ÇANAKKALE - Devletin Kazdağları’nda verilen doğa mücadelesini bitirmeye çalıştığını söyleyen aktivist Hakan Tosun, “Saldırılara rağmen yaşamı, doğayı, toprağı ve her türlü canlıyı onlardan korumaya devam edeceğiz” dedi.
Kanadalı şirket Alamos Gold tarafından Çanakkale’nin Kirazlı köyünde yürütülen altın madeni projesinin durdurulması için başlatılan Su ve Vicdan Nöbeti devam ediyor. Şimdiye kadar hem şirket hem de devletin eylemin bitirilmesi yönündeki girişimlerine rağmen nöbetlerini sürdüren doğa savunucularına koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında alınan kararlar uymadıkları gerekçesiyle para cezası kesildi. Bergama, Gezi, Valide Bağ ve Yırca gibi doğa direnişlerine ilişkin belgeselleri olan video aktivist Hakan Tosun, Kazdağları’nda verilen mücadeleyi de takip ediyor.
MÜCADELEDEN RAHATSIZLAR
Türkiye’de son 10 yıldır süren doğa mücadelesinin çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Tosun, “Güçlü direnişlerle karşılaştık ve bu direnişler kamuoyunun ve devletin de gündeminde önemli yer tutuyor. Kamuoyunun desteğinden devlet rahatsız oluyor. Böyle direnişleri fiili olarak şiddet uygulamak yönteminin dışında başka yöntemler de uyguluyor. Devletin, Kazdağları’nda direnişin kamuoyu desteğinin yüksek olması nedeniyle şiddetle bastıramadı. Bu yüzden direnişi ve direnişçileri itibarsızlaştırmaya çalıştılar. ‘Burada çıkabilecek orman yangınlarının sebebi siz olabilirsiniz’ denilerek korkutmaya çalıştı. Tüm bu yöntemlerle başarılı olamayınca bu sefer de salgını öne sürerek alanı boşaltmaları istendi” dedi.
İNTİKAM ALINMAK İSTENDİ
Salgının ilk gününden itibaren nöbet alanında izolasyonun yaratıldığını söyleyen Tosun, “Kendi aralarında konuşarak alanı terk etmemeye karar verdiler. Hemen ardından da nöbet alnında izolasyonu sağladılar. Salgının öne sürülerek, alanı boşatılmasının istenmesine kamuoyundan destek gelince devlet bu sefer de para cezalarıyla intikam almak istedi” diye belirtti.
TALANIN BELGELENMESİ
Devletin bir taraftan doğa savunucularını engellemeye çalıştığını bir taraftan da hukuki olarak tahribatın önünü açmaya çalıştığını söyleyen Tosun, ekolojik talana karşı açılan davalarda çoğu zaman Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun da uygulanmadığını söyledi. Projenin durdurulmasına yönelik kararlara rağmen şirketler çalışmaya devam ettiğini ifade eden Tosun, “Bu hukuksuzluğu ve talanı belgelemek, direniş için çok önemli. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun pandemiyle mücadele kapsamında aldığı kararlar arasında Drone uçuşunun yasaklanması da var. Orada doğa tahribatı belgelenmeseydi, belki de kimsenin haberi olmayacaktı. Kurul bu kararla Alamos Gold şirketine ‘siz istediğinizi yapın, biz sizi görmezden geleceğiz’ demiş oldu. Şirketin şu anda yasal bir zemini yok orada, direnişçiler oluşabilecek herhangi bir çalışmayı kayıt altına almak adına direnişi devam ettiriyorlar. Drone uçuşunun yasaklanması, şirketin yasal olmayan bir şekilde çalışmasına zemin hazırladı. Bunun belgelenmesi ve kamuoyunun gösterilmesini engellemek için aldılar bu kararı” ifadesinde bulundu.
KORUMAYA DEVAM
Salgının insanlara bir kez daha doğanın önemini gösterdiğini belirten Tosun, doğanın daha fazla korunması gereken bir dönemde, devlet salgın gündemini fırsat bilip, ekolojik talanlarına devam etmeye çalıştığını belirtti. Tosun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kaz Dağları’ndaki direnişi sessiz sedasız bitirebileceğini düşündü, Salda Gölü’nün kumlarını aldı ve Bursa Kirazlıyayla’da da doğaya zarar vermek istedi. Fakat tüm bunlara verilen direniş devletin geri adım atmasına neden oldu. Devletin öncelikle koruması gereken alanları, biz devletten korumaya çalışıyoruz. AKP geçen 18 yıllık iktidarı boyunca yaptığı fırsatçılığını, salgın döneminde de kullanmaya çalıştı ama direndiğimiz sürece geri adım atabildiklerini görüyoruz. Bütün saldırılara rağmen yaşamı, doğayı, toprağı ve her türlü canlıyı onlardan korumaya devam edeceğiz.”