İran'da Kürtlere baskı arttı: Özerklik talebi bastırılıyor 2025-07-02 09:08:19 HABER MERKEZİ - İsrail-İran arasındaki çatışmanın ardından sağlanan ateşkes sonrası rejim, Kürtlere yönelik baskıyı arttırdı. Gazeteci Hiva Zarie, rejimin baskılarla Kürtlerin özerklik taleplerinin bastırmaya çalıştığını ifade etti.  İsrail’in İran’a yönelik 13 Haziran’da başlattığı saldırılar 12’inci gününde ateşkesle sonuçlandı. Yapılan ateşkesin ardından İran’da halklara yönelik saldırılar ve baskılar arttı. Hem 12 günlük çatışmalar sırasında hem de ateşkes anlaşmasının ardından yüzlerce Kürt, Beluc ve kadın aktivist tutuklanırken, yaklaşık 20 siyasi tutsak hakkında ise “İsrail ile işbirliği” iddiasıyla idam cezası verildi. İran Rejiminin başta Rojhilat’ta olmak üzere ülkenin bütün kesimlerine uyguladığı baskıyı bölgede gazetecilik yapan Hiva Zarie, Mezopotamya Ajansı'na değerlendirdi.    KÜRDİSTAN'DA BASKI ARTTI   Kürt halkına yönelik artan baskının ayrımcılık olduğunu söyleyen gazeteci Hiva Zarie, “12 günlük İran-İsrail savaşının ardından, İran, Kürt bölgelerinde yeni bir baskı dalgası başlattı. İran’daki birçok hak örgütü, Kürt halkına yönelik gözaltı ve tutuklanmaların arttığını ortaya koydu. Rejim bu davranışlarıyla bölgede ‘güvenlik atmosferi’ oluşturmaya çalışıyor” dedi.    Kürtlere yönelik baskıların sadece gözaltıyla sınırlı olmadığını belirten Hiva Zarie, “Kürdistan kentlerinde güvenlik ve kontrol noktaları kuruldu, sivil devriyeler arttırıldı. Mahkeme kararı olmadan tutuklanmalar yapılıyor. Rejim bu bölgelerde korku ve terör atmosferi yarattı. Bu eylemler, İslam Cumhuriyeti'nin Kürtlere yönelik ayrımcı ve baskıcı politikalarını bir kez daha ortaya koydu” diye belirtti.    'ÖZERLİK TALEBİ BASTIRILIYOR'   İran’ın Kürtlere yönelik baskısının İsrail savaşından öncede olduğunu hatırlatan Hiva Zarie, “Kürtlerin özerklik talebi her zaman rejim tarafından tehdit olarak görüldü. Kürtlerin talepleri kentlerin bombalanması, askeri baskının artırılması ve toplu infazlarla bastırıldı. Bu yaklaşım onlarca yıl devam etti ve ulusal güvenliği koruma bahanesiyle son savaştan bu yana yoğunlaştı. Raporlar, 300'den fazla Kürt yurttaşın ‘İsrail ile işbirliği yapmak’ veya ‘ulusal güvenliğe karşı faaliyetler’ gibi uydurma suçlamalarla tutuklandığını gösteriyor. Örneğin, Sakız'da Milad ve Hadi Rahimi adlı iki kardeş mahkeme kararı olmadan tutuklandı ve nerede oldukları, yaşayıp yaşamadıkları bilinmiyor. Ayrıca, Ûrmiye'de İdris Ali ve Rasoul Ahmad Rasoul gibi kişilerin asılsız suçlamalarla infaz edilmesi, cezalandırmanın bir korkutma aracı olarak kullanıldığını gösteriyor” diye aktardı.    REJİMİN KORKUSU: KÜRTLERİN AYAKLANMASI   İran rejiminin örgütlü Kürt halkından korktuğunu söyleyen Hiva Zarie, “Rejim Kürtlerin sivil ve siyasi direniş geçmişinden korkuyor ve Kürdistan'ın yeni protestoların merkezi haline gelmesinden endişe ediyor. İran’daki birçok kaynak, İran güvenlik yetkililerinin ‘Kürt bölgelerinde olası bir ayaklanma’ konusundaki endişelendiklerini yazdı” diye belirtti.    ‘AMAÇ ASKERİ BAŞARISIZLIĞI ÖRTMEK’    Kürtlere yönelik artan baskıların bir diğer nedenin ise toplumsal muhalefeti sindirmek olduğunu söyleyen Hiva Zarie, “Rejim, İsrail’e casusluk gibi temelsiz suçlamalarla, aktivistlere baskı yapma ve yerel toplumu sindirme bahanesi sağladı. Rejim bu tarz uygulamalarla kamuoyunun dikkatini askeri başarısızlıklarından ve iç ekonomik krizlerinden uzaklaştırmaya çalışıyor. 12 günlük savaşta ağır kayıplar veren İran rejimi, ‘iç tehditleri’ arttırarak, gücünü pekiştirmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.    'KÜRTLERİN TALEPLERİ KABUL EDİLMELİ'   Rejimin halklara yönelik uyguladığı ayrımcı politikalar ile iç barışa zarar verdiğini vurgulayan Hiva Zarie, “İslam Cumhuriyeti'nin Kürtlere yönelik baskıcı politikaları yalnızca insan haklarının açık bir ihlali değil, aynı zamanda etnik bölünmeleri ve iç istikrarsızlığı da derinleştiriyor” dedi.   Kürt halkının taleplerinin karşılanması gerektiğini vurgulayan Hiva Zarie, “Rejim Kürt halkının meşru taleplerine yanıt vermek yerine, Kürt bölgelerini militarize ederek ve toplu tutuklamalar yaparak, gerginliği artırıyor. Güvenlik ve otoriter bir bakış açısına dayanan bu yaklaşım, yalnızca Kürtleri değil, aynı zamanda İran genelindeki sivil toplum aktivistlerini, gazetecileri ve üniversite profesörlerini de hedef alıyor. Bu uygulamalar rejimin her hangi bir protestodan korktuğunu gösteriyor” diye aktardı.    'ULUSLARARASI BASKI YAPILMALI'   Hiva Zarie, “Uluslararası toplum ve insan hakları örgütleri, İran'a baskılara son vermesi azınlık halkların haklarına saygı gösterilmesi yönünde baskı yapmalı. Kürtler, İran ulusunun bir parçası olarak, taleplerini özgür ve korkusuz bir ortamda ifade etme hakkına sahiptir. Bu ayrımcı politikaları sürdürmek yalnızca Kürtler için değil, tüm İran toplumu ve bölgesel istikrar için de zararlı olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.   MA / Berivan Kutlu