Şirnex’te çocuğa yönelik cinsel suç: Bu sadece adli değil politik bir mesele 2025-06-25 09:03:34     ŞIRNEX - Şirnex’te, çocuğa yönelik 3 ayda 5 cinsel suç işlendi. Sürecin dışında bırakılmaya çalışıldıklarını söyleyen Şirnex Barosu’ndan Emine Özdemir, “Yargının failin yanında konumlandığı durumlarda istismar yalnızca adli değil, aynı zamanda politik bir mesele haline gelir” dedi.    Özel savaş politikalarının uygulamalarıyla sık sık gündeme gelen Şirnex ve ilçeleri, bir yandan ekolojik talan diğer yandan kadın ve çocuklara yönelik suçlarla gündemden düşmüyor. Sadece Nisan, Mayıs ve Haziran ayları içerisinde çocuklara yönelik 5 cinsel suç kamuoyuna yansırken, kamu görevlileri olan faillerin tutuksuz yargılanmaları dikkat çekiyor.   Son iki ayda kamuoyuna yansıyan suçlar ve yargılamalar şöyle:    * Şirnex’te 30 Nisan’da bir ilkokulda çocuklardan D.S.B. (13), M.A. (11), A.A. (11) ve A.G.Z. (12), görevli öğretmen Muammer Uğur’un cinsel tacizine maruz kaldı.    * Şirnex’te 27 Mayıs’ta 15 yaşındaki bir çocuğa “cinsel istismarda” bulunan polis Oğuzhan Yücesoy'un DNA'sı, çocuğun kıyafetlerinde tespit edilmesine rağmen tutuksuz yargılanıyor.   * Şirnex’te 1 Haziran’da belediye çalışanı Cevher Ş.'nin çocuğa cinsel tacizden tutuklandığı ortaya çıktı. Sanık avukatı "akli dengesi yerinde değil" savunması yaptı.     * Şirnex’te 10 Haziran'da Yusuf Acar adlı şahsın 4 çocuğa tecavüzde bulunduğu ortaya çıktı. Ailelerin şikayeti üzerine gözaltına alınan fail, mahkeme tarafından “Çocuğun cinsel istismarı” ve “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçlarından tutuklandı.   * Şirnex’in Silopiya ilçesinde 20 Haziran’da bir yatılı lisede görevli öğretmen Sadun Vural’ın farklı tarihlerde zincirleme 6 çocuğa cinsel tacizde bulunduğu ortaya çıktı. Tutuklu olmayan fail, sadece geçici olarak görevden uzaklaştırıldı.      Şirnex Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Emine Özdemir, bölgede çocuklara yönelik artan cinsel suçlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.   CEZASIZLIK CESARETLENDİRİYOR    Yargının failleri koruyan tutumuna dikkat çeken Emine Özdemir, bu durumun cezasızlığı beslediğini söyledi. Bölgede çocuklara yönelik cinsel suçların artmasının birçok nedeni olduğunu belirten Emine Özdemir, “Öncelikle denetim mekanizmalarının zayıf olması, ailelerin ve çocukların cinsel suçlara karşı bilinçsiz oluşu ve kurumsal yapıların etkin işlememesi istismarın önlenmesini zorlaştırıyor. Kolluk kuvvetleri, yerel yönetimler ve sosyal hizmet birimleri, çocukların yaşam alanlarında güvenliği sağlamakta yetersiz kalmakta bu da çocukları suistimale açık hale getiriyor. Yanı sıra toplumsal eşitsizlikler, yoksulluk ve eğitime erişilmemesi çocukların koruyucu sosyal ağlardan uzak kalmasına neden oluyor. Çocukların yaşlarının küçük olması, yaşadıkları travmaları ifade etmekten korkmaları ve kolaylıkla susturulabilir olmaları, bu vakaların açığa çıkmasını daha da zorlaştırıyor. Ayrıca bölgede etkili olan feodal düzen, bu tür olayların üstünün örtülmesine zemin hazırlıyor. Tüm bu etkenler, ataerkil yapı ve eril şiddetin toplumda meşrulaşmasına katkıda sunuyor. Sanıkların tutuksuz yargılanması ya da beraat ettirilmesi, benzer eğilimi olan kişilerin cesaretlenmesine neden oluyor. Cezasızlık, suçun yeniden üretilmesine zemin hazırlıyor. Özellikle çocuklara yönelik cinsel istismar gibi suçlarda bu durum toplumsal bir çöküşü beraberinde getiriyor" diye belirtti.   POLİTİK BİR MESELE    Komisyon olarak tüm olayların takipçisi olduklarını söyleyen Emine Özdemir, ailelerin korkutulduğunu, delillerin yok edildiğini ve adli tıp süreçlerinde ihmalin yaygın olduğunun altını çizdi. Emine Özdemir, "Yargı pratiğinde faillere yönelik sistematik bir korunma mekanizması olduğu görülüyor. Fail erkekler sıklıkla tutuksuz yargılanmakta ya da ‘kanıt yetersizliği’ gerekçesiyle beraat ettiriliyor. Özellikle çocuk istismarı vakalarında delil toplama süreci, failin toplumsal konumuna göre şekillenebilmekte ve çocuğun beyanı çoğu zaman yalnız bırakılıyor. Bu ihmalkar yaklaşım, yalnızca adaletin yerini bulmasını engellemekle kalmaz aynı zamanda failin ve benzer eğilimdeki kişilerin cesaretlenmesine de neden olur. Yargının failin yanında konumlandığı durumlarda istismar yalnızca adli değil, aynı zamanda politik bir mesele haline gelir" ifadelerini kullandı.    FAİL ASKER, POLİS OLUNCA…   Bölgede yaşanan olaylarda müştekinin ifadesine rağmen faillerin genelde “delil yetersizliği”nden beraat ettirildiğini hatırlatan Emine Özdemir, “Bu tabloyu değerlendirirken tüm faillerin sistematik biçimde korunduğu yönündeki algının da mutlak olmadığını belirtmek gerekir. Özellikle fail bir kolluk görevlisiyse cezasızlık politikası daha belirgin hale gelirken, fail sıradan bir vatandaş olduğunda bazı durumlarda her ne kadar tatmin edici olmasa da cezai yaptırımlar uygulanmaktadır” dedi.    BARO SÜRECİN DIŞINDA BIRAKILIYOR     Mahkemelerin baro komisyonlarının dosyalara katılım taleplerini reddettiğini dile getiren Emine Özdemir, bu durumu "bizi sürecin dışında bırakma girişimi" olarak değerlendirdi. Davalarda çocuğun yüksek yararının yeterince gözetilmediğinin altını çizen Emine Özdemir, "Şırnak Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu olarak haberdar olduğumuz tüm cinsel istismar dosyalarını yakından takip ediyoruz. Bu süreçte, birçok vakada savcılıkların etkin soruşturma yürütmediğini, kolluk kuvvetlerinin koruma tedbirlerini uygulamadığını ve delil toplama süreçlerini eksik bıraktığını gözlemliyoruz. Mahkemeler, çocukların yüksek yararını çoğu zaman dikkate almıyor. Dosyalara erişmekte zorluk yaşıyoruz. Mahkemeler, istismar davalarında yaptığımız katılma başvurularını reddediyor ve bizi sürecin dışında bırakmaya çalışıyor. Sanıklar ve aileleri, şikayet süreci başlamadan önce çocukların ailelerine baskı yapıyor, yönlendirmelerde bulunuyor ve onları korkutarak adalet sürecini daha en başından engelliyor. Tüm bu engellemelere rağmen çocukların sesi olmaktan vazgeçmiyoruz. Hukuki destek sağlıyor, kamuoyunu bilgilendiriyor ve faillerin yargı önünde hesap vermesi için tüm yasal yolları sonuna kadar kullanıyoruz. Aynı zamanda yerel örgütlenmelerle iş birliği yaparak bu mücadeleyi büyütüyor ve güçlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.    İLK 72 SAAT ÖNEMLİ    Cinsel suçlarda adli sürecin nasıl işletilmesi gerektiğini aktaran Emine Özdemir, özellikle tecavüze maruz bırakılan çocukların 72 saat içerisinde vücutlarını yıkamadan ve kıyafetlerini değiştirmeden hastaneye gitmelerinin hayati önemde olduğuna dikkat çekti. Emine Özdemir, aksi durumda “delil yetersizliği” gerekçesiyle birçok davanın beraatla sonuçlandığını söyledi. Son olarak toplumsal dayanışmanın önemine değinen Emine Özdemir, şunları belirtti: "Cinsel istismara karşı sadece yargısal değil, toplumsal bir mücadele de verilmesi gerekiyor. Yerel halktan sivil toplum örgütlerine kadar herkesin bu soruna karşı ortak bir duruş sergilemesi gerekiyor. Sessizlik, faillerin cesaretini artırır, dayanışma ise çocukları korur.”   MA / Zeynep Durgut