HDP, ‘İslam’da Emek, Adalet ve Barış’ kampanyası başlatıyor

img
ANKARA - HDP, “İslam’da Emek, Adalet ve Barış” kampanyası başlatıyor. HDP’li Tülay Hatimoğulları, Türkiye’nin dört bir yanında mütedeyyinlerle bir araya gelerek, onların yaşadıkları sorunları dinleme ve çözüm önerilerini birlikte bulmayı hedeflediklerini söyledi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonu, Halklar, Alevi ve İslam Masası ile çalışmalarını yürütüyor. Komisyon, Türkiye’de yaşayan halklarla birlikte sorunları tespit eden hem parti politikasına hem de siyasetin gündemine taşıyarak, çözüm üretmeyi hedefliyor. Halklar ve İnançlar Komisyonu’na bağlı Alevi Masası tarafından Dersim’de 5 Mayıs’ta startı verilen “Aleviler için Eşit Yurttaşlık” kampanyası devam ediyor. Bu kampanya kapsamında Türkiye’nin birçok yerinde Alevi yurttaşlarla, Alevi Dedeleri, kurumları ile biraraya gelindi. Alevilere yönelik “eşit yurttaşlık” talebiyle başlayan kampanyanın yanı sıra 23 Ekim’de “İslam’da Emek, Barış ve Adalet” kampanyasının startı verilecek.
 
Ankara Dünya Ticaret Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek kampanya startı kapsamında HDP, mütedeyyin yurttaşların yaşadığı sorunları, siyasal İslam’ın etkileri ve topluma dayattığı tekçiliğe karşı mücadeleyi hedefliyor.
 
HDP Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, komisyonlarının amacını, yaptıkları ve yapacakları kampanyalarla neyi hedeflediklerini anlattı.
 
Komisyonlarının HDP’nin de ana paradigmasını oluşturduğunu dile getiren Hatimoğulları, Ortadoğu coğrafyası içerisinde yer alan Türkiye’de de çok farklı halklar, inançların var olduğunu belirtti. Hem Ortadoğu’da yer alan ülkelerde hem de Türkiye’de çok kültürlü bir yapı olmasına rağmen yıllarca mezheplerin, halkların birbirine çatıştırıldığını ifade eden Hatimoğulları, “Türkiye ve Ortadoğu da halklar, inançlar, mezhepler çatıştırılmış, böl-parçala-yönet anlayışı sürekli uygulanan politika olmuştur” dedi.
 
‘ALEVİLER ÇOK ACI ÇEKTİLER’
 
Alevi Masası tarafından çalışmaları sürdürülen “Alevilere Eşit Yurttaşlık” kampanyasının devam ettiğini vurgulayan Hatimoğulları, “Türkiye’de Aleviler eşit yurttaş olarak görülmedi, inançları yok sayıldı, ibadet biçimlerine ‘cümbüş’, Cemevlerine ‘cümbüş evleri’ denildi. Aynı şekilde devam ediyor. Aleviler bu coğrafyanın acılı toplumlarından bir tanesidir. Osmanlı döneminde de Türkiye Cumhuriyet’i kurulduğunda da acılar yaşadılar. Dersim Katliamı hala hafızalarda taptaze yerini koruyor. Sivas, Çorum, Maraş, Gazi’yi hiçbir zaman unutamayız. 2022 yılındayız ama hala İstanbul’da, Adana’da, Mersin’de Alevilerin evleri işaretleniyor” dedi.
 
‘ASİMİLASYON POLİTİKASI DEVREDE’
 
AKP iktidarının son Alevi çıkışını da Hatimoğulları, şöyle değerlendirdi: “Özellikle son bir yıl içerisinde AKP’nin Aleviler ile ilgili politikasında korkunç şeylerle karşılaşıyoruz. Erdoğan Muharrem Ayı’nın birinci gününde Mamak Hüseyin Gazi Cemevi’ni ziyaret ediyor. Cemevi’nde bulunan duvardaki resimler, Erdoğan gelmeden değiştiriliyor. Erdoğan giderken bile ‘ben sizi böyle asimile ederek, geliyorum’ demiş oldu. Aleviler için değerli semboller kaldırıldı. Aleviliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir birimde ifade etti. Alevilik, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sığdırılacak bir şey değil. Alevilik bir inançtır. Onu alt kültür olarak ele almak korkunç derece de yanlıştır. Asimilasyon politikasının önemli bir evresidir. Alevi canlarımıza sesleniyoruz; sakın ola Saray etrafında Alevileri asimile etmek için oluşturulan birimlerin işlerine meyil etmemeliyiz. Yüzyıldır katliamlarla asimile edemedikleri Alevileri, asimile etme adımı atıldı. Buna köklü bir şekilde karşı çıkmalı, meyil etmemeliyiz.”  
 
‘EŞİT YURTTAŞLIK TALEBİ VAR’
 
Kampanyaları kapsamında Türkiye’nin dört bir yanında Alevi halkları ve örgütleriyle buluşmalar gerçekleştirdiklerini de anlatan Hatimoğulları, Alevilerin taleplerine dair de şunları söyledi: “Aleviler eşit yurttaşlık, Cemevleri’nin ibadethane olarak kabul edilmesini istiyor. Aleviler özellikle eğitimde Türk-İslam sentezine dayalı eğitimin kökten değişmesini istiyor. Siyasal İslam’ın kadın üzerindeki tahakkümün ortadan kalkması ve kadınların bu ülkenin eşit yurttaşı olarak tanınmasını istiyor. Aleviler, devletin, sistemin Alevisi olmayacaklarını, mesajlarını verdiler.”
 
‘KAMPANYA 3 TEMEL AYAK ÜZERİNDE YÜRÜYECEK’
 
Hatimoğulları, 23 Ekim’de başlatacakları “İslamda Emek, Barış ve Adalet” kampanyasının da üç temel ayağı olduğunu belirtti. Bunları “emek”, “adalet” ve “barış” olarak sıralayan Hatimoğulları, temel hedeflerinin de Türkiye’nin dört bir yanından mütedeyyinlerle bir araya gelerek, onların yaşadıkları sorunları dinleme ve çözüm önerilerini birlikte bulma arayışı olduğunu söyledi. HDP’nin tüzüğünde yer alan “partimiz üzerinde bulunduğumuz topraklarda yaşayan tüm halkların toplumsal ve tarihsel dokusuna aykırı tekçi, inkarcı, asimilasyoncu, egemenlik sistemlerine karşı tüm halkların, kimliklerin, dillerin, kültürlerin, inançların eşitliğini ve özgürce yaşaması ve geliştirmesini savunur” ifadelerine atıfta bulunan Hatimoğulları, “Bunu biz Aleviler, Hristiyanlar, Müslümanlar yani aslında bu topraklarda yaşayan bütün inançlar için kabul ediyoruz” dedi.
 
‘AKP İSLAMİYETİ SUİSTİMAL EDİYOR’
 
Son dönemlerde siyasal İslam’ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında yükseldiğini, HTŞ, El -Nusra gibi “cihadist-selefi” örgütlerin İslam adı altında işlediği cinayetler, tacizler, yağmalamaları, sürdükleri çatışmaları meşrulaştırmaya çalıştıklarını dile getiren Htimoğulları, “İslam masamız bunu kökten reddediyor” dedi. Türkiye’de de AKP’nin İslam adı altında kendi suçlarını sakladığını ifade eden Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Türkiye’de AKP mütedeyyinlere hitap eden bir parti olarak iktidara geldi. AKP iktidarının emeğe saygısı yok denecek kadar az. Amasra’da bir grizu patlaması yaşandı. Sayıştay raporunda uyarı olmasına rağmen bilerek ve istenerek buna göz yumuluyor. Bu bir cinayettir, 41 işçi kardeşimizi kaybettik. Ancak bu katliama ‘kader’ deniyor. Bunları kabul etmemiz mümkün mü? Bilerek ihmal etmek hangi kaderdir?  İnsanları açlığa mahkum etmişler. Açlık, hayat pahalılığı almış başını gitmiş. Sarayın tablosunda ise lüks, şatafat, milyon dolarla yapılan yolsuzluklar var. Emeğe değer veriyoruz, diyorlar. İslami değerlere bakıldığında ise emek ve alınteri en temel değerdir. İslamiyet böyle tanımlıyor. Çalmak, çırpmak emperyalizmin işidir. AKP mütedeyyin olduğunu söylüyor ama en çok çalan, çırpan partidir. İşte AKP’ye yüksek sesle ‘Senin İslamiyet ile ne alakan var? Sen İslamiyet’i mütedeyyinleri elinde tutmak için kullanıyorsun. Sen emperyalist sistemin kuklasısın AKP’ demek gerekiyor. Çünkü AKP budur. Bunu cesaretli bir şekilde topluma açıklamamız lazım. AKP’nin dini suistimal ettiği topluma açıklamamız lazım.”  
 
‘KEMİKLER AİLELERE KARGO İLE YOLLANIYOR’
 
Kampanyalarının bir diğer başlığının “adalet” olduğunu dile getiren Hatimoğulalrı, “Sokakta polis herkese şiddet uyguluyor. Kadınlara şiddet uygulanıyor, beyaz tülbentli annelerin tülbentlerine basılıyor, kadınlar saçlarından çekiliyor, cezaevleri işkence merkezlerine döndü. Polis birimlerinde işkenceler yapılıyor. Hasta tutsaklar ölüme terk edilmiş durumda. İslam inancının daha doğrusu dünya genelinde cenazeler en temel değerlerdir. İnsanların kemikleri ailelerine kargo ile gönderiliyor ve buna adalet deniyor. Bununla yetinilmiyor, insanların toprağa gömülmesi engelleniyor. Bundan daha büyük bir kötülük olur mu? Mütedeyyinlere sesleniyoruz, siyasal İslam’ın, AKP’nin uzağına düşmemelidirler” ifadelerini kullandı.
 
‘AKP’NİN POLİTİKALARINI TEŞHİR ETMEK GEREKİYOR’
 
AKP’nin Müslümanlık adı altında savaş ve çatışmacı bir siyaseti esas aldığının da altını çizen Hatimoğulları, ekledi: “Güney Kürdistan’da kimyasal maddeler kullanılarak, insanlar katlediliyor. Nagihan suikastla katledildi. Efrîn, HTŞ’ye verildi. AKP eliyle bunlar gerçekleşiyor. Türkiye içerisinde sürekli savaş ve çatışma, Kürt sorunun demokratik çözümü engellemek için herseye yapıyorlar ve sonra diyorlar ki; biz Müslümanız. Bu Müslümanlık değildir. Bu İslamiyet değildir. Sen kendi ümmetinden olan insanlara hayatı zehir edeceksin, her Allah’ın günü onlarca katliam gerçekleştireceksin. Sonra ben Müslüman’ım diyeceksin. Buna inanmamak gerekiyor. AKP’nin politikalarını da teşhir etmek bunun yanı sıra inanan, inanmayan herkesin bu topraklarda barış, kardeşlik içerisinde eşit yurttaşlık temelinde yaşayabileceğimizi paylaşmak istiyoruz.”
 
 MA / Berivan Altan