AMED - UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde olan Hevsel Bahçeleri'nde yaşanan ağaç kıyımına dikkati çeken Amed Ekoloji Derneği yöneticisi Murat Bilgiç, Hevsel'in kayyımların desteğiyle talan edildiğini belirterek, "Hevsel’in toplumun hafızası olduğu için korunmalı” dedi.
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan Hevsel Bahçeleri ve Dicle Nehri havzası parça paça imara açılırken, kayyımın izniyle kiracıların hizmetine sunuldu. Birçok ekoloji derneği, sivil toplum örgütü ve ekoloji aktivisti yağma ve soykırımı protesto ederek, bu eylemlerin son bulması çağrısında bulundu. Amed Ekoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bilgiç, Hevsel ve Dicle Nehiri’nin büyükşehir ve ilçe belediyelerine atanan kayyımlar eliyle yağmalandığını söyledi.
‘KAYYIM HALKIN İYLİĞİNİ İSTEMİYOR’
Kayyımın bu halkın iyiliğini istemediğini, istese kayyım olmayacağını ve kayyımın talimatla iş yaptığını ifade eden Bilgiç, "Hevsel'in başına gelenleri kayyım ve ona bağlı kişiler yaptı. Koruma görevleri var ama bunu zarar vermek için kullanıyorlar. Havsel, tüm Amed'in yurdudur. Yani Amed ekolojisinin bir parçasıdır. Sadece Diyarbakır için değil, UNESCO'nun koruma altına aldığı tüm dünya için özel bir yer olduğu biliniyor. Bu kayıttan sonra ne oldu bilmiyoruz ama büyük çaplı bir talan başlatıldı. Kayyım buna engel olmalı ama o bu talanın fazla olması ve hızlanmasına destek çıkıyor. Kafeler açılıyor ve o onlara göz yumuyor. Kimsenin bir ağacına bile dokunamadığı o bahçeler özeliklerini kaybediyor ve bunu neden yaptıklarını soran yok. Sorduğumuzda da bize cevap vermiyorlar. Sur'un yıkılmasından sonra Hevsel, ‘Millet Bahçesi’ adı altında talana açıldı. Talanın son bulması için öncelikle kayyımından kurtulmamız lazım” dedi.
‘HESABI KAYYIMDAN SORULACAK’
Hevsel'in UNESCO Dünya Mirası Listesinden çıkarılmaya yönelik çalışıldığını belirten Bilgiç, “Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Hevsel’in UNESCO Miraslar listesinden çıkarılacak ve bundan sonra imara ve ranta açılacak. Ekolojik sisteme daha kolay zarar vermek için yapılıyor bu işler. Amed halkı, bin yıllık mirasın bugünlere ulaştığını ve devam etmesi gerektiğini bilmeli. Her ağacın korunması, yaşam için önemlidir. Önce buna bir dur demek, bunun hesabını da kayyım ve meslektaşlarına sormak lazım. Hevsel'in UNESCO miras listesinden düşmesine izin vermeyin. Listeden düşerse imara açarlar. Kanunen imara açılmamış ama uygulamada imara açılmış. Onlarca kafe ve farklı şeyler açıldı. Bu yerleri kim açıyor? Onlara kim gözlerini kapar? Oradaki suyu ve elektriği kim bağlıyor? Bunu engellemeye çalışmalı ve kaybettiklerimizi geri kazanmalıyız” diye belirtti.
‘TOPLUMUN HAFIZASINI BİTİRMEK İSTİYORLAR’
Bölgenin toplumsal hafızadaki yerine vurgu yapan Bilgiç, “En önemlisi, toplumun havzasını yok ediyorlar. Toplumun hafızası yok edildiğinde toplumun birbiriyle olan ilişkileri de zayıflar. Güzel şeyler yapıyoruz ama Havsel'i halk olarak korumamız gerekiyor, çünkü saldırı toplumun hafızasınadır. Toplumun; hafızasız, hatırasız ve hissiz kalmasını itiyorlar. Bu hatıralar gittiğinde, duygular da onunla birlikte gider. Eğer ki bunlar olursa amaçlarına ulaşmış oluralar. Havsel’de Sur’da bu toplumun hafızası ve varlığıdır. Bu toplumun ruhu ve kökleri buralara bağlıdır. Bu nedenle Hevsel'in korunması sadece dünya mirası için değil, aynı zamanda hafızamız için de geçerlidir. Binlerce yıldır bu hatıralarla büyüyoruz ve binlerce yıl da onlarla devam edeceğiz. Kayyım zorla geldi, zorla da olsa göndereceğiz. Ama yaptıklarını unutmayacağız ve unutturmayacağız. Hafızamızı yok etmek istediler ve istiyorlar ama saldırdıklarını ve yok ettiklerini iade edeceğiz” diye konuştu.
‘YIKMAK KOLAY, İNŞA ETMEK ZOR’
Bir şeyleri yıkmak, talan etmek kolay ama inşa etmenin çok zor olduğuna ve bu tahribattın geçen yıl en üst düzeylerde olduğunu altını çizen Bigiç, şöyle devam etti: "Konuyla ilgili kişi ve kurumlar ortak politikalar uygulamalıdır. Hele kayyımın gitmesinden sonra yerel belediyenin bunları yapması gerekiyor. Kayyım gittikten sonra Hevsel'de bahçesi olan çiftçilerin üretimi için kooperatif kurmak gerekiyor. Belediye ve belediyeye bağlı kurumlarla ortak bir çalışma yapılmalı. Hukuka aykırı yapılanlar kanunen iptal edilmelidir. Bu yüzden sadece Ekoloji Derneğiyle bunları yapmak zor. Birçok kötü şeyin yaşandığı Dicle Nehri, Hevsel ve Dicle Üniversitesi için bu şehrin dinamiklerinin genel politikalar oluşturması ve bu politikaların sürdürülebilir olması gerekmektedir. Bunlar yapılırsa geriye kalanları korumak daha kolay olur.”
‘GELİN HER KAPININ ÖNÜNE AĞAÇ DİKELİM’
Halkın, ağaç ekmesi için destek çağrısında bulunan Bilgiç, sözlerini şöyle tamamladı: "Kürdistan'da ağaç tahribi çok yüksek boyutlara ulaştı. Cudi'den Dersim'e, Çewlig'den Mûş'a ormanlarımızı yok ediyorlar. Mezopotamya Ekoloji Hareketi, geçen yıl 'Barış ve özgürlük için ağaç dik' şiarıyla ağaç dikme kampanyası yürüttü. Bu yıl 1-10 Nisan tarihleri arasında ‘Bir fidanla yaşama sahip çık' şiarıyla yeniden ağaç dikme kampanyası başlattılar. Ayrıca depremde hayatını kaybedenlere adandı. Biz de Ekoloji Derneği olarak bu kampanyaya katılıyoruz. Sivil Toplum Örgütleri, yurtseverler, gönüllüler, yaşam yanlıları, siyasi partiler ve herkes, sokakta, köyde, şehirde her kapı ününe birer ağaç dikelim ve hayatı yeşertelim.”