İZMİR – Aliağa’da sökülmek üzere yol çıkan ve içinde 600 ton asbest bulunduğu belirtilen savaş gemisine tepki gösteren ekolojistler, asbestli geminin sökümünün yaşam hakkı ihlali olduğunu vurguladı.
Aliağa Çevre Platformu (ALÇEP), ilçede sökülmek için Brezilya’dan yola çıkan ve içinde 600 tondan fazla asbest olduğu belirtilen savaşa gemisine karşı Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada “Aliağa dünyanın çöplüğü değildir” ve “Burada insan yaşıyor” pankartları açıldı.
Basın metnini okuyan ALÇEP üyesi Özgül Çağlar, Aliağa İzmir ve Ege Denizi çevresindeki tüm tarım havzalarına, insanlara kıyıldığını vurguladı. Gemide asbestin yanı sıra tonlarca kurşun başta olmak üzere ağır metaller olduğunu söyleyen Çağlar, “Sao Paolo gemisi son dönemde kısmen bazı toksik maddelerden arındırılmış olduğunu farz etsek bile, kalan toksik maddelerin bakiyesi Aliağa'da her gün tüm canlıları hastalık ve ölüme götüren koşulları daha da ağırlaştıracaktır. Daha önceki sökümlere bakıldığında, bu tehlikeli maddelerin, gemi söküm tesislerine güvenli bir şekilde sökülüp bertaraf edileceğine, çıkan hurda metallerin ergitilme sürecinde yaşam ve tarım havzalarına zehir saçmayacağına dair inancımız yok. Ölüm gemisinin Aliağa’ya gelmesi; tehlikeli atıklardan ilk olarak doğrudan etkilenecek olan gemi söküm emekçilerinin, Aliağa, İzmir ve hurda metal fabrikalarının olduğu havzalarda yaşayan tüm yurttaşların, tüm canlıların sağlıklı çevrede insanca yaşam haklarının ihlali anlamına gelmektedir” dedi.
BAKANLIK ŞÜPHELERİ DESTEKLEDİ
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 20 Mayıs 2021’de TBMM ‘de verilen bir soru önergesine vermiş olduğu cevabın bu şüpheleri desteklediğine dikkati çeken Çağlar, “Bakanlık, ‘Aliağa’da son 5 yılda 714 geminin söküldüğü ve bunun sonucunda yaklaşık 250 tonu asbest olmak üzere 74 bin 325 ton tehlikeli atığın bertaraf edildiğini’ açıklamıştı. Özellikle mevzuata uygun bertaraf edilmiş asbest rakamının bu kadar düşük olması, usulsüzce hafriyatlara karıştırılan ciddi bir kısım olduğunu düşündürtmektedir. Şüphelerimizi destekleyen başka bir araştırma da ASTA ve ALÇEP iş birliği ile Aliağa’da 50 farklı noktadan alınan toz numunelerinden, sadece gemi söküm bölgesinde alınan numunelerde asbest liflerine rastlanmasıdır” ifadelerini kullandı.
‘SÖKÜM TESİSLERİ DENETLENSİN’
Gemi içindeki tüm tehlikeli maddelerin senelerce nükleer denemelerde kullanılmış olduğunu açıklayan Çağlar, “Öncelikli talebimiz, her geminin, üretilen ülkede, kullanan ve kar eden şirket ve devletin bedellerini ödeyerek sökülmesidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta olmak üzere vatandaşın yaşam, sağlık ve çevre hakkını korumak ile mesul Bakanlıklar, kamu faydası için tüm tehlikeli malzemelere dair tüm şüpheleri ortadan kaldıracak tüm delilleri talep etmeli ve kamuoyu ile paylaşmalıdırlar. Adı geçen ölüm gemisi, Türk karasularına yolculuğuna başlandığı durumda bile, geri gönderilsin. Her sene yüzden fazla, tonlarca tehlikeli malzeme içeren gemilerin söküldüğü gemi söküm tesisleri, kapalı kutu olmaktan çıkarılsın, sivil örgütlerin de katılımıyla denetlensin” diye konuştu.