Hüsünbeyi: Ortadoğu'daki savaşa karşı iç barışı sağlamak önemli 2025-06-19 09:13:41   İZMİR - Savaşların zorla yerinden edilmelere ve ırkçılığa neden olduğunu kaydeden Konak Kent Konseyi Mülteci Meclisi Başkanı Mete Hüsünbeyi, Ortadoğu'daki çatışmalara dikkat çekerek "Bu barış sürecinde hepimiz elimizden geleni yapmalıyız" dedi.   Birleşmiş Milletler (BM), 1951 Mülteci Sözleşmesi'nin 50'nci yıl dönümü dolayısıyla ilk kez 20 Haziran 2001'de Dünya Mülteciler Günü ilan etti. Bununla yerinden edilen insanların durumuna dikkat çekilmek istenirken, bugün yerinden edilen insanlar gittikleri yerlerde de yine ciddi zorluklar ve hak ihlalleri ile karşı karşıya kalıyor. Küresel çapta artan sosyal, siyasal, ekonomik ve ekolojik krizler her yıl milyonlarca insanın yerinden edilmesine sebep oluyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre 2024 sonunda zorla yerinden edilen kişi sayısı rekor kırarak 123 milyon 200 bine ulaştı. Yine komiserliğin verilene göre tüm bu krizlere rağmen ülkelerine dönen kişilerin sayısı da arttı. Verilere göre 2024 yılında 9 milyon 800 bin zorla yerinden edilmiş kişi ülkelerine geri döndü. UNHCR'a göre Suriye'de Baas Rejiminin yıkılması ile birlikte yılında yaklaşık 2 milyon Suriyeli ülkesine geri döndü. UNCHR'a göre Sudan, Myanmar ve Ukrayna'daki gibi üllkelrde devam eden savaş ve çatışmaların yerinden edilmelerin ana nedeni. Türkiye'nin de içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyasında İsrail ve İran arasındaki son gelişmeler halkların yaşamlarını tehdit etmeye devam ediyor.    Konak Kent Konseyi Mülteci Meclisi Başkanı Mete Hüsünbeyi ile mültecilerin sorunlarına ve bölgesel gelişmelerin mültecilere yansımasını konuştuk. İzmir'in yıllardır göçmenler için transit geçiş noktası olduğunu ifade eden Hüsünbeyi, özellikle Suriye iç savaşından sonra İzmir'in mülteciler için kalıcı kent olduğunu söyledi. Konak'ta mülteciler için çalışma yaptıkları zaman Somali ağırlıklı Afrikalılar olduğunu kaydeden Hüsünbeyi, "Biz konseyde bu meclisi kurduğumuz zaman birlikte yaşam ve karşılıklı entegrasyon bizim amacımızdı. Ancak Türkiye'de bazı siyasi partilerin ve basının körüklemesiyle bir mülteci karşıtlığı oluştu. Bu ayrımcılık söylemleri ırkçılığa vardı. Bu İzmir'de de oldu. Ancak Türkiye'nin birçok yerinde özellikle varoş diyebileceğimiz yerlerde insanlar bir arada yaşıyorlar. Biz işini, hayatını geride bırakmış dostların buralarda hayata tutunduğunu görüyoruz. Bu insanlarla beraber öğreniyoruz. Ana yoğunlaştığımız kesim, kadınlar ve çocuklar. Çocukların eğitimleriyle ilgileniyoruz. Bu anlamda Basmane'de çocuk eğitim merkezi açtık. Hepimiz orada gönüllü çalışıyoruz. Hem kadınların hem de çocukların sosyalleşmelerini sağlıyoruz. Bizim girişimlerimizle mülteci çocuklar 'Süt Kuzusu' projesinden faydalandı" ifadelerine yer verdi.     'MÜLTECİLERİ UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK GÖRMEK YANLIŞ'   Sanıldığının aksine mültecilerin Türkiye'de işsizliğin sebebi olmadığını aktaran Hüsünbeyi, "Bunu TÜİK verilerinden görüyoruz. Suriye iç savaşından bu yana işsizlik verileri pandemi dönemi hariç yükselmemiş aksine düşmüş. Bu da mültecilerin işsizliğe neden olmadığının önemli ölçütü.  Keza birçok üretici mültecilerin olmaması halinde üretimlerinin düşeceğini söyledi. Mültecilerin çalışma hayatında karşılaştığı birtakım kısıtlılıklar söz konusu. Kaçak istihdamın kalkması için bu kısıtlılıkların kaldırılması gerekir. Mültecileri ucuz iş gücü olarak görmek çok yanlış ve bunun aksine mülteciler nitel iş gücündeki açığı kapatmakta. Madem ki bir arada olacağız beraber üreteceğiz aynı zamanda birlikte hak mücadelesi vereceğiz. Bizler tarihi Aziz Vukolos Kilisesi'nin bahçesinde mülteci ve Türkiyeli şairlerle çok dilli müzikle birlikte bu süreci ve günü anlamlandırmayı düşünüyoruz" dedi.    ORTAK YAŞAM ALANLARI KURULMALI   Savaşlardan dolayı milyonlarca insanın yerinden edildiğine vurgu yapan Hüsünbeyi, "Aslolan herkesin kendi ülkesinde özgür şekilde yaşaması. Yanı başımızdaki savaşlardan dolayı en fazla mülteci bulunduran ülkelerin başında geldik. Suriye savaşında kuzeydekiler Türkiye'ye geldi güneydekiler Lübnan ve Ürdün'e gitti. Mültecilerin sayısının nüfusa oranı Türkiye'de yüzde 4 civarındayken Lübnan'da 25 ve Ürdün'de yüzde 10. Ne yazık ki bu savaşlar kısa sürede de bitmiyor. Bakanlık yaklaşık 200 bin kişinin Türkiye'den Suriye'ye dönüş yaptığını açıkladı. Oransal olarak düşük bir sayı. Ama biz görüyoruz ki Suriye'de halen bir çatışma ve iç istikrarın olmama durumu var. Savaştan kaynaklı ekonomik kriz durumu söz konusu. Suriye'de tüm kesimleri kapsayan herkesin kendisini ifade ettiği ortak yaşam alanının ve barış içerisinde tüm yapıların katılımının olduğu bir ülkenin kurulmasını umuyoruz. Komşu ülkelerdeki durumların düzelmesi halinde gitmek isteyenler gidebilir ama uzun süredir burada kalanlar ile yaşamalıyız. Zaten üretim ilişkileri başta olmak üzere birçok alanda birlikte bulunmaktayız" şeklinde konuştu.    'İÇ BARIŞINI SAĞLAMIŞ TÜRKİYE BÖLGEDE ETKİLİ OLACAK'   İsrail'in Filistin'deki katliamlarına değinen Hüsünbeyi, daha sonra İran ve İsrail arasındaki çatışmalar nedeniyle insanların yaşamını yitirdiği ve yaşam alanlarının yok edildiğini söyledi. Birçok devletin çatışmalara seyirci kaldığına dikkat çeken Hüsünbeyi, şu şekilde konuştu: "Devletlerin bazen edilgen bazen de tarafları destekleyici açıklamaların yapıldığını görüyoruz. Trump'un gelişi Amerika'daki mültecilerin haklarının gasp edici boyutu olduğu gibi bir çatışma ortamlarının da yükseldiğini görmekteyiz. Bu tür gelişmeler elbette ki göçlere neden olabilir. Göçlere neden olan konunun ülkelerin bu politikalarının olduğunu unutmamak lazım. Biz barış olgusunun Dünya'nın tüm yerinde istiyoruz. Ülkemizde de son dönemde yaşanan gelişmeleri ilgi ile takip ediyoruz. İç barışı sağlamış, annelerin ağlamadığı, yer değiştirmelerin olmadığı, toplumsal ve ekonomik gelişmelerin olduğu  bir Türkiye'nin tüm bölgeye katkısının olacağını net söyleyebiliriz. Bu barış sürecinde hepimiz elimizden geleni yapmalıyız. Bu sürece katkısını sunan ve benim de sınıf arkadaşım olan Sırrı Süreyya Önder'e minnetlerimi sunuyorum. İç barışını sağlamış bir Türkiye bölgede birçok alanda önemli işlevler yüklenebilir."   MA / Uğurcan Boztaş