HABER MERKEZİ - Üçüncü Dünya Savaşı’nın merkezi haline gelen Ortadoğu’da, Türkiye’nin ikili oyunlarla sürdürmeye çalıştığı denge politikası, Federe Kürdistan Bölgesi’ne saldırılarda sallanmaya başladı.
Ortadoğu merkezli Üçüncü Dünya Savaşı, Ukrayna Savaşı ile siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal dengeleri değiştiriyor. Ukrayna krizinin ABD ile Çin arasındaki savaşı gündeminin rafa kaldırıldığı ileri sürülse de, Ukrayna'da savaşı üzerinde müttefikleriyle birlikte sıkı sıkı çalışan Joe Biden yönetimi, Çin, Pasifik ve Baltık ülkeleri üzerinden yeni hazırlıklara başladı. Çin'i Rusya'dan uzaklaşacak düzeye getirip Avrupa'nın eliyle ekonomik yaptırımlar uygulamak isteyen ABD, belirsizlik halinin sürdüğü Hindistan ve Pakistan üzerinden saldırı planları yapıyor.
RUSYA İÇİN TEHLİKE ÇANLARI
İngiltere'nin 10 yıldır hazırlandığı Ukrayna savaşında, Kiev’den çekilen ve Karadeniz’de savaş gemileri batan Rusya için tehlike çanları çalmaya başladı. Donbas’ta kontrolü sağlayarak eli güçlü bir şekilde Zelenskiy ile masaya oturmayı planlayan Rusya için, Odessa tehlikesi sürüyor. Ukrayna’nın NATO üyeliği sağlanmaması durumunda yeniden başlayacak savaşla, Rusya’nın Odessa işgalinin yeniden devreye konulması planlanıyor. Bu planla Ukrayna’nın Karadeniz ile bağlantısını kesilmesi amaçlanıyor. Kruvazor adlı savaş gemisi hava savunma sistemine rağmen imha edilen Rusya, Montrö Boğazlar Sözleşmesi gereğince Odessa’ya yeni savaş gemisi gönderemedi. Bu durum, yeni müzakere imkanlarını da ortadan kaldırdı.
TÜRKİYE’NİN İKİLİ OYUNU
Üçüncü Dünya Savaşı’nda yaşanan son gelişmeler, Ortadoğu’da NATO ve Rusya arasında denge politikası izleyen Türkiye için tıkanma sürecinin başlangıcı oldu. Rusya’nın Ukrayna yorgunluğunu gören Türkiye, diğer bölgelerde yeni bir cephe açma arayışına girdi. ABD’nin kriz haline gelen S-400 kartı üzerinden Rusya’ya karşı pratik adımlar atması üzerinden ültimatom vermesiyle Türkiye’nin Rusya’ya hava sahasını kapatması, Washington'un Moskova’ya karşı Suriye hamlesi oldu. İkili oynayan Türkiye’nin NATO'dan taraf olması durumunda, Rusya'nın Suriye, Dağlık Karabağ ve Libya'daki politikası da somut olarak görülecek.
ARAP ÜLKELERİNİN HAZIRLIKLARI
Rusya’nın Ukrayna'da siyasi, ekonomik ve askeri yenilgisi, Suriye'den çekileceği anlamı taşımıyor. Rusya’nın böylesi bir hamlesine karşı harekete geçen Arap ülkeleri, Suriye'de olası bir boşlukta Türkiye ve İran’a karşı hazırlıklara başladı. Beşar Esad'ın Birleşik Arap Emirlikleri'ne ziyareti ve Muhammed bin Zayid tarafından karşılanması da bu durumla bağlantılı olarak yorumlandı.
ABD VE RUSYA’NIN SURİYE KARTI
Ukrayna savaşında Rusya'nın kazanacağına olan inancını kaybeden Türkiye, bir yandan Moskova ile şartlı ilişkilerini sürdürüyor, diğer yandan yeniden Suriye’ye göz dikti. Moskova'da Suriye ve Türk istihbaratı arasında yapılan görüşmeler, Ankara-Moskova arasındaki ilişkilerin devam ettiğinin göstergesi oldu. ABD, Ukrayna nedeniyle Rusya'yı Suriye’de zora sokarken, Rusya ise Türkiye’yi kendine yakınlaştırma politikası izlemeye başladı. ABD, Suriye’de MSD/QSD ve Türkiye-ÖSO üzerinden Rusya ve rejime baskı uygulamaya çalışırken, Rusya ise Şam hükümeti ile Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi arasında müzakere yollarını arıyor. ABD'nin planlarını boşa çıkarmak için Türkiye'ye yaklaşmaya çalışan Rusya, Türkiye tehdidiyle Kürtlere Şam'ın yolunu açabilir.
RUSYA’DAN KDP’YE ELEŞTİRİ
Bir yandan Rusya’nın Kürtler üzerindeki baskılarını kısıtlamaya çalışan ABD, diğer yandan Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılarının önünü açıyor. Uluslararası alanda denge politikası yürüten Türkiye, İngiltere’nin bölgeye yönelik planlarını da yürütüyor. Bu durum, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan için de Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi üzerinden gelen gaz için Avrupa ile ticaret kapılarını açıyor. KDP de bu plan kapsamında Türkiye’ye destek vermek için El-Sadr Bloku ile masaya oturdu. Bu durumu tehlike olarak gören İran ve Rusya, Irak Federal Mahkemesi'ne müdahale ederek, planları bozdu. Ukrayna'daki savaş nedeniyle İngiltere ve ABD'nin gaz ambargosu ısrarı, Türkiye ve Barzani’yi büyük adımlar atmaya teşvik ediyor. Bu nedenle Rusya ilk kez Barzani'yi Türkiye’nin saldırılarına destek verdiği için eleştirdi.
ZAP DENGELERİ SALLADI
Erdoğan’ın ikili oyunlarla sürdürmeye çalıştığı denge politikası, Federe Kürdistan Bölgesi’ne saldırılarda sallanmaya başladı. Sınır ötesine yönelik saldırıları seçimler için bir fırsat olarak gören Erdoğan, Zap ve Avaşîn’de ağır asker kayıplarıyla muhalefete yönelik saldırıları derinleştirdi. Sınır ötesine yönelik saldırılardaki başarısızlığı örtmeye çalışan Erdoğan, bir yandan HDP binalarına saldırarak, diğer yandan “mülteci” gündemiyle hem muhalefeti hem kamuoyunun gündemini meşgul etmeye çalışıyor.
‘KÜRT KIBRIS’I PLANLARI
Garê yenilgisi ve 23 Nisan 2021’de başlatılan saldırılardan sonuç alamaya Erdoğan, taraflar için “varlık yokluk savaşı” olan sınır ötesinde bir kez daha yenilgiye uğrarsa, hem içte hem dışta itibarını kaybetmeye mahkum. Bu nedenle KDP güçlerini saldırılara katmak için taviz üstüne taviz veriyor. Ancak her ne kadar taviz verilse de sonuç olarak Misak-ı Milli hayalleriyle saldırı dalgası başlatan Türkiye, bölgeyi Barzani ailesi yönetiminde “Kürt Kıbrıs’ı” haline getirmeyi amaçlıyor.
MA / Erdoğan Altan