ANKARA - ABB’nin ısrarcı olduğu ODTÜ yolunun Ankaralılar için değil, otomobil şirketleri için yapıldığını belirten Enerji ve İklim Uzmanı Önder Algedik, "Bizim ihtiyacımız olan şey çocuk, kadın, iklim ve dünya dostu bir ülke" dedi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) eski Belediye Başkanı Melih Gökçek döneminde (2017) projelendirilen ve CHP’li Mansur Yavaş tarafından sürdürülmek istenen 11 kilometrelik “Bilkent-İncek Bulvarı Çevre Yolu Bağlantısı Projesi”ne karşı tepkiler sürüyor. ODTÜ ormanlık arazisini ikiye bölecek yola karşı öğrenciler ve sivil toplum örgütleri direniyor.
Enerji ve iklim uzmanı ve İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği (İKLİMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Önder Algedik, söz konusu projeye eleştirilerde bulundu.
Algedik, “Ankara’da ODTÜ gibi bir alan, bu alanı ekonomiye ve ranta kazandırmak için çalışan için bir siyaset ve buna karşı direnen bir halk, öğrenciler, mezunlar var. ODTÜ ormanı meselesi sadece orman meselesi değil ormanı yol üzerinden parçalayıp rantı kazandırmak isteyen siyasetçilerle bunu Ankara'nın değeri olarak gören insanlar arasındaki mücadeledir” dedi.
ODTÜ’DE RANTÇILARIN TARİHİ
Algedik, ODTÜ’nün 1995’den bu yana ranta açılmak istediğini belirtti ve şunları anlattı: “ODTÜ’den geçen bir yol yapma meselesi 1994 yılında gündem olmuş o dönem çok ciddi bir öğrenci hareketi ve seçim süreci müdahaleyi engellenmişti. Engellemenin ardından 1995 yılında bu yol, ODTÜ arazisinin sit alanı ilan edildi ve kimse bu işe girmek istemedi. 2013’de Melih Gökçek ODTÜ’ye ulaşmak için bir dizi çalışma yaptı, sınıra dayandı ve bayram tatilinde bir gece yarısı ODTÜ’ye girerek ciddi bir ağaç katliamı yaptı. Bundan sonra yolun daha rahat yapılacağını düşünen Gökçek, 2017 yılının Eylül ayında tekrar Bilkent tarafındaki yol için bir girişimde bulundu ve bir gecede binlerce ağacı katlederek kendi açısından bir başarıya daha imza attı. Fakat toplumdan çok tepki geldi ve bu süreci devam ettiremedi. Sonrasında Gökçek görevden alındı. Yerine gelen Mustafa Tuna, Ankaralıların tepkisini almak istemedi ve bu işi devam ettirmedi. 2019’daysa ODTÜ’de Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurdu üzerine bir girişim daha başlatıldı ve ODTÜ’nün Kavaklık Bölgesinde 50 metrelik devasa bir yurt yapım işi ortaya atıldı. Öğrenciler yine direnerek, ağaçlar kesilmesine rağmen projeyi durdurdular. Baktığımızda ODTÜ’yü parçalamak, rant elde etmek isteyen içeriden ve dışarıdan unsurlar ve buna karşı bir tepki var. Bu tepkiden dolayı Gökçek, projesini devam ettirmedi. Tuna, devam ettirmek istemedi.”
YAVAŞ-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ
ABB Başkanı Yavaş’ın 1 Eylül 2020 tarihinde, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmesini hatırlatan Algedik, “2021 yılında CHP’den seçilen Yavaş, bu projeyi sarayla görüşerek tekrar gündeme aldı ve ağustos ayında ihalesini çıkarttı. Tepkilerden dolayı bu işlemi ortaya koymamıştı fakat geçen hafta ODTÜ'de iş makinaların gizli gizli çalıştığını ve bu sürecin devam ettiğini gördük” ifadelerini kullandı.
‘BU YOL AKP’YE HİZMET PROJESİDİR’
Yapılan yolda kamu yararı bulunmadığının altını çizen Algedik, “Bu yolun yapılmasının sebebi ABB’nin bir ulaşım planının olmamasıdır. Neden ulaşım planı yapmıyor? Dağ taşa asfalt dökmek için. İnsanlara faydası olan bir iş yapmayıp kişi başına yılda yarım tondan fazla asfalt döken bir belediyecilik yapıyor. Dolasıyla bu yol ihtiyaç değil. ABB otomobillere, zenginlere, petrol tüccarlarına para verdiği parayı toplu taşımaya, yayalaşmaya, bisiklet ulaşımına ayırırsa Ankaralıların ulaşım faturasını kısaltır. Çok daha ötesini de yapabilir. Biz bir yılda yüzde yüze yakın zamlanmış toplu taşımaya sahibiz. ABB, insanlar için değil otomobil şirketleri için çalışıyor. Bu yol, daha çok insan otomobil kullansın, AKP’ye hizmet etsin, AKP ve petrol şirketlerine vergi sağlasın diye yapılmış bir AKP projesidir. Bu yol meselesi herkesin meselesidir. Bu yol, otomobil merkezli ulaşım meselesidir. Akaryakıt üzerinden soyguncu taşıt vergileri toplama ve bu sayede devleti finanse etme meselesidir” diye konuştu.
‘ORMAN FEDA EDİYORLAR’
Yolun neden “Rant Yolu” olarak tanımlandığını da açıklayan Algedik, şöyle açıkladı: “2017’de Gökçek, bu proje için giriş yapmadan önce Park Joven adlı kooperatifin burada bir arsa kapattığını ve hazırlık yaptığını, kapattıkları arsanın yol inşaatıyla beraber temellerinin atıldığını, bu rezidanslarının yüklenicisinin ABB’nin eski beton şirketi Beton A.Ş. olduğunu ve buranın sahibinin Genç İnşaat adlı Gökçek’in işini yapan şirket olduğunu biliyoruz. Dolasıyla bu ciddi bir raht projesi. Kenarında duran Park Joven bunun en açık ispatı. 2021 yılında ABB yolu tekrar ihaleye açtığında aradan geçen iki ay zarfında Hazine, o bölgeye yakın İncek tarafında çeşitli arsaları sattı. ABB’de aynı dönemde arsa sattı. Dolayısıyla Park Joven, hazinenin ve ABB’nin sattığı araziler buranın ranta açılmasının çok net göstergesi. Dördüncü bir gerekçe olarak da Niğde otobanı için açılan bir çalışma sunuluyor. Niğde otobanı, araç geçiş garantili bir sermaye transferi projesi. Şehir Hastaneleri, Üçüncü Köprü, Çanakkale Köprüsü gibi garantili, sermaye transferi aracı. Burayı ODTÜ üzerinden ranta bağlamak, Niğde otoyolundaki müşteri ve araç garantisini ODTÜ yolu üzerinden sağlamaya çalışıyorlar. Aslına bakarsanız rant için ormanı feda ediyorlar.”
‘EKOLOJİK BİR DEĞER’
Ankara’nın giderek betonlaştığına dikkati çeken Algedik, şunları söyledi: “ODTÜ ormanı geniş bir kent ormanı ve ekolojik çeşitlerin, endemik canlıların da var olduğu bir alan. Dolasıyla ekolojik bir değer. Ankara, çok ciddi iklim değiştiren bir kent. Sadece 2021 yılında inşaatı biten alan sayısı 9.2 milyon metre kare. Mogan Gölü’nün bir buçuk katı kadar beton ağından bahsediyorum. Ankara’nın yaktığı kömür, doğalgaz, petrolün üzerine bu kadar asfalt ve beton eklenince tam bir iklim felaketinin başkenti oluyor. Haziran ayında yaşanan ölümlü meteorolojik olaylar da bunun sonuç olduğunu gösteriyor. ODTÜ ormanı Ankara’nın ciğerleri. Çevresel, ekolojik, iklim açısından asfalt ve betona karşı son noktada olduğu için iklim açısından çok değerli bir arazi.”
‘EKOLOJİYİ EKONOMİYE KURBAN ETMEYELİM’
Algedik, söz konusu projenin “Ülkenin 50 yıllık birikimine, bilim üretmesi gereken üniversitesine çökme” anlamı taşıdığını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu proje, ülkenin çevre politikalarından iklim politikalarına varan her şeyde devletin sorumsuzluğu ve halkın birikimlerini yok etme politikasının parçasıdır. ODTÜ ormanını korumayan bir devlet başka neyi koruyacak ki! İklim değişikliğinin, yoksulluğun geldiği noktada yapmamız gereken şey değerleri paylaşmak, doğa ve toplumu gözeten politika üretmek. Bizim ihtiyacımız olan şey çocuk, kadın, iklim ve dünya dostu bir ülke. Dolayısıyla ekolojiyi ekonomiye kurban etmemek, ekonomiyi tek çıkış yolu olarak görmemek gerekiyor.”