BATMAN - Yazar Cem Orhan, yeni çıkan “Bir fare vesikası” romanında, Kürt coğrafyasında meydana gelebilecek bir felaket karşısında devlet ve bürokrasinin nasıl davranacağını sorguluyor.
Denizlili eğitimci Cem Orhan'ın kaleme aldığı Kürt coğrafyasında yaşanabilecek bir felaket karşısında devlet ve bürokrasinin nasıl hareket edeceğini sorgulayan “Bir fare vesikası” romanı Phoenix Yayınları'ndan çıktı. Ünlü bir din insanı ve vaiz olan Seyfi Takvaoğlu'nun birdenbire ortadan kaybolmasıyla birlikte bir gazetecinin gözlemleri üzerinden aktarılan roman, kentte meydana gelen bir fare istilası üzerinden ilerliyor. Satır arasında "Çatışma ortamı ve güvenlik açıkları gerekçe gösterilerek, şehir belediyesine kayyım atamasının yapıldığı bir dönemde buhranı yaşadık" diyerek sorgulanan bir gerçekliğin izinden giden Orhan, herkesin bildiğini sandığı gerçekliklere ise oluşturduğu kurguyla ayna tutuyor. Romanda, Petrol TV'sinden Diyarbakır Caddesi'ne kadar kent ile özdeşleşmiş birçok kişi ve mekan ismini kullanan Orhan, romanda siyasal İslam’ın ve ahbap çavuş ilişkileriyle yürüyen bir bürokrasinin, insanlığın maruz kaldığı felaketler karşısında doğuracağı sonuçları da irdeliyor.
BATMAN ÖZEL BİR KENT
Yaklaşık bir yıl önce kaleme aldığı romanını edebiyatın bir gereği olarak "demlenmesi" için beklediğini ifade eden Orhan, pandemi sürecinin tüm planları alt üst ettiğini ve aynı benzerlik olmaması adına romanını basma kararı aldığına dikkat çekti. Yaklaşık 5 yıldır Batman'da eğitimci olarak görev yapan Orhan, Kürtlerin coğrafyasında geçen bir roman yazmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Tarihte birçok kez kentlerde büyük fare istilaları olduğunu hatırlatan Orhan, "20'inci yüzyılın başlarında Avustralya'da, Hindistan'da ise on yılda bir yaşanıyor. Fare istilalarında ise kimi zaman insanlar yatacak yer dahi bulamadığı ifade ediliyor. Daha bundan birkaç yıl önce 2016 yılında romanda çok büyük bir istila olmasa dahi seçimlere konu olabilecek kadar büyük bir sorun halini almıştı" dedi. Neden fare istilasını Batman'da konu edindiğini sorduğumuz da ise Orhan, Batman'ın özel bir kent olduğuna dikkat çekiyor.
DÜNYAYI İLGİLENDİRİR Mİ?
Distopik bir metin olmasına rağmen kentte yer alan simgesel isimleri kullanmaya özen gösterdiğini anlatan Orhan, “Batman dış basında çoğu zaman da Türk basınında kadın intiharları ile gündeme gelen bir kentti. Maalesef Ortadoğu'nun en özel kentlerinden biridir bu anlamıyla... 1990 yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetlerin en yoğun yaşandığı, o yıllardan bu yıllara gelir dağılımı ve işsizlikte zirveye çıkan bir şehir. En çok gazetecinin öldürüldüğü kentlerden birisi, Kürt siyasetçileri suikast ile öldürülen bir kenti. Bunun yanı sıra bir Hizbullah'ın da olduğu bir kent aynı zamanda... Tüm bunlara baktığımız da kurgu bir kentten bahsetmiyoruz. Ve en önemlisi de Kürt coğrafyasını en iyi temsili potansiyeli olan bir kent Batman. Romanda küresel bir fare istilasında değil sadece Batman'da geçen bir fare istilasından bahsediyoruz. Acaba Batman'da yaşanan bir fare istilası, bir felaket, Türkiye'yi, Dünya'yı veya Kürt coğrafyasını ne kadar ilgilendirir? Biraz da bunları da sorgulayan bir metin olduğunu söylesek yanılmayız. İşte şu an bir pandemi süreci var ve artan pozitif vaka sayıları ile Batman alarm veriyor. Sorgulamayı buradan da yapabiliriz” dedi.
TOPLUMSALLIĞIN GERİ İTİLMESİ
Popüler kültürün sık sık bohem konularda insan yalnızlığını sık sık işlediğini ama toplumsallığın geri itilmeye çalışıldığı eleştirisinde bulunan Orhan, "Bizde her zaman büyük kavramlar vardır. Şansa ve olumsallığa imkan tanınmaz, her zaman bir dizayn vardır. Her zaman bir komplocu vardır. Bir şeye ol der ve olur. Komple teorilerine baktığımız da her zaman mantıklı gibi gelir ama gerçeklikten kopuktur. Gerçeklik yoktur der ustalar. Kurgudan gerçeklik yaratılır der. Matematiksel deney gibi bir şeyi gösteremezsiniz, bürokrasiyi inceleyeceğimiz bir alet yok. Bunları gerçek ile kurgu arasında giden eseri bu yüzden ortaya koymaya çalıştım. Takdir artık okuyucularındır..." diye konuştu.
MA / Metin Yoksu