İnsan kaçakçılığı yapan askerlerin duruşması görüldü

img
RIHA - Sınırda insan kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle tutuklanan Tuğgeneral Bilal Çokay, “Biz fenomenler gibi göz önünde olmak istemiyoruz” sözleriyle kendisi savundu. 
 
Kuzey ve Doğu Suriye'den Türkiye'ye “göçmen kaçakçılığı yapmak” ve “Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma” suçlarından aralarında Tuğgeneral Bilal Çokay’ın yer aldığı 8’i tutuklu 10 kişinin yargılandığı davanın 2’nci duruşması görüldü. Akçakale 1’nci Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, sanık avukatları hazır bulunurken tutuklu bulunan sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) duruşmaya katıldı. 
 
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada tutuksuz yargılanan Suriyeli 2 sanık dinlendi. Sınırdan insanları geçirdikleri iddiasıyla ifadeleri alınan 2 sanık da iddiaları ret etti. 
 
‘89 BİN DOLAR GÖNDERDİ’
 
Ardından emekli albay Yasin Acar tanık olarak dinlendi. Acar, sanıkların birçoğu ile aynı birlikte yer aldığını belirtti. Acar, olayın ortaya çıktığı gün içerisinde para bulunan bir çantaya dair, tutuklu sanıklardan astsubay Tacettin Demir’in tutuklu bulunan uzman çavuş Ümit Aykol'a parayı götürmesine dair mesaj attığını ifade etti. Acar, "Kendim de parayı gördüm. 89 bin dolar gibi bir paraydı. Para Tacettin'in bulunduğu çadırdan çıktı. Olaya dair Bilal Çokay'ın kendisi savcıyı aradı ve durumu bildirdi. Savcı bey ve ekibi arama kararıyla geldi. Aramaya ben de katıldım. Aramada şahsi silah, cd ve banka dekontu bulundu. Tugay kapısından geçiş için bir manifesto düzenlenir. Çıkacak kişinin çantası dahil her şeyi havaalanındaki gibi incelenir ve bu arama kameraya çekilir. Ancak Tugay komutanlarının çoğunun araçları aranmıyordu. Bu olayın ardından onların da araçlarının arandığını artık biliyorum" diye konuştu. 
 
Ardından sanık avukatları Acar'a sorular sordu. 700'ü aşkın günde tugay kapısından 76 kez giriş çıkış yapılmasını soran sanık avukatına Acar, "Bu kadar giriş çıkış az bile. Normalde bundan daha fazla şekilde giriş çıkış yapanlar oluyor" diye cevap verdi. Sanık avukatları, müvekkillerinin tutuklu bulunduğu süreç sebebiyle ailelerinin psikolojisinin bozulduğunu, aylardır para alamadıkları için de maddi olarak kötü durumda olduklarını söyledi. Devamında savunma yapan sanıklar, tutuklanma gerekçelerinin olayın medyada yer alması olduğunu öne sürdü.   
 
BERAATLERİNİ TALEP ETTİLER
 
Tutuklu bulunan Çokay ise şunları söyledi: "Olayla tek ilişkim makam araçlarını gerekli ve mücbir sebeplerle vermemdir. Bunun dışında olayla alakam yok. Biz fenomenler gibi göz önünde olmak istemiyoruz. Tutukluluğum sebebiyle eşim ve çocuğum mağdur oldu" dedi. Dinlenen diğer sanıklar da tahliye ve beraatlarını talep etti.
 
Savcı, delillerin göz önüne alınması ve sanıklardan Ümit Akyol’un beyanlarını işaret ederek sanıkların tümü için tutukluluğun devam edilmesine dair mütalaa verdi. 
 
MSB'NİN KATILIM TALEBİ KABUL EDİLDİ
 
Mütalaaya karşı söz alan sanık avukatları, müvekkillerinin tahliyesini talep etti. Avukatlar ayrıca, göçmenlerin geçirildiği söylenen araçların buna uygun olup olmadığına dair keşif raporu hazırlanmasını HTS kayıtlarının incelenmesine dair bilirkişi raporu istedi. 
 
Savunmaların bitmesi ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Heyet, tüm tutuklu sanıkların tutukluluğuna devam kararı verirken, MSB avukatlarının katılım talebini kabul etti. Duruşma 24 Ekim’e ertelendi. 
 
NE OLMUŞTU? 
 
Olay, Kuzey ve Doğu Suriye’den geldikleri öğrenilen 18 göçmenin 16 Mart 2024'te Tuğgeneral Bilal Çokay’ın makam aracında bulunmasıyla ortaya çıkmıştı. Olayda gözaltına alınan göçmenlerin ifadeleri ve uzman çavuş Ümit Akyol'un beyanları doğrultusunda aralarında Tuğgeneral Bilal Çokay ve rütbeli askerlerin de yer aldığı 10 kişi hakkında Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma ardından emekliliğe sevk edilen Çokay, Haziran'da savcının talimatıyla Ankara'daki evinden gözaltına alınarak Akçakale'ye getirilmişti. Çokay ve beraberindeki 7 kişi hakkında tutuklama kararı verilmişti. Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı sanıklar hakkında “göçmen kaçakçılığı yapmak” ve “Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma” suçlamalarıyla iddianame hazırlamıştı. İddianame Akçakale 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.