BATMAN - Zorê Çayı’na yapılacak HES’e tepki gösteren TMMOB Batman İl Koordinasyon Kurulu, barajının etkilerini bilimsel temellerde ortaya koymak üzere kapsamlı bir rapor hazırlayacaklarını söyledi.
TMMOB Batman İl Koordinasyon Kurulu, Sason ilçesine bağlı Balbaşı (Herîvê) köyü ile Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Kayahan (Xweşika) Mahallesi arasında geçen Zorê Çayı üzerinde Hidroelektrik Santrali (HES) yapılmasına dair Batman İl Genel Meclisi’nin aldığı karara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Makina Mühendisleri Odası Temsilciliği’ndeki açıklamaya, TMMOB’a bağlı oda üyeleri ve Hasankeyf Yaşatma Girişimi Sözcüsü Rıdvan Ayhan katıldı.
Hasankeyf'i baraj altında bırakanların bu sefer de Zorê Vadisi'ni su altında bırakarak büyük bir doğa tahribatına yol açacağını belirten Ayhan, kararın iptal edilmesi çağrısında bulundu.
ÇED RAPORU
Hazırlanan basın metnini okuyan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Ahmet Bülent Tekik, yapılmak istenen proje için 2014 yılında ÇED olumlu raporu alındığını hatırlatarak, projenin onaylanması için yapılan başvuruların İl Genel Meclisi tarafından “Ekolojik, tarımsal, sismik, hidrolojik, çevresel, sosyal ve ekonomik” gerekçelerle reddedildiğini söyledi. Batman Valiliği’nin yeniden başvurusu üzerine Batman İl Genel Meclisi tarafından gerekli onayın 19 Kasım 2020 yıllında alındığını kaydeden Tekik, “Bölgenin genel geçim kaynağının tarım, bağcılık ve hayvancılık olduğu düşünüldüğünde HES Barajı yörenin geçim kaynakları üzerinde ciddi bir tehdit oluşturacaktır. Baraj, geçimini büyük oranda bağcılık ve hayvancılıkla sürdüren yurttaşların su kaynaklarına erişimini zorlaştıracak ve belki de yeni bir göç dalgasına sebep olacaktır. Zira HES yapımına itiraz eden köylülerin büyük çoğunluğu çevresel etkilerin yanında ekonomik etkenleri de öne sürmüşlerdir” ifadelerini kullandı.
DEPREM BÖLGESİ
HES projesinin bilim ve mantıkla izah edilebilecek bir durum olmadığını dile getiren Tekik, “Zira barajın yapımı ile birlikte bölgede ulaşım akslarında ciddi sorunlar yaşanacağı ve yeni ulaşım akslarının yapımının ciddi maliyetler doğuracağı öngörüldüğünde barajın ekonomik bir yatırım olamadığı da söylenebilir. Sason ilçemizin 1’inci derece deprem bölgesi olması da söz konusu alanda tutulacak olan muazzam su kütlesinin sismik risklerini göz önüne almamızı gerekli kılmaktadır” dedi.
‘KAPSAMLI BİR RAPOR HAZIRLAYACAĞIZ’
Hasankeyf gibi antik bir kentte yapılan barajın insanlar üzerinde yarattığı sosyal ve kültürel tahribata dikkat çeken Tekik, “HES Barajı ile bölgede yeni bir göç dalgasının başlaması, kendi topraklarından ve üretim zincirinden kopan yöre halkının sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel travmalarla yüz yüze kalacağı anlamına gelmektedir. Önümüzdeki süreçte yöre halkı ile dayanışmak, barajın yaratacağı tahribatları paylaşmak için çevre örgütleri ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte bölgeyi ziyaret edeceğiz. Özelde HES Barajı’nın söz konusu coğrafya üzerindeki etkilerini daha bilimsel temellerde ortaya koymak üzere TMMOB bileşenleri ve diğer bilim insanları ile de iletişime geçip kapsamlı bir rapor hazırlamayı hedeflemekteyiz” şeklinde konuştu.
‘DOĞAYA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
TMMOB olarak doğaya sahip çıkmaya devam edeceklerini kaydeden Tekik, “Barajların ekolojik, sosyal ve insani boyutta yarattığı travmaların farkında olarak ve Dicle Havzası Zorê Çayı üzerinde yapılması planlanan baraja karşı tavrımızı bilimsel ve etik değerlerle ortaya koymaktan çekinmeyecek, daha yaşanılabilir bir dünya için doğamıza sahip çıkacağız” dedi.