ANKARA – AKP ve MHP’nin “polise tokat” meselesi üzerinden partilerine saldırmasına yanıt veren HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “AKP ve MHP iktidarı seçim çalışmasını HDP'ye saldırı üzerine kuruyor” dedi.
Meclis Genel Kurulu’nda kanun teklifi görüşmeleri öncesi partilerin Grup Başkanvekili gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
İlk olarak söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, HDP’nin de içerisinde bulunduğu Gemlik için İstanbul’un Kadıköy ilçesinde yapılan eylemi hedef aldı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Başkanı Saliha Aydeniz’i hedef alan Dervişoğlu, “Kadıköy'deki terör propagandasını ve polisimize yapılan çirkin saldırıyı şiddetle kınıyorum. Ayrıca, bu sıradan bir provokasyon değil, cezasız bırakılmaması icap eden de bir kirli eylemdir. Yasama dokunulmazlığı, hiçbir milletvekiline milletin güvenliği için zor şartlar altında fedakârca çalışan polislerimize ve güvenlik mensuplarımıza hakaret etme ve saldırıda bulunma hakkı vermez. Huzur ve asayişimiz için çalışan evlatlarımıza fiziki müdahalede bulunarak el kaldıranlar için de gerekli adımlar derhâl atılmalıdır” dedi.
Dervişoğlu, AKP’nin ekonomi politikalarını eleştirerek, devam etti.
‘ŞENYAŞAR AİLESİ ADALET BEKLİYOR’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da, 14 Haziran 2018 tarihinde AKP’li İbrahim Halil Yıldız'ın korumaları ve yakınlarının saldırısı üzerine Şenyaşar ailesinden baba Hacı Esvet Şenyaşar, oğulları Adil ve Celal Şenyaşar’ın katledildiğini hatırlattı. Şenyaşar ailesinin adalet nöbetinin devam ettiğini dile getiren Beştaş, “Urfa Adliyesi önündeki adalet nöbetine kararlılıkla devam ediyor ve A4 kâğıdı üzerine yazdıkları yazı sadece ‘Adalet istiyoruz’ şeklinde. Emine Şenyaşar'a kulak verelim, şöyle diyor: ‘Dört yıldır anma yapmadık, taziye daha kuramadık. Herkes yarın bizim yanımızda olsun, Fadıl'ım bırakılsın, adalet gelsin, o zaman taziye kuracağız. Ben herkes için adalet istiyorum; adalet yerini bulsun, adalet gelmeden ben buradan kalkmayacağım. Artık yeter, biz de evimizde oturmak istiyoruz. 3 kişiyi öldürdüler, oğlumu serbest bıraksınlar. Dört yıl bitti, beşinci yılına giriyor; bu zulüm artık son bulsun, çocuklarımı öldürenler yakalansın. Neden yakalanmıyorlar? Hastanede, doktorların gözü önünde insan öldürülmez. Ben hastayım, buraya zorluklarla geliyorum, öleceksem burada öleyim’ diyor Emine anne. Biz de buradan kendisine sesleniyoruz: Evet, ‘Şenyaşar ailesi için adalet’ demek, bu ülkede adalete olan güvensizliği aslında sağlayabilecek kadar önemli bir dava demek” ifadelerini kullandı.
‘BİR PANKARTTAN DAHİ KORKUYORLAR’
Anadolu Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde Ali İsmail Korkmaz pankartı açmak isteyen üniversite öğrencilerinin gözaltına alınmasına da değinen Beştaş, “Ali İsmail Korkmaz'ın okulunda anılması kadar normal bir şey olabilir mi? Buna bile tahammül edilemiyor, aslında bu öldürenlerin suç ortaklığıdır. En insani tepkiye bile tahammül edilemiyor, bir pankarttan dahi korkanlar bunun suç ortağıdır. Siz gençlerin festivalini, müziğini, ifade özgürlüğünü engellemekle meşgul olacağınıza Akdeniz Üniversitesinde okuyan 3 öğrencinin yurtta, 1 öğrencinin de evde şaibeli intiharlarına dair bir şey söyleyin, bir söz kurun; tarikatların elindeki bu yurtlarda gençlerin başına neler geliyor, buna dair soruşturmalar açın” diye konuştu.
HEDEF GÖSTERİLMEYE TEPKİ
DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in hedef alınmasına da tepki gösteren Beştaş, “Yanımda Şırnak milletvekilimiz Hüseyin Kaçmaz oturuyor. Özellikle kameralar göstersin. Bir ay oldu, kolu bandajlı. Hangi tarihte? 17 Mayıs’ta, bizim bölge konferansımızı yaptığımız gün polisin saldırısıyla parmağı kırıldı. Önce alçı yapıldı, tutmadı, sonra ağır bir ameliyat geçirdi ve şu anda sağ kolunu kullanmıyor. Neden söylüyoruz? Biz ‘Kutuplaşma olmasın, gerilim olmasın; bununla halkın gündemini meşgul etmeyelim’ diye bunu bile duyurmadık. Bu görüntüler elimizde olmasına rağmen, Vekilimiz hastanede olmasına rağmen tek birimiz bunu açıklamadık ama dünden bu yana tecride karşı yapılan bir etkinlik sebebiyle kıyamet koparılıyor. Neymiş? Diyorlar ki: ‘Vekil polise yumruk attı.’ Bu da AKP'li vekilin oğlunun polisleri sıraya dizdiği resim; bu da yine bir vekilin -kadın vekil olduğu için ismini söylemeyeyim, herkes biliyor- bir polise hakaret ettiği sıradaki görsel. Ne demeye çalışıyorum? Bize, HDP'ye bunun üzerinden saldırı için bir bahane aranıyor aslında; AKP ve MHP iktidarı seçim çalışmasını HDP'ye saldırı üzerine kuruyor. Evet, bizim üzerimize saldırarak muhalefet üzerinde de baskı kurmaya çalışıyor; bunu dünyanın her yerinde, objektif bakan bir vatandaş görebilir. Biz tecride karşıyız, evet. Niye o etkinliği yapıyoruz? Çünkü bu savaştan rahatsızız, biz görüşmelerin olmasını savunuyoruz” diye belirtti.
‘TECRİT BİR İŞKENCEDİR’
Tecride karşı olduklarını da sözlerine ekleyen Beştaş, şöyle konuştu: “Tecrit uluslararası hukukta da Türkiye hukukunda da bir işken yöntemidir. Eğer muhalefetiyle, iktidarıyla ‘Biz işkenceyi savunuyoruz, tecridi de savunuyoruz’ diyorlarsa bunu tartışmayız, oturur konuşuruz. ‘Biz savaşı savunuyoruz, siz barışı savunamazsınız’ diyorlarsa yine siyaseten tartışırız ama bunu kriminalize ederek, sanki tecride karşı suçmuş... ‘Görüşmeler yapılsın, aile gitsin, avukat gitsin görüşsün; yaşıyor mu, ölü mü?’ Halkın talebi bu, halkımızın talebi bizim de talebimizdir; milyonlarca insan bu talebi yüksek sesle ifade ediyor. O talebi görünmez kılmak için, maalesef başka bir bahaneye sığınarak HDP'yi tekrar ötekileştirmeye çalışıyorlar; bu oyunun farkındayız, lütfen, kimse bu oyuna gelmesin.”
GEZİ EYLEMLERİ
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel de Gezi eylemlerine değindi. Özel, “Gezi, bizlerin elimizin üstünde tuttuğu, ülkenin 81 ilinden 79'unda yaşanmış, milyonların düşüncelerini ifade ettiği bir protestodur. İktidar partisinin şeytanlaştırma girişimlerinin sonucunda 1 Haziran 2013 günü Kızılay'ın göbeğinde Ethem Sarısülük vurulmuştur, on dört gün yaşam mücadelesi vermiştir ve 14 Haziran 2013 günü yaşamını yitirmiştir. Ölümünün 9'uncu yılında Ethem Sarısülük'ü, Gezi sırasında yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımızı saygıyla anıyor, acılı ailelerini bir kez daha bağrımıza basıyoruz” dedi.
‘SANDIĞA KADAR ‘YA SABIR’ ÇEKİYOR’
Ekonomideki krize vurgu yapan Özel, “Yıllık enflasyonu TÜİK bile yüzde 73, bağımsız ENAG yüzde 160 açıklıyor ve ekmeğin yıllık artışı yüzde 100'ken, 1 litre sütün yıllık artışı yüzde 150'yken, 1 yumurtanın yıllık artışı yüzde 100, 1 kilo tereyağınınki yüzde 77, ayçiçeği yağının yüzde 163'ken siz insanlara TÜİK'in verdiği enflasyon zammını veriyor ve onun üzerine altı ay boyunca gelen enflasyonla hâlen daha işçileri ezdiriyorsanız ve gerçek enflasyon bu rakamlarsa siz böyle konuşmaya devam edin; siz böyle konuştukça millet sizin onun derdine derman olmayı bırakın, derdine ne kadar yabancı olduğunuzu görüyor ve buna göre önüne gelecek sandığa kadar ‘Ya sabır!’ çekmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.