'Kendi tohumlarımızla toprağımızı işleyelim'

img

URFA - İktidarın tarım politikalarının çiftçiye güç vermediğini belirten HDP Milletvekili Ayşe Sürücü, “Kendi ürettiğimiz tohumlarımızla toprağımızı işleyelim, kendi önlemimizi alalım. Tarımsal değerlerimize sarılalım, üretime devam edelim” dedi.

 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili ve Meclis Tarım Komisyonu Üyesi Ayşe Sürücü, yaşanan kuraklık ve iktidarın tarım politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tarımda daralmanın yaşandığını, bölgede bu durumun "yok etme" politikasına dönüştürüldüğünü ifade eden Sürücü, “Kürtlerin tarım kültürü boşa çıkarılmaya çalışılıyor. Halkı kapitalizme mahkum etmek istiyorlar” dedi. 
 
TOPLUM MAĞDUR 
 
İktidarın tarım politikalarının çiftçiye güç vermediğini, bu durumun ayrılan bütçeyle bir kez daha netleştiğini söyleyen Sürücü, ayrılan bütçenin bölgelere eşit bir şekilde dağıtılmadığına dikkat çekti. Diyarbakır, Urfa ve Mardin gibi bölge kentlerine geçtiğimiz yıl tohum desteğinin verilmemesinin, bütçenin eşit dağıtılmadığının göstergesi olduğunu söyleyen Sürücü, “Bu durum bölgedeki çiftçinin daha da mağdur olmasına neden oldu. Türkiye genelinde tarımdan kopuş yaşanıyor. Yine tarım alanları her geçen gün daralıyor. Bu duruma sebeplerden bir tanesi tarım girdilerinin çok yüksek olmasıdır. Yine bölgede Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (DEDAŞ) gibi bir şirket var. Kesinti ve fazladan faturalar ile çiftçiyi baskı altına aldı. Çiftçiyi destekleyen bir politika yok. Toplum bir bütün olarak mağdur ediliyor” ifadelerini kullandı. 
 
TEŞVİK YOK
 
Mecliste her defasında çiftçilerin yaşadıkları sorunları, DEDAŞ'ın uygulamalarını gündeme getirdiklerini dile getiren Sürücü, “Türkiye daha önce kendi gıdasını üreten 7 ülke arasındaydı. Fakat bugün her şeyi ithal ediyor. Bu anlaşılamaz bir durum. Urfa’nın çiftçisi ürettiği, pamuk, soğan, sarımsak, mercimek, nohut ve mısırdan zarar etti. Büyük sıkıntılar yaşadı. Yüzde 47’sinin Urfa’da yetiştiği pamuk şimdilerde ambarlarda çürüyor. Fiyatı ucuz olunca satılmıyor. Çiftçi masrafını çıkaramıyor. Geçtiğimiz yıl çiftçiler için felaketti diyebiliriz. Bu olumsuzlukların hepsi iktidarın politikaları ile bağlantılıdır. Bakın en iyi soğan ve sarımsak Urfa’da yetişiyor. Ama bu iki ürünü Çin ve İran’dan ithal ediyorlar. Durum bu olunca çiftçide teşvik edilmiyor” şeklinde konuştu.
 
TARIM VE KÜRTLER 
 
Tarıma bağlı, topraktan beslenen, doğal ve ekolojik olarak tanımladığı Kürt toplumunun tarım kültürünün boşa çıkarılmaya çalışıldığını ifade eden Sürücü, toplumun bir bütün olarak kapitalizme bağımlı hale getirilmeye çalışıldığına değindi. İnsanların kendi emeğiyle ürettiği ürünlerin yok olmaya doğru gittiğini vurgulayan Sürücü, “Venezuela’dan tonlarca peynir ithal ediyorlar. Peki, Van, Siirt, Urfa, Erzurum ve Kars’ta üretilen peynirin nesi var? Bu kentlerdeki insanlar neden desteklenmiyor. Yine hayvancılık neden desteklenmiyor? Kürt halkı toprağı ile barışıktır. Birçok ürününü kendi üretiyordu. Şimdiler Kürt halkını kapitalizme bağımlı hale getirmeye çalışıyorlar. Amaçları doğal ve ekolojik olan bu toplumu bu şekilde yok etmek” diye konuştu. 
 
YERİNDE İSTİHDAM 
 
Halkın kapitalizm karşısında çaresiz bırakılmak istendiğini, çiftçiyi desteklemeyen, insanları göç ettiren politikalar üretildiğini söyleyen Sürücü, “Biz HDP olarak insanın doğduğu yerde yaşamını idame etmesinden yanayız. Önemli olan insanın doğduğu topraklarda geçimini sağlayabilmesidir. Bunun için şartların sağlanması gerekiyor. İnsanların yaşadığı topraklardan göç etmemesi ve geçimini sağlayabilmesi için kooperatifleşme ve seracılık gibi istihdamı sağlayacak uygulamalar şarttır. Yine hayvancılığın yapılabilmesi için gereken desteklemelerin verilmesi gerekiyor” dedi. 
 
‘DEĞERLERİMİZE SARILALIM’
 
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) dünya genelinde yaşanacak gıda sıkıntısı uyarısına dikkat çeken Sürücü, şunları söyledi: “Gıda alanında ciddi daralmanın yaşanacağı belirtildi. Peki, Türkiye buna ne kadar hazır? Halkın durumu ne olacak bu konuda ciddi endişelerimiz var. Çiftçi her geçen gün daralıyor. Tüm bunlara rağmen kendi ürettiğimiz tohumlarımız ile toprağımızı işleyelim. Halk olarak kendi önlemimizi alalım. Tarımsal değerlerimize sarılalım, üretime devam edelim.”