama bu krizden kaynaklı bıraktım. Bütün arkadaşlar akşam eve bir ekmek götüremiyor. Bu esnaflara sorun hangisi hale borçlu değil. Hepsi hale borçludur. Şu an ben bir alıcı olarak bir şey alamıyorum. Emekliyim, kirada oturuyorum, 3 bin 500 lira maaş alıyorum, hepsi kiraya gidiyor. Eee, çocuklar ne yiyecek? Doğalgaz, su, elektrik nasıl olacak? Pazar kapının önündedir ama bir kilo meyve alamıyoruz. Çocuklar yemek yiyemiyor” sözleriyle yaşam koşullarını anlattı.
‘20 SENEDE BİTİRDİ’
Yaklaşan seçime vurgu yapan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diyorlar ki, ‘kimse aç değil, herkes tok, fakir yok.’ Öyle bir şey yok. Yalandır. Hepsi yalan konuşuyor. Herkes iktidarın değişmesini istiyor, kim demiyorsa yalandır. Ama kimse konuşamıyor. Ben değişmesini istiyorum. Hayatımın hiçbir zamanında O’na oy vermemişim, ölsem de vermem. Değişsin, yeter, 20 senedir sen yürüttün, yedin, bitirdin. Biz de açız, günahız. Başkası gelsin yesin biraz.”
‘FİYATLAR ÇOK KÖTÜ’
Bir diğer yurttaş Salih Can da, “Pazar eskiden daha iyiydi, şimdi çok kötü. Ben şahsen emekliyim, bana verdikleri bin 200 lira zam. Daha ben o aylığı almadım. Şubat’ta alacağım ama o paranın kökü gitti. Kabak aldım kilosu 15 lira. Biber bir hafta önce 12 lira şimdi 25 lira. Artık ekonomiye ne diyelim. Vatandaşın durumu gözler önünde herkes görüyor. İyi olanlar da var, kötü olanlar da var. Vatandaşın aldığı maaş pazara yetmez. Yalnızca doğal gaz faturam bin 350 lira. Benim aldığım aylık ise 4 bin 500, doğal gelmiş bin 300!” dedi.
‘SEÇİMİ BEKLİYORUZ’
İktidarın “yoksulluk yok” söylemlerine de tepki gösteren Can, şöyle devam etti: “Bizim bölgede bir ağa vardı, yıl kurak geçince insanlar ağanın evinin önüne gidip, geçimleri için buğday istiyorlar. Oğlu pencereden çıkıp köylülerin neden toplandığını soruyor. Ağa da durumu anlatıyor, oğlu da ‘baba pirinç yesinler’ diyor. Şimdi o pirinç yiyor ya sanıyor ki herkes pirinç yiyor. Yoksulluk budur. Tokun açtan haberi yok. Yaşam budur. Adam yukarıda, her şeyi bedava, vatandaşa gelince hiçbir şey yok. Bu TÜİK’e de hakkımı hiç helal etmiyorum. Artık değişsin. Seçimi bekliyoruz. Böyle giderse artık birbirimizi yiyeceğiz.”
‘HER ŞEY ÜÇ KATI PAHALI’
Meliha Sarıtaş da yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti: “Fiyatlar çok fazla, bir memura, emekliye göre hayli hayli fazla. Önceden daha ekonomikti, alınabilirdi ama şu anda fiyatlar rekor, her şey üç katı. Yoksulluğu yaşayan biliyor. Ekonomisi yüksek olanlara göre her şey normal. Her şeyin uygun olmasını istiyoruz. Her şeyin alınabilir ve ulaşılabilir olmasını istiyoruz.”
Hayat pahalılığına işaret eden Hatice Püsküllü de şunları dile getirdi: “Fiyatlar çok pahalı ve her geçen gün daha da artıyor. İnsanlar gerçekten temel ihtiyaçlarını almakta zorlanıyor. Her istediğimizi alamıyoruz. Mesela, isteklerinizi kenara bırakın, ihtiyaçlarınızı dahi almakta zorlanıyorsunuz. Domates eskiden 5-6 liraydı şimdi 15 lira. Katlandı her şey. Günübirlik alıyoruz her şeyi. Fiyatların inmesini istiyoruz.”
‘NORMALE DÖNMEK İSTİYORUZ’
Alım gücünün düştüğünü ve hayatın gittikçe zorlaştığını vurgulayan Berivan Makal ise şunları söyledi: “Ateş gibi çok pahalı, geçim çok zor. Ne alacağımızı şaşırıyoruz artık. Hiçbir şey alamadım, iki poşetle eve döneceğim. Eskiden 50 lirayla gelip, 10 poşet alıyorduk şu an 200 liraya iki poşetle eve dönüyoruz. Çok kötü durumlar. Her şey ortada ben tek değil herkes yoksulluğun farkında. Değişmesini ve her şeyin normale dönmesini istiyoruz. Her şey çok pahalı. Hepimiz için hayırlısı olanın iktidara gelmesini istiyoruz.”
MA / Eylem Akdağ - Ruken Polat