Polise tokat atmak AKP ve MHP’ye münferit, HDP’lilere suç!

img

ANKARA – DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’i hedef alan MHP’li Olcay Klavuz, 2011 yılında polise attığı tokadı savundu. MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da AKP ve MHP’li vekillerin polise attığı tokatların münferit olduğunu söyledi.

MHP Mersin Milletvekili Olcay Klavuz, Genel Kurul’da Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerini hedef aldı. Klavuz, Gemlik için Kadıköy’de yürümek isteyen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’i hedef aldı.

Ardından söz alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Kadıköy’de yaşanan polis şiddetine dair görselleri paylaştı. DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in polisler tarafından yere düşürüldüğü fotoğrafları Genel Kurul kürsüsünden gösteren Beştaş, “DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz yere düşürülmüş ve oradaki vekiller tarafından ayağa kaldırılıyor. Ağır bir şekilde darbediliyor. Videoyu, isteyen bütün vekillerimize gösterebilirim” dedi.

MHP’Lİ OLCAY’IN POLİSE ATTIĞI TOKADI HATIRLATTI

MHP’li Olcay Klavuz’un 2011 yılında Ülkü Ocakları Genel Başkanı iken polise tokat attığını hatırlatan Beştaş, “2011 yılında Ülkü Ocakları Genel Başkanıyken, Sayın Bahçeli arabaya biniyor -arka koltuğa- o arada polisler gelip ‘Beyefendi gelecek’ ‘Kim gelirse gelsin’ mealinde sözler; önce polise tokat atıyor, sonra yumruk atıyor; ‘Ben polisim’ diyor, ‘Ne olursan ol’ diyor. Bunu bir hatırlatayım. Kesinlikle bir polis, vekili dövmemeli, darp etmemeli, hiçbir vatandaşı. Bir vekil de bunu yapmamalı. Katiyen bu kabul edilebilir bir şey değil ama bir vekili, bir eş genel başkanı refleks olarak kendini korumak zorunda bırakan ortamı lütfen herkes görsün” diye konuştu.

Klavuza yanıt veren Beştaş, “Evet, HDP savaş karşıtıdır, HDP işkenceye karşıdır, HDP tecride karşıdır, HDP her gün gençlerin cenazesinin gelmesine karşıdır, HDP savaş propagandasına karşıdır, HDP savaş propagandasıyla gençleri ölüme göndermeye karşıdır” diye karşılık verdi.

KLAVUZ KENDİ ATTIĞI TOKADI SAVUNDU

Ardından söz alan MHP’li Olcay Klavuz, “Türk polisi bizi, şahsını ve HDP'yi çok iyi biliyor. Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptığım dönemlerde hatırladığım kadarıyla rahmetli Nevzat Kösoğlu ağabeyimizin cenazesine katılmıştık. Dolayısıyla cenaze esnasında ciddi kargaşalar yaşanmıştı. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendiyi yolcu edeceğimiz esnada bu şahsın özellikle üzerimize aracı sürmesiyle birlikte ve Genel Başkanımızın aracı hareket etmeden önce bir nevi tahrik edercesine üzerimize araç kullanılmıştı. Tabii, o şahsın şu an için FETÖ'den dolayı polislikten ihraç edildiğini bilmekteyiz” sözleriyle polise attığı tokadı savundu.  Klavuz, polisi sevdiğini de sözlerine ekledi.

Söz alan Beştaş, “Olcay Kılavuz Türkiye'de görev yapan polise yumruk ve tokat attığını Türkiye halkının huzurunda ikrar etti, kendisini alkışlıyorum. Genel Başkanınız önce sizi ihraç etsin. Onlar tokat atınca FETÖ'cü çıkıyor nedense biz tokat atınca ‘Türk polisi şehittir, vatanseverdir’ diyor. Polis sadece sizin değil ya, polis bu ülkede 84 milyonun polisidir. Polisin görevi bütün yurttaşları korumaktır, görevini yapmaktır” dedi.

AKP VE MHP’Lİ VEKİLLERİN ATTIĞI TOKATLARI SAYDI

AKP ve MHP’li milletvekillerin polise yönelik yaptıklarını ise Beştaş, şöyle sıraladı: “Bitmedi, bitmedi diğer partilerin polise ilişkin işlemleri. MHP'li Vekil, Manisa Turgutlu'da gece yürüyüşü düzenleyen, işte konserde MHP Manisa Milletvekili Ahmet Orhan tokat atmış polise, haberlerde sayfa sayfa çıkıyor. AKP’li vekilin oğlu polisleri sıraya dizmişti. Bu, aylarca tartışıldı, böyle karşısına dizdi ve polise ağzına gelen hakareti yaptı. Bizzat AK PARTİ Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz polise ‘şerefsiz’ dedi ve çok daha ileri gitti. Şimdi, burada kahramanlık sizde öyle mi? Gidin oradan be!”

MHP’Lİ AKÇAY’DAN  MÜNFERİT SAVUNMASI

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise polise atılan tokat ve yumrukları 15 Temmuz öncesi gerçekleştiğini savundu. Akçay, AKP’li ve MHP’lilerin polise attığı tokatları münferit olduğunu savunarak, “Bu münferit ve daha çok kişisel ölçekte kalan ve daha çok da bu hadiselere sebebiyet verenlerin FETÖ hadisesi nedeniyle tasfiye edilmişlerini bir kenara bırakırsak da... HDP'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarına, güvenlik ve adalet kurumlarına veya hemen hemen bütün kurumlarına topyekûn bir karşı çıkış ve düşmanlık içerisinde olduğunu da dikkate alırsak bu verdiği örneklerin son derece münferit olduğunu görürüz, arada dağlar kadar fark vardır” sözlerini sarf etti.

‘MECLİS TAZİYE ÇADIRINA DÖNDÜ’

Sataşmadan söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, şöyle devam etti: “Değerli halkımız, bizim Türkiye'de Türkiye halkıyla, toplumuyla, kurumlarıyla hiçbir düşmanlığımız yoktur, kesinlikle yoktur; bizim sorunumuz sistemledir. İktidardaki partilerin savaşı kışkırtması, savaş politikasıyla kendi iktidarlarını garantiye almak istemeleridir. Bu Türkiye Büyük Millet Meclisi yas çadırına döndü ya, her gün taziyede bulunuyoruz. Bizim görevimiz bu meseleyi çözmektir. Bu mesele neden hâlâ ölümlere sebebiyet veriyor? Daha düne kadar billboardlara Adalet ve Kalkınma Partisi ‘Anneler ölmesin’ afişleri asmıştı. Bugün ne değişti, neden savaş çığırtkanlığı yapılıyor? Çünkü toplumu milliyetçiliği yönelterek, savaşın destekçisi hâline getirerek kendi iktidarlarını garantiye almaya çalışıyorlar. Diğeri, hani ‘FETÖ'cü’ dediniz ya...

BİZE HAZIRLANAN FEZLEKELERİN HEPSİNİ FETÖCÜ’LER HAZIRLADI

Bizim Kobanê davası, KCK davası; hakkımızda hazırlanan tüm fezlekelerin yüzde 99'u cemaatçi savcılar tarafından hazırlandı, mahkûmiyet kararları cemaatçiler tarafından verildi, hâlâ yürürlükte ve devam ediyor. İş MHP'ye, AKP'ye ya da başkalarına gelince onlar FETÖ'cü oluyor, siz aklanıyorsunuz; sorun HDP olunca karşıtlık devam ediyor. Bizi hiç kimseye düşman belletmeyin. Bu topluma düşman olan, bu gençlerin toprağa düşmesini yapanlardır, sağlayanlardır, savaşı alkışlayanlardır, her gün savaş çığırtkanlığı yapanlardır; topluma düşmanlık böyle olur. Bugün Trabzon'daki anne de Diyarbakır'daki anne de ‘Çocuğum sağ salim gelecek mi?’ diye sabaha kadar uyuyamıyor; bunun müsebbibi siyaset kurumudur. Siyaset, çözüm yeridir; tartışma yeri, kavga yeri, çözümsüzlük yeri değildir.”